Kahramanmaraş’ımızın düşman işgalinden kurtuluşunun 101. yıldönümünde, aziz vatanın hür ve müstakil yaşaması için fedakârca mücadele eden kahraman ecdadımızı rahmet ve şükranla anıyorum.

Anadolu’nun kadim şehirlerinden biri olan Maraş; yüzyıllar boyunca bir Türk yurdu olarak bağımsız yaşamış, istiklal ruhu bu şehirde yaşayan her ferdin adeta yaşam felsefesi olmuştur. Ne yazık ki, Birinci Dünya Savaşı’nın ardından aziz vatanın birçok yeri gibi Maraş da, önce İngilizler ardından Fransızlar tarafından işgal edilmiştir. Bu durum, tüm Maraşlıları derinden yaralamış ve bağımsızlık için çareler aramaya yöneltmiştir.

Sütçü İmam ve Bayrak Olayı ile Ermeni işbirlikçilerin mezalimleri gibi hadiseler de aziz ecdadımızın birlik ve beraberlik duygularını perçinlemiştir. İşte böylesi bir atmosferde silaha sarılan Maraşlılar, 21 Ocak 1920’de başlayan çarpışmaları, 11 Şubat 1920’de zaferle sonuçlandırmışlardır. Bir şehir halkının her türlü yokluğa, fevkalade zorluklara ve kendisinden kat be kat üstün olan düşmana karşı elde ettiği bu zafer, tarihte eşine az rastlanan bir başarıdır. İşte bu yüzdendir ki, Maraş’ın düşman işgalinden kurtuluşu, Türk İstiklal Savaşı’nın dönüm noktalarından biri olmuştur. Maraşlının bu kahramanca mücadelesi, tüm Anadolu için eşsiz bir örnek oluştururken, vatanın bağımsızlığa kavuşacağına olan inancı artırmıştır.

Dolayısıyla Maraş Milli Mücadelesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı Türk İstiklal Savaşı’nın ilk harcıdır. Bugün bizlere düşen ise türlü meşakkatlerle bizlere vatan olarak bırakılan bu yurdu daha müreffeh, daha yaşanılabilir bir ülke ve bir şehir haline getirmektir. İnşallah, Kahramanmaraş’ın başta eğitim olmak üzere, sanayide ve teknolojide daha da kalkınması, istiklal mücadelesinde olduğu gibi öncü şehir olması için elimizden gelen gayreti göstereceğiz.

Bu duygu ve düşüncelerle bir kez daha, 12 Şubat Kurtuluş Bayramımızı tebrik ediyor, vatanı canlarından üstün tutarak, tarihe mâl olan kahraman ecdadımızı hayırla yâd ediyorum.