Doç. Dr. Burhan Fatih Koçyiğit, açıklamasında dünya genelinde yaklaşık 720 milyon bireyin işlev güçlüğü yaşadığını ve yaklaşık 100 milyon bireyin de ciddi güçlüklerle karşı karşıya olduğunu ifade etti.

Engelliğin tüm ülkelerde yaşlılar, savunmasız insanlar ve kadınlar arasında yaygın olduğunu ifade eden Doç. Dr. Koçyiğit, “Engellilik bir kalkınma sorunu olarak da kabul edilebilir. Engelli bireylerin toplumun diğer kesimlerine göre daha düşük sosyoekonomik şartlara sahip olduğunu destekleyen veriler giderek artmaktadır. Toplum içerisindeki engelli birey sayısının bilinmesi ve yaşadıkları sorunların tespit edilmesi, bu bireyleri kısıtlayan engellerin kaldırılmasına ve adaptasyonlarının artırılmasına yönelik çalışmaları geliştirecektir. Dünya Sağlık Araştırmasına göre 59 ülke genelinde 18 yaş ve üzeri yetişkin nüfusta ortalama engellilik oranı yüzde 15.6 olarak tespit edilmiştir. Bu veriler yüksek gelirli ülkelerde yüzde 11.8, düşük gelirli ülkelerde ise yüzde 18 olarak bildirilmiştir. Belirtilen bu oranlar 15 yaş ve üzeri bireyleri içerisine alacak şekilde genişletildiğinde, dünya genelinde yaklaşık 720 milyon bireyin işlev güçlüğü yaşadığı, yaklaşık 100 milyon bireyin de çok ciddi güçlükler yaşadığı ortaya çıkmaktadır. Engellilik tüm ülkelerde kadınlar, toplumun yoksul kesimleri ve yaşlılar gibi savunmasız gruplarda daha sıktır.” dedi.

Engelli bireyler için rehabilitasyon programlarının önemli olduğunu söyleyen Doç. Dr. Koçyiğit, “Rehabilitasyon terimi, vücut işlevlerinin iyileştirilmesine yönelik müdahaleleri ve kapsamlı önlemleri içeren engelliliğe yönelik bir dizi uygulamayı tanımlamak için kullanılmaktadır. Birleşmiş Milletler Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşmenin Rehabilitasyon ile ilgili 26. Maddesinde Engelli bireylerin azami bağımsızlığını, tam fiziksel, zihinsel, sosyal ve mesleki becerilerini elde etmelerini ve yaşamın her alanına tam katılımlarını sağlamak için akran desteği dahil uygun tedbirlerin alınması” çağrısı yapılmaktadır. Engellilik kavramı sadece fiziksel engellilik ile sınırlandırılmamalıdır ve bunun çok ötesinde bir bütün olarak değerlendirilmelidir. Engelli bireyler toplumda en çok dışlanan ve ikinci planda kalan gruplardan birisidir. Engelli bireylerin geri planda kalmasını engellemek için koordine bir yaklaşım ve sistem gereklidir. Bu vizyon toplumun bütünü, engelli bireyler ve onları temsil eden kuruluşlarla aktif istişare yoluyla elde edilebilecektir.” ifadesini kullandı.