TRT Haber'de özel röportaj konuğu olan Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, TRT Haber ve Spor Yayınları Dairesi Başkanı Yaşar Taşkın Koç'un gündeme dair sorularını cevapladı. Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

Liselere kayıt sistemiyle ilgili sınav yönergesi hazırlandı

Her kesimin beklediği bir klavuz yayınlayacağız. Bu klavuz ile orta öğretim kurumlarına yerleştirme ile ilgili hususlar belirlendi. Şu anda arkadaşlarımız sahada çalışıyorlar. Hangi okullar sınavla öğrenci alacak, hangi okullar sınavsız öğrenci alacak dolayısıyla bir çalışma yapıyorlar. Arkadaşlarımız ile hemen hemen üç, dört il hariç kalan bütün illeri tamamladık. Önümüzdeki bu süreçte de onları da tamamlayıp alacağız. Yönergeyle, merkezi sınavla yapacağımız sınav hem sayısal hem sözel olacak. İki oturumlu olacak, sözelde; Türkçe, din kültürü ve ahlak, inkilap ve Atatürkçülük, yabancı dil olacak ve her birisinden 10'ar soru ile 50 soru olacak. Sayısalda ise matematik ve fen bilimlerinin olacağı burada 40 sorunun olacağı ve bu sorularda da kesinlikle ezber istemiyoruz. Kendi öğretim programlarında kendi öğrencilerimize vermiş olduğumuz kazanımları benimsedi mi? İçselleştirdi mi? Bununla ilgili analiz yapabiliyor mu? Bununla ilgili eleştirel düşünme kabiliyeti var mı? Okuduğunu anlayabiliyor mu? Bunlardan sonuç çıkarabiliyor mu? Gibi soruları soracağız kesinlikle ezbercilik olmayacak. Öğrencimizin kazanamınları ne kadar benimsediğini anladığını ölçmek istiyoruz. Merkezi yerleştirmeyle yapılan sınavda öğrencilerimiz bir puan alacak. Bu puanla, sınavla öğrenci alan okullara, öğrencilerimizi puan üstünlüğüne göre yerleştiriceğiz. Ola ki puanlar eşit oldu, o zaman da orta okul başarı puanını dikkate alacağız. Buna bir şekilde önem verilmesi lazım. Yaşı küçük olana öncelik vereceğiz. Bu da eşit ise o zaman 8,7 ve 6. sınıflardaki yıl sonu başarı puanını alacağız. Bu da eşit olursa o zaman okula mazeretsiz olarak en az devamsızlık yapanı tercih edeceğiz. En sonunda da tercih önceliğinde dikkate alacağız. Öğrencilerimize şunu söylüyoruz, lütfen her gün düzenli olarak okullarınıza gidin öğretmeninizin size anlattığı konuları dersi derste öğrenin ve mümkünse de eve döndükten sonra da size öğretileni bir tekrar yaparsanız başka hiç bir şeye ihtiyacınız kalmaz diyoruz.

Buradasınız : Ana Sayfa »Eğitim » Yazılım için öğrencilere dizüstü bilgisayar dağıtılacak

Yazılım için öğrencilere dizüstü bilgisayar dağıtılacak

20 bin öğretmen atanacağını söyleyen Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, yazılım için öğrencilere dizüstü bilgisayar dağıtılacağını da açıkladı.

29 Mart 2018 Perşembe 13:31

TRT Haber'de özel röportaj konuğu olan Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, TRT Haber ve Spor Yayınları Dairesi Başkanı Yaşar Taşkın Koç'un gündeme dair sorularını cevapladı. Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

