Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye’de görev yapan bir büyükelçi, Türkiye’nin bir kabile devleti olmadığını bilmesi lazım. Benim kitabımda geri adım atmak yok" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan ziyareti dönüşünde uçakta gazetecilere değerlendirmelerde bulundu, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in davetine icabetle, Azerbaycan'a gerçekleştirdikleri günübirlik çalışma ziyaretini verimli bir şekilde tamamladıklarını aktaran Erdoğan, Azerbaycan'ı son olarak haziran ayında ziyaret ettiğini, Aliyev'le, Şuşa'nın ardından bu defa işgalden kurtarılan Füzuli ve Zenglan'da bir araya geldiklerini kaydetti.

"Türkiye olarak, bu projelerin parçası olduğumuz için gurur duyuyoruz"

Ziyarette, Azerbaycan'ın, işgalden kurtarılan topraklarında hayata geçirdiği yeniden imar ve kalkınma çalışmalarını yakından gördüklerini dile getiren Erdoğan, "Bölgedeki ekonomik kapasitenin canlandırılmasına, ulaştırma hatlarının ihyasına ve yenilerinin inşasına dair faaliyetleri birlikte incelemiş olduk. Azerbaycan’ın başarılarıyla, en az Azerbaycanlı kardeşlerimiz kadar biz de mutlu oluyoruz. Türkiye olarak, bu projelerin parçası olduğumuz için gurur duyuyoruz." dedi.

"Kilit önemdeki bir hava ulaştırma güzergahı hayata geçirilmiş oldu"

8 ay gibi rekor bir sürede tamamlanan Füzuli Uluslararası Havalimanı'nın açılışını, Aliyev'le birlikte gerçekleştirdiklerini hatırlatan Erdoğan, böylelikle kilit önemdeki bir hava ulaştırma güzergahının hayata geçirilmiş olduğunu söyledi.

Erdoğan, "Bu havalimanı, sadece Azerbaycan için değil, Kafkasların geneli için de ulaştırma konusunda katma değer sunabilecek potansiyele sahiptir. Azerbaycan’ın, bölgenin kalkınma önceliği yönündeki iradesinin tezahürü olan ve çok kısa sürede tamamlanan bu önemli ulaştırma merkezinin faaliyete geçirilmesinde emeği bulunan herkesi tebrik ediyorum." dedi.

"Ulaştırma hatlarının önemini her zaman vurguladık"

Bölgedeki ulaştırma için önemli bir yere sahip olan karayolları inşasıyla ilgili çalışmaları da yerinde incelediklerini belirten Erdoğan, "Bunların temel atma törenine iştirak ettik. Şirketlerimiz tarafından bölgede sürdürülen karayolu inşaatı çalışmaları hakkında yetkililerimiz ve çalışanlarımızdan bilgi aldık. Türkiye olarak, bölgesel barış ve istikrarın tesisinde ulaştırma hatlarının önemini her zaman vurguladık." diye konuştu.

"İşgalin çevreye verdiği tahribatın yaralarının sarılması bakımından önemsiyoruz"

Bölgenin yeniden kalkındırılması amacıyla başlatılan akıllı tarım projeleri kapsamında Zengilan'ı ziyaret ettiklerini ifade eden Erdoğan, "Buradaki Akıllı Tarım Kampüsünün temelini, kardeşim Sayın Aliyev’le birlikte attık. İşgalden kurtarılan bölgelerde, tarım üretiminin modern ve sürdürülebilir yöntemlerle yeniden başlamasını, 30 yıla yakın süren işgalin çevreye verdiği tahribatın yaralarının sarılması bakımından önemsiyoruz." dedi.

Erdoğan, "Azat edilen Azerbaycan topraklarının, yakın zamanda bölgede örnek birer üretim ve refah merkezi olacağına gönülden inanıyorum. Tüm bu alanlarda ilgili kurumlarımız, kuruluşlarımız ve firmalarımız Azerbaycanlı kardeşleriyle omuz omuza çalışıyor." ifadelerini kullandı.

