KSÜ Öğretim Görevlisi ve aynı zamanda Kahramanmaraş SMMM Odası üyesi meslektaşım Mesut Bilginer’le son kitabı hakkında konuştuk.

1997 yılından bu yana Üniversiteden arkadaşlarıyla pek çok ortak kitap hazırladı. Bu kitaplar tamamen meslekî kitaplardı; Dış Ticaret, İthalat-İhracat, Vergi, Muhasebe gibi. Ayrıca birlikte hazırladığımız “Hz Mevlânâ, Mevlevîlik ve Maraş Mevlevîhânesi” kitabı ise şehrimizin çok önemli bir konuda bilinmeyenleri ortaya çıkarmak içindi.

Bilginer’in son üç kitabı ise ülkemizin vizyonunu araştırmak ve katkı sağlayabilmek için amacıyla yazıldı. 2016 yılında “Bilim ve Teknolojide Vizyon Arayışları; Teknokentler”; 2019 yılında “Sınâî Mülkiyet Hakları ve Vizyon Arayışlarımız; Verilen Destekler ve Muhasebe Uygulamaları” ve 2020 yılında “Telif Haklarında Vizyon Arayışlarımız; Destekler ve İstisnalar” kitabıdır.

Eğitim Yayınevi tarafından basılan 373 sahife kitabın arka kapak yazısı da dikkat çekicidir. “Çocukluğumun sinemaları siyah-beyazdı” diye başlayan arka kapak yazısını paylaşmak istedim:

“ÇOCUKLUĞUMUN SİNEMALARI SİYAH-BEYAZDI”

“Çocukluğumun sinemaları siyah-beyazdı, sonra adım adım renklendi ve çok sonraları netleşti. Netleştikçe “Siyahî kölelere ve Kızılderililere hep iyi davranan ama buna karşılık sürekli isyan ve nankörlük gören beyaz adamların” hakikatini anlamak mümkün oldu. Bizimkiler ise başlangıçta daha naif, daha romantikti…

Gelelim romanlara; kimileri ‘Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nde dahi ‘Huzur’ bulamazken bu hayata ‘Tutunamayanlar’ ise günün sonunda maalesef ‘Yalnızız’ demek zorunda kalır; hem de ‘Matmazel Noraliya'nın Koltuğu’nda oturmasına rağmen. Devlet Ana’ aslında ‘Osmancık’tır; ‘Küçük Ağa’ ise verdiği mücadeleden dolayı ‘Yorgun Savaşçı’dır. ‘Yusuf ile Züleyha’ aynı zamanda ‘Kalbin Üzerinde Titreyen Hüzün’dür…

“BU KİTAP, MESLEK HAYATIMIN 41. YILINDA ‘BEDÎÎ’ OLAN SANATA VE SANATÇIYA SAYGI DURUŞUMDUR”

“Türküler, kimi zaman aşıkların sazından ‘taşlama’, kimi zaman da dertlilerin dilinden ‘ağıt’tır. Kimi zaman Erzurum’da ‘maya’, Kırşehir’de ‘bozlak’tır. Bazen ‘şol Revan’da kalan balalara, demet demet kırmızı gül sunulur’; bazen Yemen’den, Çanakkale’den dönemeyen kınalı kuzulara türküler yakılır. Halkımızın müziği, Kahramanmaraş’ta bazen “Merik”, bazen de bir irfan türküsüdür:

“Harâbât ehliyiz, mestâneyiz biz,

Âlemin nâdanı, bigâneyiz biz”.
 

Kalem efendilerinin şarkıları ise daha başkadır. Bazen “bir bahar akşamı” rast gelinen mâşuka mahcup sorular sorulur: “neden başınızı öne eğdiniz?” Bazen de işveli güzellere çapkın sorular sorulur; “Kız, sen İstanbul’un neresindensin?”

Yazılımdan tasarıma, şarkıdan romana, senaryodan filme kadar her "eser" telif hakları kapsamındadır. 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nu esas aldığımız bu kitap, meslek hayatımın 41.yılında “bedîî” olan sanata ve sanatçıya saygı duruşumdur. “

“EĞER DARBELER, İÇ-DIŞ SORUNLAR VE YÖNETİM HATALARI OLMASAYDI ÇOK DAHA BÜYÜK BİR DEVLET OLABİLİRDİK”

-Son kitabınızda yine vizyondan bahsediyorsunuz; bu kitabı yazma amacınızı anlatır mısınız?

“Hatırlarsın Üniversitede okuduğumuz dönemleri. Türkiye’nin reel GSYH’si 1980’de yaklaşık 210 milyar dolarmış, bu da kişi başı milli gelirimizin yaklaşık 1.500 dolar kadar olduğu anlamına gelir. Bu gün ise fert başına milli gelirimizin yaklaşık 9.000 doları aştığı hesaplanıyor. Eğer darbeler, iç-dış sorunlar ve yönetimlerin hataları olmasaydı çok daha büyük bir ülke olabilirdik. Ben de gençlere şunu söylüyorum; “büyük Türk Milletinin geleceği aydınlık olsun, bizim neslin gücü bu kadarına yetti. Eğer çocuklarınızın fert başına milli gelirin 25-30 bin dolar olduğu bir ülkede yaşamasını istiyorsanız, bizim nesilden daha fazla çalışmanız ve daha doğru işler yapmanız gerekir.” Bu sebeple bu ülkenin gelecek tasavvuruna kafa yoruyorum; ülkemizin vizyon arayışları dediğimiz konu bu.   