Liselere kayıt sistemiyle ilgili sınav yönergesi hazırlandı

Her kesimin beklediği bir klavuz yayınlayacağız. Bu klavuz ile orta öğretim kurumlarına yerleştirme ile ilgili hususlar belirlendi. Şu anda arkadaşlarımız sahada çalışıyorlar. Hangi okullar sınavla öğrenci alacak, hangi okullar sınavsız öğrenci alacak dolayısıyla bir çalışma yapıyorlar. Arkadaşlarımız ile hemen hemen üç, dört il hariç kalan bütün illeri tamamladık. Önümüzdeki bu süreçte de onları da tamamlayıp alacağız. Yönergeyle, merkezi sınavla yapacağımız sınav hem sayısal hem sözel olacak. İki oturumlu olacak, sözelde; Türkçe, din kültürü ve ahlak, inkilap ve Atatürkçülük, yabancı dil olacak ve her birisinden 10'ar soru ile 50 soru olacak. Sayısalda ise matematik ve fen bilimlerinin olacağı burada 40 sorunun olacağı ve bu sorularda da kesinlikle ezber istemiyoruz. Kendi öğretim programlarında kendi öğrencilerimize vermiş olduğumuz kazanımları benimsedi mi? İçselleştirdi mi? Bununla ilgili analiz yapabiliyor mu? Bununla ilgili eleştirel düşünme kabiliyeti var mı? Okuduğunu anlayabiliyor mu? Bunlardan sonuç çıkarabiliyor mu? Gibi soruları soracağız kesinlikle ezbercilik olmayacak. Öğrencimizin kazanamınları ne kadar benimsediğini anladığını ölçmek istiyoruz. Merkezi yerleştirmeyle yapılan sınavda öğrencilerimiz bir puan alacak. Bu puanla, sınavla öğrenci alan okullara, öğrencilerimizi puan üstünlüğüne göre yerleştiriceğiz. Ola ki puanlar eşit oldu, o zaman da orta okul başarı puanını dikkate alacağız. Buna bir şekilde önem verilmesi lazım. Yaşı küçük olana öncelik vereceğiz. Bu da eşit ise o zaman 8,7 ve 6. sınıflardaki yıl sonu başarı puanını alacağız. Bu da eşit olursa o zaman okula mazeretsiz olarak en az devamsızlık yapanı tercih edeceğiz. En sonunda da tercih önceliğinde dikkate alacağız. Öğrencilerimize şunu söylüyoruz, lütfen her gün düzenli olarak okullarınıza gidin öğretmeninizin size anlattığı konuları dersi derste öğrenin ve mümkünse de eve döndükten sonra da size öğretileni bir tekrar yaparsanız başka hiç bir şeye ihtiyacınız kalmaz diyoruz.

"Okul kapasitelerine göre öğrenci alımı yapılacak"

Yerel yerleştirmede de orta öğretim kayıt alanları içindeki sınavsız öğrenci alan okullarımızı belirledik. Bunlar her okul kendi kontenjanına göre öğrenci alacak. Burada hangi hususlar dikkate alınacak? Orta öğretim kayıt alanı; Şu anda bütün arkadaşlarımız her orta okulu o alan içerisinde, bölge içerisinde gidebileceği okullarla eşleştirdiler. Dolayısıyla kendi evlerine en yakın olan o orta okula da en yakın olanlar eşleştirildi ve evlatlarımıza istiyoruz ki bundan sonra çok daha iyi akademik çeşitliliği de olan bir eğitimi verelim. Öğrencilerin ikametgahları dikkate alınacak. Öğrencilerin okula devam durumu dikkate alınacak. Tercihleri, okul başarı başarı puanları ve yaş kriterleri dikkate alınarak bir yerleştirme yapılacak.

Kaliteli bir eğitim için olmazsa olmaz unsurlardan birisi de okula devamlılığı sağlamak. Biz bunun için hükümet olarak 2003 yılından bu yana şartlı eğitim yardımını başlattık. Şartlı eğitim yardımında diyoruz ki anneler, lütfen evlatlarınızı düzenli olarak okullara gönderin. Hergün düzenli olarak okul öncesi eğitim, ilkokul ve ortaokula gönderdiğin erkek evladın için 35 lira, kız çocuğumuz için 40 lira. Eğer evladını liseye gönderiyorsan erkek çocuğumuz için 50 lira, kız çocuğumuz için 60 lira sizin hesabına yatırırız diyoruz. Bu ana kadar 25 milyona yakın öğrencimizin annelerinin hesaplarına 6 milyar liradan fazla para yatırdık. Niçin? İşte bu kaliteli eğitimin devamını sağlamak için. Burada da öğrencilerimize söyleyeceğimiz husus okullarınıza düzenli olarak devam edin.

"Veli ve öğrencinin istemediği okullara kayıt olmayacak"

Yeteri kadar kapasite var. Hatta kapasitenin üzerinde de kapasite var. Yani nedir o? Özel okullarımız da var. Hiç bir öğrencimizi, velimizin istemediği bir bölüme yönlendirilmeyecek. Evlatlarımızı istemediği ailelerinin istemediği bir okula biz nasıl göndeririz? Çocuğun ondan sonraki süreci kendisi için olumsuz bir yola iteriz? Kesinlikle olmayacak, bazıları söylüyor, bizim evin yanında hiçbir okul yok? Yeni sisteme geçince doğru mahallesinde yerleştirme yapacağız. Ama olaki yoksa ikinci en yakın okul vardır.

