TBMM İçişleri Komisyonu Başkanı ve AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Celalettin Güvenç, yoğun gündem ile çalışmalarına devam ederken yerel ve ulusal tv kanallarına yaptığı açıklamalarla Kamuoyunu bilgilendirmeye devam ediyor. Güvenç, bu kez ise TRT Haber Canlı yayınında Nilgün Balkaç’ın ‘Birinci Sayfa’ programına konuk oldu. Suriye’de Türk Silahlı Kuvvetlerinin operasyonlarıyla oluşturulan güvenli bölgeden Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönmesine ve Suriyeli mültecilerin ekonomik olarak Türkiye’ye külfetine kadar birçok konuya değinen Güvenç, Avrupa Birliğine tepki gösterdi. İşte Güvenç’in açıklamalarından satır başları;

“HANGİ YASA ÇIKARSA ÇIKSIN GERİ DÖNÜŞÜN OLMASI İÇİN ORADA YAŞAM OLMASI LAZIM”

Konuşmasına, Türkiye’nin istediği güvenli bölgenin oluşturulmasındaki sevincini dile getirerek başlayan Başkan Güvenç, “Tel Abyat kapısının kapandığında  ben Şanlıurfa’da valiydim. 5 yıl sonra o kapının açıldığını tahayyül etmek, hissetmek ve yaşamak çok önemli. Akçakaleli, Harranlı, Urfalı kardeşlerime geçmiş olsun diyorum. Onların buna ne kadar sevindiğini biliyorum. Tel Abyad kapısı beşinci normale dönen kapımız. Aşağısında Karkamış, Kilis, Reyhanlı ve Kumlu var. Bu bizim beşinci kapımız. Hangi yasa çıkarsa çıksın geri dönüşün olması için orada yaşam olması lazım. Yaşamın ve hayatın normalleşmesi lazım. Biz, Fırat Kalkanı operasyonunda da Barış Pınarı operasyonunda da ısrarla Cumhurbaşkanımızdan Bakanlara hepimiz bunu vurguladık. Orada bir güvenli bölge oluşturalım, sınırımızda terör ve şiddet olmasın, bu terör şiddet olayları hem bizim ülkemizin güveliğini tehdit etmesin hem de ülkemizde çok fazla göçmen var orada güvenli bir ortam sağlayalım ve dönsünler dedik. İnsafsızca tel Abday’da, Rasulayn’da, Kobani dediğimiz Ayn Al Arab’da ve daha güneyi olan Karkamış’da terör örgütü PYD/PKK bir etnik temizlik yaptık. Sadece Araplara ve Türkmenlere karşı yapmadı bu operasyonu Kürtlere karşı da yaptı. Biz oradayken bir gecede Kobani dediğimiz Ayn Al Arab’ın karşısında 200 bin Suriyeli Kürt geldi. Biz onları karşıladık, sıkıntı oluşmasın diye her türlü tedbirleri aldık. Çünkü örgüt, sadece Araplara ve Türkmenlere karşı tahammülsüz değildi. Örgüt, Kürt olup kendi fikrinde olmayanlara karşı da son derece tahammülsüzdü. Onlara karşı da ciddi şiddetler uygulayarak aşiret reislerine kadar öldürdüler. Tüm bunların sonucunda  sınırdaki her türlü ticaret bitti, sınır kapıları kapandı” dedi.

“ŞUANA KADAR 368 BİN SURİYELİ ÜLKESİNE DÖNÜŞ YAPTI”