"Türk firmaları çok ciddi işler almış durumdalar"

Değerlendirmelerinin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, şu an itibarıyla altyapı ve üst yapıda Türk firmalarının Azerbaycan'da çok ciddi bir potansiyele sahip olduğunu gördüklerini söyledi.

Erdoğan, "Altyapı inşaatlarında Türk firmaları çok ciddi işler almış durumdalar. İndiğimiz Füzuli Havalimanında 12 Türk firması Azerbaycanlı kardeşleriyle birlikte çalıştılar ve 8 ay gibi kısa bir zamanda burayı yetiştirdiler. Şimdi iki tane daha havalimanının inşası devam ediyor. Onların da süratle, 1 yıl içinde bitirileceği planlanmış vaziyette." dedi.

"Türkiye-Azerbaycan iş birliğiyle çok ciddi kararlı bir adım atılmış vaziyette"

Akıllı tarım dedikleri olayda da şu anda yoğun bir şekilde Türkiye-Azerbaycan birlikteliğiyle akıllı tarım yapıldığını ve bununla ilgili çalışmaların da yine kararlı bir şekilde devam ettiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bunun yanında hayvancılıkta da şu anda başarılı bir çalışmanın olduğunu bizzat gördük. Bu başarılı çalışmayla birlikte bir taraftan mayın temizliği de sürüyor. Mayından arındırılmış olan arazilerde şu an itibarıyla gerek Azerbaycan’a gerekse Türkiye’ye yönelik kazan-kazan esasına göre, tarım ve hayvancılık başlamış vaziyette.

En az 5-10 bin kadar angus türü hayvan buraya getirilmek suretiyle burada besi hayvancılığı cinsinden bir çalışmanın yapılacağını, bununla da özellikle Azerbaycan’ın et ithalatını minimize edeceklerini bizlere söylediler. Bu da gösteriyor ki şu anda tarımda ve hayvancılıkta bu noktada çok ciddi sıçrama olacak. Aynı şekilde altyapı ve üstyapıda yine Türkiye-Azerbaycan iş birliğiyle çok ciddi kararlı bir adım atılmış vaziyette."

"İlham Bey kararlı duruşundan herhangi bir taviz vermiyor"

İran'ın son dönemde "İsrail'i buraya getirdiniz" bahanesiyle Azerbaycan'ı ciddi şekilde tehdit ettiği konusunda da değerlendirmede bulunan Erdoğan, "İlham Bey’le bu konunun da müzakeresini yaptık. İlham Bey kararlı bir duruş içerisinde ve o kararlı duruşundan da herhangi bir taviz vermiyor. Dedi ki 'Bizim İsrail'e yönelik verilmiş bir tavizimiz yok. Biz İsrail'le her türlü mal mübadelesi içerisinde adım atabiliriz. Farklı ülkelerle nasıl adım atıyorsak, burada da aynı şekilde İsrail'le bu tür ilişkilerimiz vardır ve bundan sonra da olacaktır.' Bu konularda da ülkeler birbirlerinin karar mekanizmalarını etkilememeli, etkileyemez. Temennimiz odur ki İran da burada aklıselim ile hareket ederse İran ve Azerbaycan arasında herhangi bir sıkıntı yaşanmamış olsun." dedi.

Büyükelçilerin geri adımı

Atmış oldukları adımın birilerine gövde gösterisini olmadığını, sadece Türkiye'de görev yapan büyükelçilerin Türkiye'nin iç işlerine müdahil olmaması anlamında olduğunu kaydeden Erdoğan, herhangi bir büyükelçinin görev yaptığı ülkenin iç işlerine müdahale yetkisine sahip olmadığını söyledi.