Şimdiye kadar bizi hep eleştiren birisi her okuldan başarılı öğrenci çıkabilir diyor. Bizim de söylemek istediğimiz buydu. Sadece sınavla öğrenci alan okullardan değil, her okuldan başarılı öğrenci çıkabilir. Her okulda her sınıfta başarılı öğrencinin olması diğer öğrencilerin de gelişmesine, yetişmesine, eğitimine katkıda bulunur.

"Okulların yüzde 10'u sınavla öğrenci alacak"

Bir milyon 200 bine yakın öğrencimiz var. Biz dedik ki, yüzde 10'u gibi 120 bine yakını sınavla öğrenci alan okullara gidecekler. Bu okullar hangisi, çok net şekilde söyledik. Fen liseleri, Sosyal bilimler liseleri, proje uygulayan eğitim kurumları ile mesleki ve teknik Anadolu liselerinin Anadolu teknik programları sınavla öğrenci alacaklar. Bu okulların dışında kalan bütün okullar sınavsız olarak öğrencileri alacaklar. Sadece bazı illerde mümkün olduğu kadar bu yüzde 10'u sağlayabiliyoruz ama bazı illerde yüzde 11. Niçin diyelik mi, İstanbul, Kabataj Proje okulu, Vefa Lisesi Proje Okulu, İstanbul Lisesi Proje okulu dolayısıyla bunlar olunca bunları da çıkaramayız bir geleneğin taşıyıcısı. Mümkün olduğu kadar yüzde 10 civarında istisnai durumlarda yüzde 11'i geçmeyecek şekilde okulları belirliyoruz. Dengeli bir dağılım olsun diye il müdürleri, ilçe müdürleri ile de arkadaşlarımız görüşüyorlar ortaya çıkan sonuca muhakkak ki eleştiri olacaktır. Güzel bir söz söylüyoruz, eğitim eleştiriz olmaz diye, Yapıcı eleştiri başımız gözümüz üzerine. Önümüzdeki yıl o eleştirileri dikkate alarak daha ileriye gideriz. Bu gelen sistem mevcut sistemden çok daha iyi olacak.

Yeni sistem hiç şüpheniz olmasın birçok kaygıları sıkıntıları ortadan kaldıracak bir sistemdir. Hayırlı uğurlu olsun diyorum.

"Çağdaş ülkeler ne uyguluyorsa biz de onu uygulayacağız"

Öğretmen performansı, biz bilim ne diyorsa, çağ nereye gidiyorsa, Avrupa Birliği ne uyguluyorsa, çağdaş ülkeler ne uyguluyorsa onu uygulayacağız. Bunun başka alternatifi yok çağın gerisinde kalırsanız. Siz, ülkenize, öğrencilerinize, insanınıza hizmet etmiş olmazsınız. Çağ nasıl gidiyor? Çok net bir şekilde soruyoruz, ABD'de, İngiltere'de Avrupa'da uygulama nasıl? Eğer bunu dikkate alırsanız bu tartışmaların gereksiz olduğu da çok açık net şekilde ortaya çıkar. Biz yeni öğretmen yeterliliklerini çıkardık. Şimdi onları anlatayım. 2006 yılında ne diyoruz? Öğretmen yeterlilik mesleği, genel yeterlilikleri, diyor ki bunu neden çıkardık? Yeterliliklerin gerçekleşip gerçekleşmediğinin delili olabilecek ölçülebilir davranışlardır. Prof. Dr. Ziya Selçuk o zaman bizim Talim Terbiye Kurulu başkanımız diyor ki; öğretmen yeterliliklerini nerede kullanacaksınız? Öğretmen politikaları eğitim fakülteleri ile okullarımız arasında bir bağlantı olsun da, eğitimin kalitesini eğitimden ne bekleniyor yani pratikle uygulamayla bu teoriyi bir araya getirip de evlatlarımıza nasıl daha iyi bir eğitim verebiliriz diye düşünüldü. Aynen Talim Terbiye Kurulu Başkanımız bu yeterlilikler öğretmen mesleğinin genel yeterlilikleri, öğretmen politikalarının belirlenmesinde aynı zamanda eğitim fakülteleri ile de ilgili bir ayağı da var. Hizmet öncesi ve hizmet içi eğitimde buna göre bilelim hizmet içi eğitimde ne vermemiz gerekir bu evlatlarımıza. Öğretmenimizin neye ihtiyacı var? Çünkü öğretmenlik mesleği hayat boyu öğrenmeyi gerektirir. Hatta bir tanıma göre öğretmenlik bir türlü mezun olunamayan hayat boyu öğrenciliktir diye de bir tanımı var. Yoksa öğretmen her gün yeni birşey öğrenecek, yeni öğrendiği şeyi mesleğinde kullanabilecek ve öğrencilerine de bunu aktarabilecek rol model olacak. Bunu yapan çağın gerisinde kalan öğretmen rol model olabilir mi? 

