Kırıkkale'de beş çocuklu bir ailenin son ferdi olarak görme engeliyle dünyaya gelen Fatih Mehmet Moray, başarı dolu hayat hikayesiyle herkese rol model oluyor.

16 YILDIR GAZETECİLİK YAPIYOR

İlköğrenimine 1971'de İstinye İstanbul Körler Okulunun ilk öğrencisi olarak başlayan Moray, 1988'de Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik bölümüne girdi. Çeşitli radyolarda haftalık programlar yaptı, 16 yıldan beri de aktif gazeteciliğini sürdürüyor.

TÜRKİYE'DE BRAİLLE ALBASİ İLE BASILAN İLK GAZETE

Evli ve iki çocuk babası, 62 yaşındaki Moray, Türkiye'de Braille Alfabesi ile basılan ilk gazete olma özelliğini taşıyan Görülmeyen Gazete'nin yazı işleri müdürü. İstanbul Görme Engelliler Rehabilitasyon Merkezinde de bilgi teknolojileri ve iletişim dersleri veren Moray, meslek aşkını ve hayat hikayesini anlattı.

"GAZETECİLİK, HERKES İÇİN ZOR VE STRESLİ"

Hayatının üniversiteye girmesiyle değiştiğini belirten Moray, "Mesleğe başladıktan sonra işimi çok sevdim. Aslına bakarsanız bu işin göreni, körü olmuyor. Gazetecilik herkes için zor ve stresli bir meslek. Ben de o zorluğu ve stresi yaşadım. Hatta yeri geldi fotoğrafçılık yaptım. Çünkü burası bir yerel gazete." diye konuştu.

"NASIL YAPACAĞIM DİYE YADIRGAYANLAR OLDU"

Toplumun bakış açısının kendisi için çok önemli olduğunu vurgulayan Moray, sözlerine şöyle devam etti:

"Gazeteci olarak toplum önce beni kabullenmek istemedi. Yani nasıl gazetecilik yapacağım, fotoğraf çekeceğim konusunda gerçekten biraz yadırgayarak baktılar. Ama sonuç itibarıyla yaptığımı görünce çevredeki insanlar beni kanıksadı. Elimde fotoğraf makinesiyle sokağa çıkınca toplum beni kanıksamış oldu."

"ENGELLİLİKLE İLGİLİ GÖRÜLMEYEN HABERLERE YER VERDİM"

Yazılı basın, radyoculuk ve internet radyoculuğunun ardından mesleğe 2007'de Görülmeyen Gazete'nin yazı işleri müdürü olarak devam ettiğini ifade eden Moray, şöyle konuştu:

"Haber aslında gazeteci tabiriyle bir bardak sudan daha çabuk bir zamanda tüketilen bir şey. Dolayısıyla haberin niteliğini buna göre belirlemek gerekiyor. Ben de bu özelliklere dikkat ettim. Özellikle engellilik konusunda haber yaparken de yaygın medya olarak tanımladığımız medyada, ambargolu haber olarak çıkan veya hiç yer almayan haberlere ağırlık verdim. Örneğin birçok haber medyada çok farklı çıkar. Kimi gazeteciler tarafından bu çok farklı lanse edilir ve biraz da ajitasyona kaçarak yapılır. Bense olayın gerçeğini gün ışığına çıkarmaya çalıştım."

"FOTOĞRAF ÇEKERKEN HAREKETLİ OBJELER ZORLUYOR"

Yeni teknolojileri de mesleğinde kullanan Moray, "Fotoğraf makinesiyle çekim yaparken çok hareketli objelerde sıkıntım olmuyor değil, oluyor. Elimde açıkçası kamera olsa kamera da denerdim. Yazı konusunda da Windows'un kendi ekran okuyucu özelliği var, bunu kullanıyorum hiçbir şey bulamazsam. Kullandığım cihazlara gelince ilk etapta ses kayıt cihazları kullandım. Daha sonra kayıt cihazlarının yerine cep telefonları aldı. Hala kayıt yaparken cep telefonlarını kullanıyorum." dedi.

HEDEFİ, ENGELLİLERİN ÜRETKENLİĞİNİ AKTARMAK

Görme engelli ressam Eşref Armağan ile röportaj yaptığını dile getiren Moray, sözlerini şöyle tamamladı:

"Haberde engellilerin üretkenliklerini gün ışığına çıkarmayı hedefliyorum. Örneğin, bundan yıllar önce beni çok etkileyen bir haber vardı. Kırıkkale ilinden görme engelli birinin anahtarcılıkla hayatını kazanması. Bu televizyonda da çok haber olmuştu. Bunun üzerine haberler benim ilgimi çekiyor. Bizim görme engelli bir ressamımız var. Eşref Armağan. Eşref Bey'in bırakın Türkiye'yi, dünyadaki yansımaları çok önemli. Amerika'da nörologlar onun beyniyle ilgilendiler. Beyin dalgalarını ölçüp bilimsel açıdan bir şeyler elde etmeye çalıştılar. Eşref Armağan ile yaptığım o haber de çok ses getirdi."