Erdoğan, "Viyana Sözleşmesinin 41’inci maddesini bunların benden daha iyi bilmeleri lazım. Çünkü büyükelçilerin kendileriyle ilgili bu tür sözleşmeleri adım adım uygulaması lazım, adım adım takip etmesi lazım. Kaldı ki sen Türkiye’de görev yapıyorsun; Türkiye’de görev yapan bir büyükelçi, Türkiye’nin bir kabile devleti olmadığını bilmesi lazım. Türkiye gibi böyle kadim bir tarihe sahip olan bu ülkede görev yapan büyükelçi neyin nereye varacağını çok iyi bilmesi lazım. Eğer bunu bilmiyorsa Viyana Sözleşmesinin 41’inci maddesini onlara hatırlatmış olduk. Olay bu kadar basit." diye konuştu.

Erdoğan, "Tabi Amerika’nın büyükelçisi de bu işe karıştığı için herhalde Biden nezaket gösterisinde bulundu ve ilk açıklama oradan geldi. Zaten Amerika’dan açıklama gelince diğer 9 tanesi de ona tabi olmak suretiyle bu iş böylece kapanmış oldu." dedi.

"Benim kitabımda geri adım atmak yok"

Erdoğan, Amerika gazetelerinde kendisiyle ilgili yazılan "Erdoğan krizden kaçtı, geri adım attı" manşetleri ile ilgili soruya, "Ben nasıl geri adım attım? Ben taarruzdayım. Benim kitabımda geri adım atmak yok." şeklinde yanıt verdi.

"Gereği neyse bunu yapacağız"

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin, kasım ayının sonunda Türkiye'nin sözleşmeyi ihlal edip etmediğine ilişkin olarak bir süreç başlatabileceği konusunda değerlendirmesi sorulan Erdoğan, şunları söyledi:

"Benim herhangi bir beklentim yok. Benim sadece tek beklentim var; biz bildiğimizi okuruz. Konsey bildiğini mi okur; okusun. Onlar ne okuyor; dinleriz, görürüz. AİHM’inkini de Konsey’inkini de dinleriz; dinledikten sonra da biz üzerimize düşeni yaparız. Gereği neyse bunu yapacağız. Ben Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı olarak bu makamda bulunduğum sürece üzerime düşen görevi dört dörtlük yaparım. Acaba şu ne der, bu ne der; bunlara hiç bakmam. Benim aldığım terbiye bu, yetişme tarzım bu. Ölene kadar da aynen bu istikamette devam ederim, devam edeceğim."

"Biz bu tür siyasetçileri cepten çıkarıyoruz"

10 büyükelçi hadisesinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere bazı çevrelerin eleştirilerine yönelik değerlendirmeleri sorulan Erdoğan, "Bunlardan biri de geçmişte Bakü’de büyükelçi olarak görev yapmıştı, şimdi CHP’de güya siyaset yapıyor. İlham Bey’le konuşurken o bile 'Ben bu adamı bir daha bu kapıdan içeri sokmam' dedi. Çünkü Azerbaycan’a da ihanet etti. Sen önce bir defa büyükelçilik yaptığın ülkenin siyasetine saygılı olmayı öğren. Bunu öğrenmedi ki bu adam. Şu anda da rastgele işte nasıl olduysa siyaset yapıyor. Biz bu tür siyasetçileri cepten çıkarıyoruz. Bunların siyaseti öğrenmeleri için daha çok fırın ekmek yemeleri lazım. Bunlar büyükelçilik yapmış, siyasetçilik değil. Siyasetçilik başka bir şey, büyükelçilik başka bir şey." dedi.

ABD Başkanı Joe Biden ile görüşme

G20 ve BM İklim Zirvesi kapsamında ABD Başkanı Joe Biden ile görüşmesi ve ABD'nin F-16 talebi ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, Roma'nın gündemi ile Glasgow'un gündeminin şu anda değişmiş gibi gözüktüğünü, büyük ihtimalle Roma'da değil ama Glasgow'da bir görüşmeleri olacağını kaydetti.