"Performans sistemi uygulanmadan ödül belirlenemez"

Öğretmenlerimize bizim ödül vermemiz gerekir doğru mu? Bir de kariyer basamakları var fakat uygulamaya geçmemiz lazım. İşte uzman öğretmen, baş öğretmen bunların özlük haklarını da maaşlarına da zam yapmamız lazım. Başarılı olanları yurt dışına göndermemiz lazım. Başarı olanları terfi ettirmemiz lazım. Peki nasıl yapacağız? İyi bir okul iyi bir öğretmenle mümkündür. Eğitimin kalitesi öğretmenin kalitesini aşamaz.

"Yazılım için öğrencilere dizistü bilgisayar dağıtılacak"

Teknolojiyi kullanamazsanız bazı yeterlilikleri, bazı başarı kriterleri olarak, OECD diyor, çocuk e-mail gönderebiliyor mu? Ek dosya da gönderebiliyor mu? Gönderemezsen çağın gerisinde kalıyor. FATİH projesini başlattık. 430 binin üzerinde akıllı tahtaları sınıflarımızda öğrencilerimizin hizmetine koyduk. 1 milyon 400 bin tableti hem öğretmenlerimize hem öğrencilerimize dağıttık. Dolayısıyla iyi bir noktadayız. Bir kaç yasal eksiklik vardı. Yasal eksiklikleri de giderdik. Mevzuatın hepsi tamamlandı. Yeni bir uygulamaya yeni bir sürece çıkacağız. 10 yıllık hizmet alımı yapacağız. Şimdiye kadar internet hizmeti bağlı diyelim ki, iletişimi sağlayan firmalardan alıyorduk. Akıllı tahtayı başkasından alıyorduk. Türksat ile uydu ile bazen kablo döşeyemiyorsunuz. Napıyorsunuz uydu üzerinden interneti sağlıyorsunuz ki evlatlarımızı bilgi otoyollarına ulaştırabilelim diye. Dedik ki, çağın dili, kodlama eğitimi mutlaka gerekir diyor. Biz yeni müfredatı da güncelliyoruz. Güncellenen müfredatın içerisinde kodlama eğitimi de var. Evlatlarımızın ve öğretmenlerimizin kodlama dersinde pratik de yapabilmesi için mümkünse tablet bilgisayarın yerine klavyeli bilgisayar verelim. Daha ince şekilde ki daha iyi uygulansın. Bu cümleye bakaraktan o halde tablet bilgisayar çöktü diye bir cümle var. İnsaf denir, daha iyi mi daha kötü mü ona bak. Mevcut sistemi devam ettiriyoruz ama daha iyisini veriyoruz. Daha iyisini verince bir öncekinden daha iyi olunca sistem çökmesi mi olur. Solomon adaları yerlileri var diyorum. Solomon adası yerlileri diyince ne anlamak lazım? Eleştiri her zaman bize yol gösterir. Ancak Anteplilerin de güzel bir sözü var ağzını büzüşünden Ömer diyeceğin anlaşılırdı gibi. Sen iyi niyetle eleştiri yaparsan başım gözüm üzerine bize yol gösterirsin, ülkene katkıda bulunursun ancak Solomon adası yerlileri bir yeri tarıma açmak istediği zaman orada ağaçları kesmezlermiş. Ne yaparlarmış? Ağacın etrafına giderler kötü söz söylerlermiş, ağaç bir iki ay sonra kendiliğinden kururmuş. Şimdi bu Solomon adası yerlileri kesinlikle çok iyi giden bir sistemi istiyorlar ki bu sistem çöksün, bu sistem başarısız olsun bunu söylemek, niyetlerini belirtiyorlar. Bu aynı Osmanlının son döneminde, yeterki İstanbul'daki hükümet düşsün Edirne de düşerse düşsün anlayışının günümüze taşınmış hali ki bu doğru değildir. Buna benzer bir husus daha var aynen böyle, yeteri kadar seferberlik girişiminde bulunmadı Milli Eğitim Bakanlığı diyor birisi. Niçin bulunmamış? Biliyorsunuz sayın Cumhurbaşkanımız ve muhterem eşlerinin de ortak girişimi himayeleri ile okuma yazma seferberliği başlattık.

