Elbette vardır hepimizin gizli gizli dinlediği şarkılar, şiirler veya izlediği filmler. Paylaşıldığı zaman duygusunun azalacağını düşündüğümüz popüler olmayan tanınmayan çok güzel bulmamıza rağmen çok az kişiye ulaşan ve bu azınlığın büyük parçasını oluşturduğumuzu düşündüren.

İşte neyse o şey tamda o sebepten paylaşamayız. Tıpkı mutluluk gibi çok paylaşamayız ya hani hepimizin çok az rastladığından olsa gerek.

Ama acımızı elimizden geldiğince dilimizden çıktığınca tonla, binle duyururuz.

İşte bizim gizlimizde mutluluğumuz, sevdiğimiz tüm eylemler.

Korkularımız sarmış bütün benliğimizi, kaybetme korkusu hem günlük hayatımızı etkiliyor hem gelecek günlerimizi.

Bu mutsuzluk düşüncesini hangi pense söküp atar bulmalıyız aramalıyız.

Çünkü bizi kimse güneşle tanıştırmayacak. Yanarak öğrenecek olan biziz.

Kimse bizi kışla tanıştırmayacak. Soğuyarak öğreneceğiz.

Bizi kimse toprakla tanıştırmayacak. Biz tanışacağız en özel tanışmamız en geriye dönülemeyecek tanışmamız toprakla olacak belki de.

Hiç toprağa bir fidan verdik mi?

Toprağa bedenimiz girdiği zaman tanışmaktan iyi bir fikir olmaz mı?

Hepimiz birer tohumsak eğer ki öyleyiz deneyelim de.

Deneyelim çünkü fikirlerimiz, çünkü cesaretimiz, çünkü tüm esaretlerimize karşı büyütebileceğimiz tohum misali irademiz varken durmanın ne anlamı var?

Gizlimizde olmasın sevdiğimiz şiirler, şarkılar, filmler ve en önemlisi mutluluklar paylaşıldıkça çoğalması temennilerimizle dağıtılsın. Dağıtalım tüm olumsuzluklara, tüm aksiliklere, tüm sonuçlara karşın paylaşalım. Çünkü paylaştıkça çoğalacağına inancımız hala içerde bir yerlerimizde yeni güne yeni umutlarla başlayalım. Yeni güne yeni biz olalım. Göğe bakalım, sesi duyalım, rüzgârı hissedelim. Aslında yaşadığımız gerçeğini ölene dek unutmayalım.

Yeni gününüzde yenilikler doğurmanız dileklerimle.

Bir sonraki yazıda buluşmak üzere.

Kendinize bakın.