AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, uyum yasalarıyla ilgili "Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, takdir edersiniz ki tamamen yeni bir bürokrasinin oluşması, yeni bir idari sistemin oluşması, yeni teamüllerin oluşması anlamına da geliyor. Bununla ilgili çok titiz bir çalışma yürütüyoruz. Bu çalışma tamamlandıktan sonra tekrardan Milli Mutabakat Komisyonu'nda bir ortak çalışmayı müteakip Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne bu çalışmalar gönderilecek." dedi. 

Ünal, AK Parti Genel Merkezi'nde, AK Parti Genel Başkanvekili ve Başbakan Binali Yıldırım başkanlığında başlayan, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında devam eden Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı sürerken gazetecilere açıklamada bulundu, soruları yanıtladı.

Ünal, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi uyum çalışmalarına ilişkin Siyasi ve Hukuki İşler Başkanlığının bir sunum gerçekleştirdiğini, Mali ve İdari İşler Başkanlığının önerilerini sunduğunu, Tanıtım ve Medya Başkanlığı olarak yeni kurumsal kimlik çalışması konusunda sunum yaptıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 16 Nisan halk oylamasının yıl dönümüne ilişkin değerlendirmelerde bulunduğunu anlatan Ünal, "Türkiye için önemli bir dönüm noktası 16 Nisan. Çok uzunca bir zamandan beri Türkiye'nin soğuk savaş yıllarının şartlarına göre oluşturulmuş idari ve siyasal sistemini değiştirme gerekliliği bir sonuç olarak önümüzde duruyordu. 16 Nisan'da milletimiz istikrara 'evet' diyerek bir siyasal sistem değişikliği ve cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine 'evet' dedi, Türkiye kazandı. Bununla ilgili değerlendirmelerimizi yaptık." diye konuştu.

CHP'nin OHAL eylemi

Ünal, bugün CHP'nin olağanüstü hale (OHAL) karşı oturma eylemi gerçekleştirdiğini, hem CHP Genel Başkanı hem de sözcülerinin parmaklarını sallayarak tehdit ve hakaret içeren, alışılageldik yalan ve iftiralarını sıraladıklarını ifade etti.

CHP İstanbul İl Başkanının konuşmasında tutuklu milletvekilleri için rehin ifadesi kullanması ve CHP genel başkan yardımcılarının Deniz Gezmiş ve Selahattin Demirtaş benzetmesinin dikkatlerini çektiğini vurgulayan Ünal, sözlerini şöyle sürdürdü:

"HDP milletvekilleri Demirtaş'ı 7 kez ziyaret ederken CHP milletvekillerinin 17 kez ziyaret etmiş olmaları ve HDP'nin Kemal Kılıçdaroğlu'na Demirtaş'ı ziyaret etmesi konusundaki teklifleri, aslında bütün bunlar anlaşılabilir ve izah edilebilir hususlar. Geçtiğimiz günlerde Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun parka ve postal giydiği günleri yad etmesini de buraya eklemek gerekiyor. Burada yeni olan şey Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'sinin yeni Marksist-Leninist angajmanlarıdır. CHP'nin HDP, PYD, YPG, PKK, DHKP-C ile olan ortak angajmanlarını bizim doğru anlayabilmemiz ve İstanbul İl Başkanının HDP ağzıyla tutuklu milletvekilleri için rehin alınma ifadesini kullanması ya da CHP Genel Başkan Yardımcısının Deniz Gezmiş-Selahattin Demirtaş özdeşimini oluşturması... Buna şunu da ekleyelim; Kemal Kılıçdaroğlu'nun, parka ve postal giydiği yıllarda parkalı ve postallı arkadaşlarının 1974 Kıbrıs Barış Harekatı'na karşı çıktıklarını, 'Yaşasın bağımsız birleşik Kıbrıs' nasıl slogan attıklarını biliyorsunuz. Biz Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'sinin Atatürk ve CHP geleneğiyle bağını kopardığını söylerken kastımız budur. 

Maalesef bugün Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'sinin angajmanlarına baktığımızda Marksist-Leninist ideolojik angajmanlarla ortak bir fikri altyapı ve iş birliği olduğu çok net bir şekilde gözüküyor. Tabii böyle bir yapıdan yerli ve milli bir duruş beklemek, kusura bakmayın ham hayal olur."

Suriye'ye düzenlenen hava harekatı

Ünal, kimyasal silah kullanımına ilişkin ABD, Fransa ve İngiltere'nin Suriye'ye ortak bir hava harekatı düzenlediğini anımsattı.

Esed rejiminin kimyasal kullanımına ilişkin bir uyarı olarak hava harekatını desteklediklerini açık bir şekilde söylediklerini hatırlatan Ünal, şunları kaydetti:

"Hava harekatını desteklememiz ABD'nin YPG ve PYD ile iş birliğini onayladığımız anlamına gelmiyor. Çünkü biz Suriye'de doğru olan, çözüme destek veren her türlü eylemin yanında olduğumuzu ve çözüme katkı sunmayan eylemlerin de karşısında olduğumuzu ifade ettik. Diktatör oğlu diktatör olan ve Suriye'de bir milyondan fazla insanı kimyasal silah ya da konvansiyonel silahlarla katletmiş olan 6 milyondan fazla insanı mülteci konumuna düşüren, bir dönem 'Ben değişeceğim, ben reform yapacağım, ben demokratikleşeceğim' diyerek bizimle yakınlaşan ama halkına silah sıktığını gördüğümüzde mesafe koyduğumuz ve karşı durduğumuz ve sonra CHP'nin elini sıktığı Esed'e dönük bugüne kadar siz Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'sinin tek bir eleştirisini duymamışsınızdır. Ama aynı Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarının seçilmiş, her iki yılda bir seçime girmiş, milleti tarafından teveccüh görmüş Cumhurbaşkanımıza, meşru hükümetimize dönük her türlü hakareti, yalanı, 'diktatör'den tutun da ağza alınmayacak hakaretleri bir alışkanlık haline getirdiğini görürsünüz. Bu durumun Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'sinin karakteristik özelliğinden kaynaklandığını ifade etmeden geçemeyeceğim."