"Ülkemizdeki sığınmacılar da okuma yazma öğrencek"

Genelge çıkardık dedik ki, okuma yazma seferberliği başlattık. Buna lütfen sadece bizim vatandaşlarımızı almayalım. Ülkemizde olan geçici koruma altındaki Suriyeliler de var ise bunları da çağıralım. Biz Yunus Emre Enstitüsü'nü kurduk. Bu Türkçe dilimizi oradaki Türkçeye ilgi duyan soydaşlarımıza Türkçeyi öğretelim. Dedik ki, lütfen geçici koruma altında olarak ülkemizde bulunan sığınmacı bunları da gidin bunları da okuma yazma seferberliğine katın dedik. Mevcut devam ediyor çok başarılıyız bunları da katın dedik. Bunları da katınca buraya aynı tablet bilgisayar örneğindeki gibi, yeteri kadar kursiyer bulamadılar Suriyelileri de ilave katma durumunda kaldılar diyorlar. Dolayısıyla böyle bir bakış açısı kişi kendisini yıpratır. Çok iyi gidiyoruz, başarılıyız çok kısa bir sürede Türkiye'deki okuma yazma oranını yüzde 100'e çıkartacağız.

"5. ve 9. sınıflara dizüstü bilgisayar dağıtılacak"

FATİH ihalesi ile bu önümüzdeki dönemde yaklaşık 30 bin okula altyapı tesisi kuracağız. 42 bin 236 okula internet erişimi alacağız. 588 bin etkileşimli tahta alacağız. 25 milyon mobil erişimli 4,5G olacak, evinden de sisteme girebilsin diye bilgisayar olacak. Proje yazılım sistemi, etkileşimli sınıf yönetimi yazılımı, etkileşimli tahta yönetimi sistemi, taşınabilir cihaz yönetim yazılımları, veri merkezi çağrı merkezi hizmetleri alınacak. Öğrenci başına diyeceğiz ki, Türkiye'deki GSM operatörleri belli bizim muhatabımız belli olsun. Bize işletimi 10 yıllığına işletin diyerekten ve öğrencimiz var ne kadar öğrenci var 18 milyon. Tablet bilgisayar, klavyeli bilgisayarları beşinci sınıflardan ve dokuncu sınıflardan itibaren vereceğiz mezun oluncaya kadar kendisinden kalacak. Mezun olduktan sonra da kendisinde kalacak. Çünkü o dört yıllık sürede eskiyecek. Öğrenci başına bu hizmet için bir rakam çıkartacaklar. Üzerinde çalışıyorlar şu anda.

Kodlama eğitimini beşinci sınıflardan itibaren başlattık. Teknoloji ve Tasarım dersine koyduk. Ayrıca bazı okullarımız seçmeli ders olarak da veriyor. Türkiye'de gerçekten büyük bir gayret var. Adıyaman'a gittim Adıyaman'daki liselerdeki çocuklar kendi okullarını yazıyorlar diyorlar. Öğrencilerimiz bir yabancının yazmış olduğu bilgisayar oyunu ile oynamasın kendi yazmış oldukları oyunları çıkarsın diye göreceksiniz Türkiye'nin geleceği çok daha güzel olacak. Beşinci sınıftan başlıyor, bütün lise sona kadar her evladımıza kodlama dersi vermek istiyoruz. Herkes en azından kodlamanın ne olduğunu bilsin, yeteneği ilgisi olan da bunu devam ettirsin diye bir çalışmamız var.