Bu görüşmede en önemli gündem maddesinin F-35 konusu olduğunun altını çizen Erdoğan, şöyle devam etti:

"F-35’le ilgili olarak bizim 1 milyar 400 milyon dolarlık yapmış olduğumuz bir ödeme var. Bu ödemeyle ilgili olarak da tabi ki bunun bize geri ödeme planının nasıl olacağını kendileriyle görüşmemiz gerekecek. Bu konuda mükaleme ne getirecek ne götürecek; onu kendileriyle görüşerek öğreneceğiz. Alt düzeyde aldığımız bazı bilgiler var. Bize F-16 verme konusunda gelen bazı bilgiler… Bize gelen bilgi, bunlarla bu işi ödeme gibi bir plan olduğu yönünde. Bu doğru mudur, değil midir; bunları kendilerinden öğreneceğiz. En üst düzeyde de bunu tabi benim Sayın Biden ile konuşmam isabetli olacaktır. Eğer böyleyse ona göre bir anlaşma yoluna gitmiş olacağız."

"Devlet Bey, benim yüzde 7 teklifimi kendileri de aynen kabul ettiler"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile gerçekleştirdiği görüşmeye de değinen Erdoğan, Siyasi Partiler Kanunu ve yeni Anayasa çalışması konusunda tarih, takvimden öte şu anda Cumhur İttifakı ile attıkları müşterek adımı Bahçeli ile görüşme imkanları olduğunu söyledi.

MHP'den Anayasa çalışmasıyla ilgili hazırlıkların kendilerini geldiğini hatırlatan Erdoğan, bunun çalışmalarına da aynı şekilde bir destek olduğunu, onu da zaten planladıklarını, değerlendirdiklerini kaydetti.

Erdoğan, şunları söyledi:

"Seçim Yasası ve Siyasi Partiler Kanunu’yla ilgili de Feti Bey’in bizim arkadaşlara vermiş olduğu çalışma metni de arkadaşlarımızın elinde. Burada özellikle yüzde 5, yüzde 7 meselesi gündemdeydi. Bu konuda Devlet Bey, benim yüzde 7 teklifimi kendileri de aynen kabul ettiler. 'Bu noktada siz nasıl uygun görüyorsanız bizim için o kabuldür' dediler. Dolayısıyla bu yüzde 7 meselesini şu anda Kanunda bu şekilde, bizler de arkadaşlarımıza söyleyeceğiz. Onun üzerinden hareket edeceğiz. Öbür tarafta tabi Anayasa ile ilgili çalışmalarımız da aynen devam edecek. Arkadaşlarımız bu çalışmayı tamamen bitirdikten sonra o da Meclis gündemine gelecektir. Ama biz de tabi Meclis’te bir altyapının olmasının gereğine inanıyoruz. Bu konuda gönül arzu ediyor ki Meclis’teki diğer siyasi partiler de buna hazır olsunlar, onlar da bu konuda 'Tamam biz de yaparız' desinler ama şu anda onlardan aldığımız ses seda tam aksine, böyle bir şey yok."

"Her türlü iftirayı attılar, her türlü yalan dolanı söylediler"

Erdoğan, son zamanda TÜGVA, TÜRGEV ve ENSAR gibi vakıfların neden saldırı altında olduğuyla ilgili soruya da şu yanıtı verdi:

"Bay Kemal ve yandaşları bir defa hukuk tanımaz bir güruh. Diyelim ki TÜGVA 10 yıllık bir anlaşmayla adadaki bu yeri kiralamış. Anlaşma 10 yıllık bir süre tanıdığı halde daha üçüncü yıldayken kalkıp bunların kiraladıkları yeri zabıtalarla basıp oradan bütün demirbaş eşyalarına varıncaya kadar hepsini dışarı atma gayretleri bir defa bunların tıynetini göstermektedir, bunların cibilliyetini göstermektedir. Bu konuyla ilgili de açıklamaları ilgili bütün arkadaşlarım yaptılar, yapıyorlar. Aynı şey TÜRGEV için geçerli, aynı şey ENSAR için geçerli. Her türlü iftirayı attılar, her türlü yalan dolanı söylediler.