Şimdiye kadar 368 bin Suriyeli ülkesine dönüş yaptığını ve bu dönüşlerin giderek artacağına değinen Güvenç, “Bugün hamdolsun ki gururla görüyoruz, insanlar evlerine dönüyor. Umuyorum ki Türk Silahlı Kuvvetlerimizin başarılı operasyonları sonucunda orada hayat normalleştikçe Suriyeliler ülkelerine dönecek. Halkımızın bilgilerine sunuyorum, Sayın İçişleri Bakanımızın Meclis Plan Bütçe Komisyonunda yaptığı sunumu ben de dinledim şuana kadar 368 bin Suriyeli ülkesine dönüş yaptı. Yasal düzenleme doğrudan Suriye veya göçmenler ile ilgili değil. Toplamda 93 maddelik bir yasa teklifimiz var bu tekliflerin içerisinde Jandarma, Sahil Güvenlik ve Emniyet Teşkilatımızın durumlarıyla ilgili maddeler var. ayrıca göç idaremiz ve göçmenlerle ilgili yani göçmen kaçakçılığının önlenmesiyle ilgili maddeler var. Uzakdoğu’dan gelenleri biz göçmen kabul etmiyoruz ve uçağa bindirip gönderiyoruz. Sadece bu yıl Afganistan’dan, Uzakdoğu’dan, Pakistan’dan gelen 100 bine yakın insanı biz gönderdik. Güvenli bölge kapılarını şuan açtık ve oralarda gerekli tedbirleri aldık. İnsanı yardım ve zaruri ihtiyaç maddeleri ile ilgili bir hareketlilik olacak. Yasayı, operasyonu ve Hükümetin Cumhurbaşkanımız Başkanlığında yaptığı tüm çalışmaları birlikte değerlendirmek lazım” şeklinde konuştu.

“TÜRKİYE TEK BAŞINA BU KÜLFETİN ALTINDA KALMAMALIDIR”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip  Erdoğan’ın her fırsatta tüm Dünyaya çağrı yaptığını ve tüm ülkelerin  suriyeli mülteciler konusunda ellerini taşın altına koymaları gerektiğini ifade eden Güvenç, “Cumhurbaşkanımız Avrupa Birliğine ve Dünyaya çağrı yapıyor. O bölgede 2 milyon insanın iskanı için bize maddi destek verin diyor. Madem ki bir külfet var, madem ki bir sorun var Türkiye tek başına bu külfetin altında kalmamalıdır. Avrupa Birliği ile belki de en büyük itilaf konumuz budur. Onlar sadece konuşuyorlar, herhangi bir risk almıyorlar, bir sorun esnasında ellerini taşın altına sokmuyorlar. Bununla ilgili gerekli çalışmalar her platformda yapılıyor. Cumhurbaşkanımız, İçişleri  Bakanımız, Dış İşleri Bakanımız ve Milli Savunma Bakanımız bu konuda dirayetle Avrupa Birliğine  buralarda ne olduğunu ne bittiğini, nasıl çözüleceğini anlatıyorlar. Herhangi bir destek olmaz ise, bu konu Maliye Bakanlığıyla İçişleri ve Savunma Bakanlığının birlikte geliştirecekleri projelerle olabilir. Ezbere bir şey söylemek yanlış olur. Ama benim gördüğüm şudur, bu bölgede güvenlik alanları geliştirildikçe, hayat normale döndükçe insanlar gitmeye başladı ve daha da gidecekler” dedi.

“4 MİLYONDAN FAZLA SURİYELİNİN BİYOMETRİK KİMLİĞİ ÇIKARILDI”

Son olarak, Türkiye’nin Suriyeliler konusunda herhangi bir güvenlik zaafiyetine fırsat vermediğini ve şimdiye kadar 4 milyondan fazla Suriyelinin biyometrik kimliğinin çıkarıldığını söyleyen Başkan Güvenç, “Türkiye, Suriyelilerin kimlik sorunları ile ilgili son 5 yılda bir devrim yaşadı diyebiliriz. Biz 4 milyondan fazla Suriyelinin biyometrik kimliğini çıkardık. Parmak iziyle kim ne değildir bunu biliyoruz. Bu parmak izini, biyometrik kimliği Emniyet, Jandarma, MİT ve devletin diğer kurumları paylaşım içerisinde görebiliyor. Bu bir devrimdir. Bu insanların Türkiye’de başka kimlikler istedikleri gibi gezme şansı yok. Parmak iziyle en ufak bir hadisede yakalanıyorlar. Bu anlamda ciddi bir yol kat ettik. Bakanlık nezdinde daha da ciddi çalışmalar gerçekleşecek” diyerek sözlerine son verdi.