"2019 sonunda ikili eğitim kalkacak"

Sayın Başbakanımızın 65. Hükümeti kurduktan sonra üç tane büyük talimatı oldu bize. Bir, ikili eğitimi kaldıracağız. Kaliteli bir eğitim için olmazsa olmaz unsur. Evlatlarımız ikili eğitim olduğu yerde çok daha erken okula gidiyorlar yani karanlıkta okula gidiyor deniyor du ya. İkili eğitimi kaldırırsak karanlıkta gitme ortamı da ortadan kalkacak. İkincisi, öğleden sonra gelenler de daha geç çıkıyor. 58 bin dersliğe ihtiyacımız var ikili eğitimi ortadan kaldırmak için. 47 bin derslik yapıyoruz. Arada çok az bir fark var 11 bin. Önümüzdeki dönemde 2019 yılının sonuna kadar ikili eğitimi kaldıracağız. Büyük bir mesafe aldık gece gündüz çalışıyoruz.

"Avrupa'dan sadece okul öncesi eğitimde geriyiz"

Türkiye'de 81 ilde yaklaşık 800'e yakın pilot okul seçildi. Bu pilot okullardaki 100 binin üzerindeki öğrencimize haftada 15 saat ingilizce dersi veriyoruz. Bursa'da böyle bir okulu ziyaret ettim. Öğrencilerimiz, öğretmenlerimiz, velilerimiz memnun. İnşallah önümüzdeki dönemden itibaren bunu Türkiye genelinde yaygınlaştıracağız. İkinci bir husus ta buydu iyi bir mesafe aldık. Üçüncü husus ise okul öncesi eğitimi yaygınlaştırmak. Avrupa'dan eğitimde ileriyiz. Her alanda ileriyiz ama bir alanda geriyiz. Okul öncesi eğitimde. Niçin geriyiz onu da net söyleyim; Bizde ilköğretim zorunluydu. İşte 5 yıl zorunluydu, daha sonra 8 yıl zorunlu yapıldı. Siz zorunlu eğitim kapsamındaki evlatlarınıza öğretmen veremiyorsunuz yeterli kaynak yok, binanız yok, yeteri ders okul veremiyorsunuz dolayısıyla zorunlu eğitime dair kaynak ve ihtiyaçlarını karşılayamazken, zorunlu olmayan fakat eğitimin kalitesi için olmazsa olmaz unsur. Şimdi biz eğitimin kalitesini artırmak için mutlaka okul öncesi eğitimi yaygınlaştırmak gerekiyor. Biz geldiğimizde okul öncesi eğitim yüzde 10 civarı idi. Geçen yıl beş yaş için yüzde 74 brüt okullaşma oranını yakaladık. Yeni nüfusumuz açıklandı dolayısıyla beş yaş için Türkiye İstatistik Kurumu'nun yakın bir zamanda bu yıl içinde yani 2017-2018 yılı içinde beş yaş için okullaşma oranını açıklayacaklar.

"5 yaşta okul öncesi eğitim hedefi en az yüzde 90 olmalı"

Fransa'da zorunlu eğitim yaşı 3'e düştü diyor Devlet Başkanı Macron. Okul öncesi eğitimi iki yıl değil üç yıl olarak, üç, dört, beş yaşında olacak. Başbakanımızın talimatı neydi; Mümkünse önce beş yaşı bitirin sonra dört beş yaşı sonra üç yaşı hatta Başbakanımızın 24 Kasım 2016 Öğretmenler gününde bir tweeti var. Bu dört artı dörtten sonra eğitimde reform olacaktır. Orada iki yaşta var. İki yaştan başlamak üzere okul öncesi eğitim diye. Evlatlarını okula gönderen annelere şartlı eğitim yardımı veriyoruz. Okul öncesi eğitim için seçilmiş olan pilot illerdeki eğitim materyallerini ücretsiz olarak bakanlığımız veriyor. Taşımalı eğitim var, ne diyoruz okul burada, öğretmen burada öğrencilerimizi alıyoruz okula getiriyoruz. 91 bin engelli evladımızı evinden alıyoruz okulumuza getiriyoruz. Kaynaştırma eğitimi ile. Okulundan alıyoruz evine götürüyoruz.