Uyum yasalarıyla ilgili 13 Nisan'da Başbakan Binali Yıldırım başkanlığında bir toplantı yaptıklarını, 19 Nisan'da Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında bir toplantı gerçekleştireceklerini aktaran Ünal, çalışmaların son değerlendirmesinden sonra uyum yasalarıyla ilgili hukuki süreçleri başlatacaklarını söyledi.

'Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle ilgili çok titiz çalışıyoruz'

Uyum yasalarına ilişkin bir soru üzerine Ünal, MHP ile oluşturdukları Milli Mutabakat Komisyonunun öncelikli olarak ittifak yasasıyla ilgili iki parti bünyesindeki komisyonların çalışmalarını değerlendirdiğini, Anayasa Komisyonuna havale edilmesinin ardından Genel Kurul'da yasalaştırıldığını anımsattı. 

Seçime, yürütmenin şekline, üst bürokrasiye dönük bazı yeni düzenlemelerle ilgili benzer bir çalışma yürütüldüğünü belirten Ünal, "Çünkü cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, takdir edersiniz ki tamamen yeni bir bürokrasinin oluşması, yeni bir idari sistemin oluşması, yeni teamüllerin oluşması anlamına da geliyor. Bununla ilgili çok titiz bir çalışma yürütüyoruz. Bu çalışma tamamlandıktan sonra tekrardan Milli Mutabakat Komisyonunda bir ortak çalışmayı müteakip TBMM'ye bu çalışmalar gönderilecek." diye konuştu. 

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun AK Parti ve hükümete yönelik eleştirilerinin hatırlatılması üzerine Ünal, söz konusu söylemleri değerlendirmeye değer görmediğini belirtti. 

Bu açıklamaları "spekülasyon, yeni tartışma alanı oluşturmak ve bunlar üzerinden siyasal konum oluşturmak üzere yapılan söylemler" olarak nitelendiren Ünal, "Bunlar Temel Karamollaoğlu'nun kendi siyasi görüşleridir, kendi siyasi değerlendirmeleridir. Bu siyasi değerlendirmeleri de yeni siyasi değerlendirmeler değil, bunlarla ilgili sadece şöyle düşünüyorum, Temel Karamollaoğlu böyle düşünüyormuş." diye konuştu. 

"Türkiye karşıtı bir dil ve söylem"

Bir gazetecinin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun döviz kurlarına yönelik açıklamalarını hatırlatarak, "Türkiye'ye yatırım yapılamayacağını söyledi. 'Bu ortamda kimse yatırım yapmaz.' dedi. Bu açıklamaları nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusu üzerine Ünal, "CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun dili ve söylemi çok açık ve net Türkiye karşıtı bir dil ve söylem" yanıtını verdi. "Kemal Kılıçdaroğlu ağır bir erdoğanfobya yaşıyor" diyen Ünal, şunları söyledi:

"Bu erdoğanfobyanın artık geldiği nokta Erdoğan düşmanlığı, Erdoğan korkusu, onda Türkiye düşmanlığına dönüşmüş durumda. 'Türkiye'de adalet, can ve mal güvenliği, mahkeme yok.' diyen, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bütün kurumlarının meşruiyetini tartışmalı hale getiren Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'Türkiye'ye yatırım yapmayın.' demesini de gayet normal karşılıyorum. Bu DHKP-C'nin, PKK/PYD/YPG'nin, MLKP'nin, yani bu ortak geleneğin temel karakteristik özelliğidir. Dolayısıyla bu yıkıcı söylem, bir muhalefet değil apaçık bir düşmanlık şeklinde kendisini gösteriyor."

Muhalefetin çözüm önerisi üretmesinin önemine değinen Ünal, şunları kaydetti:

"Bu ülke, dört terör örgütüyle mücadele ediyor. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı gibi iki siyasi ve askeri yüksek başarı kazanmış ve bu ülke bölgedeki sorunların kilit ülkesi olmuş. Bu ülkenin lideri 10 gün içinde dört liderle defalarca görüşerek bölgesel sorunlarda adeta oyun kurucu bir lider durumunda. Bu ülkenin sınır güvenliği sağlanmış, terörle mücadelesinde ciddi mesafe katedilmiş, bu ülke bütün bunlara rağmen 7,4 oranında büyüme göstermiş, son bir yılda 1 milyon 360 bin kişiye istihdam sağlamış ve bu ülke, bütün içinde bulunduğu ateş çemberine rağmen yani Suriye'den, Irak'a, Libya'ya, Ukrayna'ya kadar uzanan istikrarsızlık ortamında istikrarını, güvenliğini korumuş bir ülke."

Ünal, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun bunlara rağmen gerçekleştirdiği söylemleri eleştirerek, "Konuşmalarını dinlerken bu ülkeyi Suriye ve Irak'taki durumla eşitlediğini görüyoruz. Ya Kemal Kılıçdaroğlu hayal görüyor ya da Fransa, İngiltere, ABD, AB, Rusya, İran ve bizim işbirliği içinde olduğumuz bu ülkelerle kurduğumuz ilişkiler ve Türkiye'nin özellikle 2020, 2023, 2030 projeksiyonlarına baktığımızda, bunlarla ilgili Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir bilgisi ya da tasavvuru, tahayyülü yok" ifadesini kullandı.