Bu bir şeyi gösteriyor, bunların ne denli hukuk tanımaz olduğunu ortaya koyuyor. Eğer bunlarda hukuka saygı olsa, zaten böyle bir adımı da atmazlar, atamazlar. Bu bir şeyi daha ifade ediyor, Allah bunların eline bu milleti düşürmesin. Bunların eline bu ülke kalacak olursa, bu ülkede nelerin olacağını, olabileceğini artık düşünün. Bunların yapmayacakları iş yok. İnsanların sırtındaki ceketi bile alır bunlar. Başka bir şey söylememe gerek var mı?"

"Bütün bunları aldıkları içindir ki bu kadar rahat sağa sola parayı dağıtıyorlar"

CHP'li Seyit Torun'un "Biz belediyeler olarak hükümetten eşit kaynak alamıyoruz, Belediyeler Birliğinden alamıyoruz" açıklamaları hakkında da konuşan Erdoğan, "Hepsi yalan. Bir defa yasal olarak belediyelerin hakları neyse bu haklarını İller Bankasına yönelik olanı oradan, Hazine Maliye’den almaları gerekeni oradan hiç istisnasız kesinlikle alıyorlar." dedi.

Erdoğan, "Bunlar bu parayı almamış olsalar ayakta duracak mecalleri kalmaz, maaş ödeyemezler, yatırım yapamazlar, o derece ciddi manada sıkıntıya girerler. Bütün bunları aldıkları içindir ki bu kadar rahat sağa sola parayı dağıtıyorlar. Bu dediğiniz isim demek ki ne maliyeyi biliyor ne vergi denilen olayı biliyor ne de belediyelerin hangi kaynaklardan nasıl gelir elde ettiğini biliyor. Bunların hiçbirini bilmiyor. Önce bunu öğrensin. CHP’li belediyelerde hizmetlerin ne kadar aksadığını, ne kadar eksik olduğunu herkes görüyor." ifadelerini kullandı.

"Ankara'nın göbeğine 637 bin metrekarelik muhteşem bir Millet Bahçesi yaptık"

Ankara'da Atatürk Kültür Merkezi'ni millet bahçesine dönüştürdüklerini belirten Erdoğan, "Ankara'nın göbeğine 637 bin metrekarelik muhteşem bir Millet Bahçesi yaptık. Gerçekten çok çok güzel bir yer oldu. Onun açılışını perşembe günü yapacağız." diye konuştu.

"Zillet ittifakı olarak cibilliyetlerinin gereğini yaptılar"

Dün Meclis'te oylanan Irak ve Suriye'ye tezkeresine CHP'nin 'hayır' oyu vermesine de değinen Erdoğan, Bunlardan farklı bir şey beklenir mi ki… CHP ve HDP’nin verecekleri oy zaten belliydi. Bunlar cibilliyetlerinin gereğini yaptılar. Orada sadece İP farklı bir karar ortaya koymuş oldu ama HDP ile CHP orada zillet ittifakı olarak cibilliyetlerinin gereğini yaptılar." dedi.

"Terörle mücadelede millet bizimle beraber"

Terörle mücadeleyi onların desteğini alarak değil, onların desteğinin tamamen dışında zaten sürdürdüklerini kaydeden Erdoğan, "Bundan sonra da yine aynı kararlılıkla terörle mücadelemizi sürdüreceğiz. Hiç endişeniz olmasın, terörle mücadelede millet bizimle beraber. Ordumuz, jandarmamız, bu noktada bizlerle beraber. Biz terörle mücadelemizi kararlı bir şekilde de Gabar’da, Cudi’de, Tendürek’te, Bestler-Dereler’de, sınır ötesinde, sınır berisinde her yerde sürdürüyoruz." ifadelerini kullandı.