"Köylerde kapatılan okullarda okul öncesi eğitim verilecek"

Okul öncesi eğitimde ise diyoruz ki bu çocuklar daha çok küçük, bunları okula getirme. Öğretmenleri bunların ayağına götürelim. Köylerde okullarımızı kapatmıştık ya. Kapatılan okulları valilerimize bütün talepte bulunduk. Lütfen kapatılan okulları tekrar bakıma alın. Hiç değilse bir odasını okul öncesi eğitim için hazır hale getirin. Öğretmen artık gidiyor köylere. Okul öncesi çağında olan öğrenciler o kapatılmış fakat yeniden eğitime hazır hale getirilmiş sınıflarda ders alıyor eğitimini yapıyor. Yine kendi yerine dönüyor. Bunu yaygınlaştırdık.

"Türkçe ve matematik derslerinde ilave eğitim verilecek"

Herhangi bir nedenle Türkçe okur yazarlığında veya matematik okur yazarlığında diğerlerinden geride olanlara haftada 2 saatten 10 saati geçmemek üzere ilave bir ders verilecek ücretsiz. Diğerlerinden geri kalmasınlar diye. Aynı zamanda psikolojik destek de vereceğiz. Bu yıl 12 ilde başladık. Önümüzdeki yıl da bunu inşallah tüm Türkiye'de yaygınlaştıracağız.

"383 bin Suriyeli öğrenci okullarımızda eğitim görüyor"

Suriyelilerin eğitimi konusunda Türkiye büyük bir başarı gösterdi. Kendi evlatlarımıza hangi imkanı tanıdıysak Suriyelilere de aynı imkanları tanıdık. 383 bin öğrenci kendi evlatlarımızla birlikte aynen bizim okullarımızda okuyor. Bunun dışında 230 bine yakın öğrenci de geçici eğitim merkezlerinde. Geçici Eğitim Merkezleri diyince ne anlamak lazım? Geçici Suriye hükümetinin kontrolünde olan Suriyeli 20 bin gönüllü eğitim gönüllüsünün eğitim verdiği haftada 15 saatte Türkçe eğitiminin verildiği merkez.

Toplumumuzun ortak değerlerini birbiriyle çatıştırırız, ne birbiriyle yarıştırırız. Bu bakanlıkta hiç kimsenin siyaset yaptığı doğru değildir. Yapamaz doğru da değildir. Eğer bir siyaset yapılacaksa o da Milli Eğitim Bakanıdır. Çünkü bir siyasi partinin kurulmuş hükümetinin temsilcisi o yapar. Evlatlarının hepsini kucaklayacaklar, ne kadar öğrencileri varsa hiç birisini ötekileştirmeden. 81 milyona hizmet götürüyoruz 81 milyonu kucaklıyoruz. Öğretmenlerimizin eğitim çalışanlarımızın hepsinin de bizim yaptığımız gibi bütün öğrencilerini kucaklaması lazım. Onlardan ayrıştırıcı, ötekileştirici yada kendisi hakkında yanlış bir kanıya varmasına yol açacak eylemlerden söylemlerden kaçınmasını istiyorum.

"Toplam 85 alanda 20 bin atamayı gerçekleştireceğiz"

20 bin sözleşmeli öğretmen alacağız. Bir de 5 bin sözleşmeli öğretmen alacağız. Onu da ilk defa  geçen sizin programınızda açıklamıştım. Yine bir yayın programında TRT'de sayın bakan bunu söylemişti hala bu yapılmadı, açıklanmadı diye bunu işlemişlerdi. Doğru olmadığı ortaya çıktı. Biz 20 bin sözleşmeli öğretmen alacağız. Yine 5 bin öğretmen daha sözleşmeli alacağız. Ancak 5 bin öğretmen sözleşmeliyi halen bizde ücretli öğretmen olarak görev yapanlar arasından alacağız. 25 bin öğretmen atamasını yapacağız. En çok sınıf öğretmenliğinden 3 bin 806 öğretmen atamasını gerçekleştireceğiz. İlköğretim matematikten bin 453 kişi alacağız. İngilizce öğretmeninden 2 bin 2 kişi alacağız. Din Kültürü ve Ahlak'tan bin 907 kişi alacağız. Okul öncesi öğretmenlikten bin 676 kişi alacağız. Fen bilimlerinden bin 95 kişi alacağız. Rehberlikten 922 Türkçe'den bin 452 olmak üzere toplam 85 alanda 20 bin atamayı gerçekleştireceğiz. Diğer 5 binin de Cumhurbaşkanımız yeni onayladı bu 5 bin ile ilgili. Resmi Gazete'de yayımlandı.