MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Mehmet Akif Ersoy'un vefatının 85. yılı ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Ankara'ya gelişinin yıl dönümü dolayısıyla paylaşımda bulundu.

Devlet Bahçeli, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Mehmet Akif Ersoy'un 27 Aralık 1936'da ebediyete irtihal ettiğini anımsattı.

"DÜŞÜNDÜĞÜ GİBİ YAŞAYAN, ÖNCÜ OLAN GÖNÜL İNSANIYDI"

Mehmet Akif Ersoy'un hasbiliği, engin hissedişi ve heyecanını hem eserlerine hem de erdemli hayatına birebir yansıttığını belirten Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:

"Akif, düşündüğü gibi yaşayan, müessir iradesiyle, mütekamil inancıyla öne çıkan, öncü olan bir gönül insanıydı. Merhum Mithat Cemal Kuntay'ın vurguladığı üzere, Akif vitrin adamı değildi. Önünden geçenler bunu göremezdi. Akif'i görmek isteyenler içine nüfuz etmek zorundaydı. Gösterişe kapalı, riyakarlığa ve sahteliğe karşıydı. Tevazu, onun duru hayatıyla anlam ve açıklık kazanmıştı. 'Onun içyüzüne baktığım vakit, gökyüzüne, denize bakar gibi ferahlardım' diyen Merhum Mithat Cemal Kuntay, gerçekten de efradını cami ağyarını mani bir değerlendirmede bulunmuştu. Nitekim onun 63 yıllık hayatında siyah, lekeli, şaibeli hiçbir nokta da olmamıştı. Akif, istiklalimizin manzum eserini kaleme alırken, yüreğinden adeta bir fırtına gibi kopan sesi dinlemiş, vatana ve millete duyduğu emsalsiz sevdayı kıtalar halinde nakşetmişti.

"'SÖNMEZ BU ŞAFAKLARDA YÜZEN AL SANCAK' DEMİŞTİ, SÖNDÜRMEYECEĞİZ"

Merhum Nihat Sami Banarlı, Akif'i şöyle anlatmıştı: 'Ben Mehmet Akif'i inanmış bir insan olarak her hatırlayışımda, evliyalar kadar temiz ve lekesiz görebilmenin hazzını duyarım. İçim rahatlar.' Milli Mücadele yıllarında milletimize umut aşılamış, kalpleri teskin etmişti. Akif, Safahat'ın bir yerinde; 'Mezardan akseden avazı kimse dinler mi?' diye soruyordu ancak, onun mezar taşında bile İstiklal Marşı'nın ilk kıtasının parlak meşalesi görmesini bilenler için durmadan yanıyordu. Kanaatimce, Akif'i tanıyıp feyiz almak, bu fani hayatta bir ikramdır. Vefatının 85'inci yıl dönümünde Mehmet Akif Ersoy'u rahmetle, hürmetle anıyorum. 'Korkma' demişti, korkmayacağız. 'Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak' demişti, söndürmeyeceğiz. Ocaklarımızı da tüttüreceğiz."

"O GELİŞ UYANIŞIN MÜJDESİYDİ"

7 Aralık'ın, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Ankara'ya gelişinin 102'inci yıl dönümü de olduğunu anımsatan Bahçeli, şöyle devam etti:

"O geliş, bir uyanışın müjdesiydi. O geliş, milli diriliş ruhunun bayraklaşmasıydı. O geliş, kahramanların omuzlarında yükseldikçe yükselecek bir milletin ayağa kalkmasıydı. Bu vesileyle Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e, kurtuluşumuzun mümtaz isimlerine, kutlu ceddimize, aziz şehitlerimize Cenab-ı Allah'tan rahmetler niyaz ediyor, milli onurun, hiçbir mütecaviz, hiçbir müstevli ve muhasım odağın karşısında eğilmeyeceğini azimle ifade ve ilan ediyorum."