Bekir Yılmaz yazdı: "Gönül Vefa İster"

“Vefa nedir, bilir misin? Vefa arkanda bıraktığını, giderken yaktığını yabana atmamandır. Vefa; dostluğun asaletine, bir dua sonrası verilen sözlere, hayallere ihanet katmamandır. Vefa; ötelerin sonsuz mükâfatı karşısında, cehennemi hafife almaman, ulvi güzellikleri dünyaya satmamandır.” -Mevlana Celaleddin Rumi

Abone Ol

Bu yazımı, 45 yıllık siyasi, ticari ve iş hayatımda gördüğüm ve tecrübe edindiğim bilgiler doğrultusunda kaleme alıyorum.
Atalarımız, “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır.” derken vefanın ne kadar önemli olduğunu ve yıllar öncesinde bu özelliğin nasıl yaşandığını bizlere anlatmışlardır.
Ya şimdi?
Bu güzellikten ne kadar uzakta yaşıyoruz.
Hiç düşündük mü peki?
Düşünüyorum da, hangimiz vefalı bir insanın özelliklerini taşıyoruz veya hangimiz vefasızlıkla karşı karşıya geliyoruz!
Bizler bu coğrafyanın, bu kültürün, bu toprakların insanlarıyız, değerleriyiz ve hepimiz zaman zaman birbirimizle karşılaşır bir araya geliriz.
Tam yeri gelmişken burada bir vicdan muhasebesi yaparsak eğer vefalı ya da vefasız olduğumuzu vicdanımız bize hemen söyler.
Somut örnek mi istersiniz?
Yakın tarihimize hep beraber bir göz atalım!
Elbistan’ımızda siyasi partilerin ilçe başkanlığını, belediye başkanlığını, milletvekilliğini, sivil toplum örgütlerinin başkanlığını yapan çok saygın, mümtaz şahsiyetleri hepimiz biliriz söz konusu kişiler, bulundukları makamda görev yaparken tıpkı arının oğul verdiği gibi etrafında olduğumuz kişilere vefalı olduğumuzdan mı yoksa çıkarlarımız doğrultusun damı yanlarında yer aldık. Bunu bir özeleştiri olarak algılayalım. Ne kadar vefalı olduğumuzu anlarız.
Hiç kimse bulunduğu yere paraşüt ile atlayarak gelmemiştir. Herkesin bir hikâyesi vardır. Siyasetin, ticaretin ve sosyal hayatın basamaklarını birer, birer tırmanarak gelmişlerdir. Siz siz olun çıkar ve menfaatiniz için birilerinin etrafında dolaşmayın. “Menfaat sandalye gibidir. Ayağının altına alırsan yükselirsin, başının üstüne alırsan ezilirsin.”
Hiç şüphesiz birçoğumuz bu konuda üstümüze asla toz kondurmayız ve çok vefalı
olduğumuz düşüncesi ile insanlardan biraz daha uzaklaşırız, pek çoğumuzda gerçekten
vefasızlıkla yüzleşerek en derin acıyı yaşarız! Allah (c.c )hiç kimseyi vefasızlıkla yargılamasın diyorum.
Bu anlattıklarımı, yerel siyasetin içinde bulunmuş ve seçilmiş biri olarak bire bir yaşadığım için yazıyorum, kaleme alıyorum. Bunu sadece ben değil yukarıda sıfatlarını zikir ettiğim seçilmiş ve görev yapmış herkes yaşamıştır ve biliyordur. Bu bir sitemde değil serzenişte değil hayatın gerçekleri. Peki, üzülüyor musun diye soracak olursanız eğer hayır hiç üzülmüyorum bilakis seviniyorum. Çünkü karşıdaki kişinin karakterini ve vefasızlığını öğreniyorum. Bu siyasette de böyle, ticarette de böyle, bürokraside de böyle. İşte bu yüzden selamı sabahı kestiğim çok “insan sürüsü” oldu.
Hayatımızdaki en acı şeylerden biri de bu olsa gerek. Ve ne yazıktır ki kültürel ve sosyal
yozlaşma her güzel şeyi yok ettiği gibi, vefayı ve vefa duygusunu da kaybettiriyor birçoğumuza.
Vefa büyük sözdür.
Vefalı olmak, sanıldığı kadar kolay değildir.
Sevginin olgunluk düzeyine ulaşmasıdır.
Her şeyden önce sağlam bir yaradılış, kararlı bir duygu ve sağlam bir karakter işidir.
Vefalı dost; senin yanlışlarını görüp sana fikir veren ama bunu yaparken asla otoriter olmaya çalışmayan, yanlışlarını görüp sana söyleyen, ama asla sorgulamayan, kötü zamanda yanında olan kişidir.
Sen yanında olduğun sürece senin yanında olan değil!..
Anlayacağımız vefalı insan olmak, her insanın harcı değildir...
Vefasızlık çok can yakıcıdır. İnsanın parası, makamı, toplumdaki yeri ya da güzelliği için sevilmesi oldukça aşağılayıcıdır; sonu ise hüsrandır, düşünmek bile istemiyorum desem yeridir.
Lütfen insanlığın iftihar tablosunda yer alan ve en önemli insani karakter olan vefayı her
defasında hassasiyetle hatırlayalım!
Dostluk vefa ister, sabır ister, fedakârlık ister, gönül ister.
Birisine dostum dediysen, önce sadakat ister.
Sık, sık aranıp hatırlanmak ve her zaman akılda kalmak ister.
Beraber ağlayıp beraber gülmek ister. Gün gelir birlikte ölmek ister.
Vefa, insanının ahlaki güzelliğidir, erdemidir, faziletidir, doğruluğudur, dürüstlüğüdür.
Vefaya susamış neslimizin vefa düşüncesinin korunması dileğiyle.
29 Ekim 2025 Çarşamba günü kutlayacağımız Türkiye Cumhuriyetimizin 102. Yılı kutlu olsun. Bu vesile ile Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları başta olmak üzere bu toprakları bizlere vatan kılan aziz şehitlerimizi, kahraman gazilerimizi ve ecdadımızı rahmet ve saygıyla anıyorum. Yaşasın Cumhuriyet!

< type="adsense" data-ad-client="ca-pub-2652272791524659">