Türkkan, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında İzmir'de meydana gelen depremin ardından AFAD ile İzmir, Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyeleri başta olmak üzere birçok kurumun büyük bir fedakarlık örneği gösterdiğini anlattı.

Depremde 114 vatandaşın hayatını kaybettiğini anımsatan Türkkan, bunun da bütün Türkiye'nin canını yaktığını belirtti.

Kendisinin de Marmara Depremi'ni yaşadığını, depremin ne demek olduğunu çok iyi bildiğini dile getiren Türkkan, yaşanan acılardan dolayı Kocaelililer'in kendi aralarında deprem olayını konuşmadığını söyledi.

Türkkan, Türkiye'nin hamasete varmadan, birilerini suçlamadan ve siyasete alet etmeden deprem gerçeğiyle yüzleşmesi gerektiğini ifade etti.

TBMM'de 58 araştırma önergesi verildini ancak İzmir depremine kadar hiçbirine olumlu cevap verilmediğini kaydeden Türkkan, "İzmir depreminden sonra geç de olsa TBMM'de Deprem Araştırma Komisyonu kuruldu. Bu önemli bir gelişme. İYİ Parti olarak komisyon çalışmalarını takip edeceğiz. Umarım iktidar bundan sonra apartman diye mezarlık inşasına izin vermez." diye konuştu.

Lütfü Türkkan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, vatandaşların evlerinin dayanıklı olup olmadığını kontrol ettirmesi ve sağlam bina için harekete geçmesi gerektiğini söylediğini aktararak, "Sayın Cumhurbaşkanı saraydan bakmaya başlamış meseleye. Çünkü saraydan görülmüyor meseleler. İnsanlar 'açım' diyor. İki gün önce Gebze'de bir vatandaş belediyenin önünde kendini yakmak istedi. Polis zor kurtardı. 'Açım' diyen vatandaşa 'evini sağlamlaştır' demek vatandaşın derdiyle ilgili olmamaktır." dedi.

AK Parti'nin 18 yıldır iktidarda olduğunu anımsatan Türkkan, 36,9 milyar dolar deprem vergisi toplandığını ancak toplanan paralarla depreme ilişkin hiçbir şey yapılmadığını ileri sürdü.

 Koronavirüsle mücadele

Meclis'te her gün 3-4 milletvekilin koronavirüse yakalandığını ifade eden Türkkan, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın açıkladığı rakamların gerçeği yansıtmadığını iddia etti.

İYİ Parti Erzurum Milletvekili Naci Cinisli'nin de hastalık kaptığını ve özel hastanede bile yatacak yer bulamadığını anlatan Türkkan, şöyle konuştu:

"Bir milletvekiline hastanede yer bulamıyorsanız, vatandaş Mehmet'in durumu ne olacak? Vatandaşımız için aradığımız hastanelerde yer yok. Bunun bir adım sonrası hastalığın ilk çıktığı dönemlerdeki İtalya ve İspanya'da yaşanan durumdur. Hastane koridorlarında yatan insanlar vardı, bir adım sonrası bu olacak. Gece saat 10:00'da lokantaları, berberleri kapatmakla Kovid-19'la mücadele edemezsiniz. İlk başta yapıldığı gibi gerekirse sokağa çıkma yasağı getirilsin. Salgın başka türlü durdurulamıyor, bunun bir ilacı yok, aşısı da geliştirilmedi. Eğer sürü bağışıklığına bıraktıysanız millete haber verin ki kendini korusun. Salgın çok kötü bir şekilde devam ediyor. Umarım önümüzdeki günlerde daha kötü bir tabloyla karşılaşmayız."

 ABD başkanlık seçimi

ABD'deki başkanlık seçimine değinen Türkkan, "Bizim için kimin kazandığının bir önemi yok. Her ikisi de Türkiye hakkında verilen kararı farklı uygulamayacak." değerlendirmesinde bulundu.

Joe Biden'ın büyük ihtimalle ABD Başkanı olacağını belirten Türkkan, Türkiye'nin bu dönemde dış politikada başını ağrıtacak yeni bir yönetimle karşı karşıya olduğunu söyledi.

ABD'nin dış politikasının Türkiye'nin çıkarlarıyla çelişmeye başladığını belirten Türkkan, "ABD'nin, Yunanistan ile Batı Trakya'da ülkemizi ve soydaşlarımızı hedef alan ortak bir tatbikat yaptığını ununtmadık. Güneyimizde PKK tarafından kurulan sözde otonom devlet için ABD'nin attığı imzaları da unutmadık. Doğu Akdeniz'deki çalışmalarımıza yönelik tehditlerini de unutmadık. AK Parti, Biden'a kutlama mesajlarını gönderirken umarım bu gerçekleri unutmaz." diye konuştu.

Türkkan, dış politikada ilişkilerin şahıslar üzerinden değil, ilkeler üzerinden yürümesi gerektiğini vurguladı.

TÜİK'in açıkladığı enflasyon rakamlarının gerçeği yansıtmadığını ileri süren Türkkan, vergi yapılandırmasına ilişkin yasal düzenlemenin başarılı olmayacağını iddia etti.

Türkkan, bir gazetecinin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "Millet İttifakı’nın dağılması için belli kişilere para verildiği, parti kurma çalışmalarına destek verildiği" iddiasını hatırlatması üzerine şunları söyledi:

"Bu meseleyi takip ediyoruz. Kamuoyunda henüz seslendirilmeyen ama ciddi anlamda kulaktan kulağa gelen duyumlar var. Ama bu millet bir iktidarın gitmesine karar verdikten sonra ne yaparsanız yapın önüne geçemezsiniz. Millet, AK Parti'nin gitmesine karar vermiş. Boşuna hazineden para aktararak birilerine parti kurdurmalarına gerek yok. Bu millet DSP'yi yüzde 21'den yüzde 1'e indirdi. Siyaset sosyolojisi bunu izah edemez. Yeter ki millet karar versin. Milletin kararı AK Parti'nin gitmesi üzerine kesinleşmiştir. Değiştirmeleri çok zor. Bu durumu farketmeleri de çok zor. Şu an sadece saraydan görüldüğü şekilde Türkiye'yi yönetmek mümkün değildir."