Filistin Devlet Başkanı Abbas, Türkiye'nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Olağanüstü Zirvesi'ne katıldı.

İngiltere'nin ortağı ABD'nin de tüm anlaşma ve eylemleri adım adım takip ettiğini dile getiren Abbas, Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde de bu sözün gerçekleşmesi için her türlü desteği verdiğini ve bunun üzerinden 100 yıl geçtiğini vurguladı. 

ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü İsrail'e kendi eyaletlerinden birini verirmiş gibi ve dünyadaki tek karar verici kendisiymiş gibi davranarak, hediye olarak vermek istediğini belirten Abbas, ancak tarihte ilk defa doğudan batıya, Japonya'dan Kanada'ya bütün dünya ülkelerinin ve hatta ABD'nin yanında yer almaya alışılmış ülkelerin bile ABD'nin yanında yer almadığını vurguladı. 

Önce İngiltere, sonra da ABD'nin İsrail'e Filistin toprakları üzerinden tasarrufta bulunduklarının altını çizen Abbas, ancak ne olursa olsun bütün dünya örgütlerinin ve halklarının bu karara karşı tek vücut duruşunun, söz konusu kararın başarıya ulaşamayacağını gösterdiğini ifade etti. 

Halihazırda büyük bir sıkıntı yaşadıklarına dikkati çeken Abbas, Müslümanlar, Hristiyanlar ve bütün dünyanın özgürleri olarak zafer elde edeceklerini vurguladı. 

"İşgal altındaki Filistin'in tanınması için çalışmalıyız"

Abbas, bütün Müslümanları, dünyadaki tüm halkları, Hristiyan toplumu da arkalarına alarak Kudüs'ün işgaline karşı durmak için, Kudüs'ün kimliğinin değiştirilmesine karşı yapılan bu adıma karşı güçlü bir duruş sergilemek için bir arada olduklarına işaret ederek, "Bütün gücümüzle artık işgal altındaki Filistin'in devlet olarak tanınması için çalışmalıyız." dedi.

ABD'nin son olarak uluslararası hukuku hiçe sayarak bütün insanlığın vicdanını zedeleyecek bir karar aldığını belirten Abbas, Kudüs'ün eskiden olduğu gibi ve gelecekte de olacağı gibi Filistin devletinin başkenti olacağını dile getirdi.

Kudüs olmadan barış ve istikrardan söz etmenin mümkün olmayacağını anlatan Abbas, Türkiye ve Türk halkına verdikleri destek için teşekkürlerini sundu. 

Zirveyi, bu tehlikeye karşı çok net ve sağlam kararlarla tamamlamaları gerektiğini ifade eden Abbas, bunu hem Müslüman hem de Hristiyanların kutsal mekanını korumak adına ve işgal altındaki Filistin'in devlet olarak ortaya çıkması için yapmak gerektiğini söyledi. Abbas, Lübnan ve diğer işgal altındaki Arap topraklarının da kendilerinin haklı talebi içinde yer aldığını hatırlattı. 

İsrail'in işgal ve sömürge uygulamalarının devam ettiğine vurgu yapan Abbas, "Bizler Filistin devletimizin başkenti olan Kudüs'ü savunmayı sürdüreceğiz ve gerçek anlamda özgürlük ve bağımsızlığımızı elde edinceye kadar bu mücadelemizde geri adım atmayacağız." şeklinde konuştu.

Trump'ın Kudüs kararının, uluslararası hukukun, anlaşmaların ve özellikle de BM kararlarının açık ihlali olduğuna dikkati çeken Abbas, BM kararına göre ABD de dahil hiçbir ülkenin büyükelçiliğini Kudüs'e yerleştirmesinin mümkün olmadığını hatırlattı ve sivil toplum örgütleri ile bütün halkları Filistin davasında dayanışma göstermeye davet etti.

ABD tarafından tek taraflı alınmış bu kararın geçersiz ve gayri meşru olduğunun altını çizen Abbas, yapılanın uluslararası hukukun açık ihlali olduğunu söyledi. Abbas, "Böylelikle ABD artık barış sürecinde ara bulucu olma vasfını yitirmiştir ve asla ilerde siyasi barış sürecinde ABD'nin de yer almasına müsaade etmeyeceğiz." ifadelerini kullandı.

Filistin Devlet Başkanı Abbas, Kudüs'ün Filistin devletinin ebedi başkenti olarak kalacağını ve olmaması halinde barış ve istikrarın gelmeyeceğini belirterek, yanlış olan bu tek taraflı adımın aynı zamanda radikal ve aşırı olmayan grupları tetikleyeceğini ve meseleyi siyasi çekişmeden dini çekişme ve çatışmaya dönüştürme tehlikesine sahip olduğunu kaydetti.