TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Sivas Kongresi'nin 102. yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen etkinliklere katıldı.

Milli mücadeleyi üç kelime ile özetledi 

Kutlama programında konuşan Şentop, milli mücadelenin özünü; iman, kararlılık ve adanmışlık kelimeleri ile özetleyerek, şunları kaydetti;

100 yıl önce vatanımız ilhak ve işgal, milletimiz esir edilmek tehdidi ile karşı karşıyaydı. Büyük kayıplarla ve maalesef mağlup olarak çıktığımız Birinci Dünya Savaşı’nın sonucunda milletimiz, bin yıldır vatan kıldığı topraklarda yok edilmek üzereydi. İki yüz yıl boyunca, mütemadiyen savaşlarla, felaket ve facia ile örselenmiş milletimiz, son kale olarak gördüğü bu vatan topraklarından da sürülmek istenmekteydi. Bugünden bakıldığında bazı kararları ve hamleleri kolay ve tabii görmek kolaydır. Fakat facia ölçüsünde mağlubiyet ve acılarla hırpalanmış, bitkin ve gururu kırılmış bir milletin yeniden ayağa kalkması sanıldığı kadar kolay değildir. Onca kayıptan ve mağlubiyetten sonra bunu yapacak kudrete ve kararlılığa sahip olmak, evvela sarsılmaz bir iman, sonra kararlılık ve adanmışlık gerektirir. Milli Mücadele işte tam da budur. Mirasçısı olmakla iftihar ettiğimiz Milli Mücadelenin ruhunu özetlemek gerekse şu üç kelime yeterlidir: iman, kararlılık ve adanmışlık.

“Milli mücadele silahlı çatışmadan ibaret değildir”

Milli Mücadele bir silahlı çatışmadan ibaret değildir. Asıl büyük mücadele, başlangıçta, işgal tehdidi karşısında hangi yolun doğru ve şerefli olduğu hususundaki tartışmalarda ortaya çıkmıştır. 102 yıl evvel Sivas’ta toplanan kongrede temel meselelerden birisi, Amerikan manda ve himayesinin reddi olmuştur. Sivas Kongresi’nde bir hatip kürsüye çıkarak, ‘Müstakil yaşamaya mali durumumuz müsait değildir, zira çok borcumuz vardır’ diyebilmiştir. Fakat, Kongre heyetinin kahir ekseriyeti, milletimizin asaletine yakışan bir şekilde, tereddütsüz olarak, bedeli ne olursa olsun tam bağımsızlık uğruna mücadele etmenin zaruretini benimsemiş ve dünyaya ilan etmiştir.

“Mandacılık zaman zaman karışımıza çıkabilmiştir”

Sivas’ta kesin bir dille red ve ilan edilen, mahkum edilen mandacılık, geçtiğimiz yüzyıl içinde de, rafine edilmiş inceltilmiş şekilleriyle, zaman zaman karşımıza çıkabilmiştir. Millete ve millet iradesine itimadında zaaf olanlar, darbeci ve vesayetçi anlayışlarla “manda ve himaye” taleplerini ortaya koymuşlardır. Millete tepeden bakan, milleti küçümseyen, millet iradesine karşı vatan toprakları dışından destekler elde etmeye çalışan her anlayış, Sivas’ta red ve mahkum edilen mandacılığın eserlerini zihninde ve kalbinde taşımaktadır. Bugünün Türkiye’si, yüz yıl önce istiklal için mandacılığa hayır diyen asil anlayışı, istikbal için zihinlerinden ve kalplerinden çıkartmaya muvaffak olmuş vatan evlatlarının ellerindedir ve onların omuzlarında yükselecektir.