“BU ÜLKENİN GELECEĞİNE DAHA FAZLA KAFA YORAN GENÇLER YETİŞTİRMEMİZ GEREKİR”

“Literatürde “Maslow'un İhtiyaçlar Hiyerarşisi” diye bir konu vardır. Maslow, insan ihtiyaçlarını bir piramide yerleştirerek açıklamaya çalışır. Piramidin temelinde yeme-içme-barınma gibi en temel fizyolojik ihtiyaçlar vardır. Piramidin tepesinde de “kendini gerçekleştirme” vardır. Eğer ülkemiz bilim ve teknolojide, sınâî mülkiyet haklarında yani patent, marka, mikro çip gibi alanlarda gerekli atılımı yaparsa kalkınır, zenginleşir ve böylece “gelişmekte olan ülke” olmaktan çıkıp “gelişmiş ülke” olursa; zenginleşen ülkelerde kişinin kendini gerçekleştirmesi, kültür ve sanat alanlarında da daha verimli ve üretken olması beklenir. Çünkü kültür ve sanata daha fazla zaman ve kaynak ayırabilir. Ancak sadece maddi kaynak yetmez; okuyan, araştıran, fikir üreten, sentez yapabilen, bu ülkenin geleceğine daha fazla kafa yoran gençler yetiştirmemiz gerekir. Bu sebeple vizyon meselesine kafa yoruyorum. Rabbime hamdolsun böylece “vizyon arayışları” üçlemesini tamamladık.”

“MARİFET İLTİFATA TÂBİDİR. MÜŞTERİSİZ META ZÂYİDİR”

-Telif Haklarında Vizyon Arayışları kitabı hakkında bilgi verir misiniz?

“Kitabımızda, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nu esas aldığımız için kanun metninde geçenilim ve edebiyat eserleri,  musiki eserleri,  güzel sanat eserleri ve sinema eserleri” tasnifine uygun olarak eser çeşitleri, eser sahipleri, bunların hakları, sağlanan hibeler, telif haklarına tanınan vergi istisnaları gibi konuları ele aldık. Zaten Anayasamızın 64. Maddesine göre Devlet, sanat faaliyetlerini ve sanatçıyı korur. Sanat eserlerinin ve sanatçının korunması, değerlendirilmesi, desteklenmesi ve sanat sevgisinin yayılması için gereken tedbirleri alır.” Ancak şurası unutulmamalıdır, tarih boyunca pek çok devlet adamlarımız ilim ve fikir adamlarını, sanatçıları himaye etmiş ve desteklemiştir. Bazıları bu himayeyi yanlış anlar ve anlatır; ilim adamlarının ve sanatçıların devlet adamlarından “menfaat sağlamasını” eleştirir. Peki, bu günkü anlamda sosyal güvenliğin olmadığı asırlarda ilim adamları ve sanatçılar nasıl geçinecekti? Tabi ki  “telif hakkını” devlet adamlarından alacak, devlet kurumlarında görev verilecekti. Çünkü “marifet iltifata tâbidir, müşterisiz meta zâyidir”. Muallim Nâci’ye ait olduğu rivayet edilen bu söz, ilmin ve sanatın desteklendiği yerde neşv-ü nemâ bulabileceğini anlatır.”

“DEVLETİMİZ, SİNEMAYA, TİYATROYA, EDEBİYATA, YAZILIMA, TASARIMA DESTEK VERMEKTEDİR”

“Nitekim Devletimiz de Kültür ve Turizm Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ile çeşitli kurum ve kuruluşlar vasıtasıyla sinemaya, tiyatroya, edebiyata, yazılıma, tasarıma gerek hibe şeklinde gerekse vergi istisnalarıyla destek vermektedir. Sadece iki örnek vereyim; Kültür ve Turizm Bakanlığı 2020-2021 sezonunda özel tiyatrolara 12 milyon TL ve sinema filmlerine 2020 yılının ilk yarısında 32.178.000,-TL nakit hibe vermektedir. Bunlar sadece iki örnek, kitabımızda yazılıma, bilişime, tasarıma, sanat eserlerine, etkinliklere, sinema sektörüne ve tiyatroya verilmesi planlanan bütün destekler ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Özellikle hayatımızın her alanında var olan yazılım-bilişim-yapay zekâya daha çok önem vermeliyiz. Bu sebeple gençlerin bu desteklerden haberdar olabilmesi gerekmektedir.”

KSÜ Öğretim Görevlisi Mesut Bilginer’le son kitabı “Telif Haklarında Vizyon Arayışlarımız; Destekler ve İstisnalar” üzerine yaptığımız bu sohbet için kendisine çok teşekkür ediyoruz. Bu kitap, eser üreten sanatçıların, yazarların, şairlerin ve meraklı okuyucuların kütüphanelerinde olması gereken, tavsiye edilecek bir kitaptır. Eğitim Yayınevi tarafından çıkan kitap, internet üzerinden satış yapan online kitap marketlerden temin edilebilir. Hayırlı uğurlu olsun diliyoruz.

Selam ve sevgilerle.