Kahramanmaraş'ta yürüttüğü başarılı çalışmalarla adından sıkça söz ettiren ve ekibiyle birlikte yapılan çalışmalarda, bugüne kadar Kahramanmaraş'ı en çok oy alan iller arasında yer almasında büyük rolü olan Ünal, İstanbul ile ilgili konuştu.Muhabirin, Pek çok seçim çalışmalarının içerisinde yer alarak tecrübe kazandınız. İstanbul ile ilgili ne tür bir çalışma içerisindesiniz? sorusu üzeine, tebessüm ederek sözlerine başlayan Mahir Ünal, ben oraya girmeyeyim şimdi kampanyayı ifşa etmiş olurum diyerek şunları söyledi;

SAHA VE SOSYAL AĞLAR ÇOK ÖNEMLİ

''Şu kadarını söyleyeyim, iletişim biçiminde niteliksel bir değişiklik ortaya çıktı. Artık konvaksiyonel kampanyalar akışkanlık açısından sosyal medya ile yarışabilir bir durumda değil. Bu yüzden konvaksiyonel kampanyalar değil, daha çok dijital kampanyalar ortaya çıkıyor. Yani dijital platformlarda insanlar tercihlerini, duygu ve düşüncelerini şekillendiren iletişim süreçlerini görüyoruz. Bundan sonraki kampanyalar açısından baktığımda, artık kampanyalarla ilgili iki yeni ana alan var. Bir tanesi gerçeklikte kurduğunuz sahada kurulan ilişkidir. Sandıkta 350 seçmen varsa, o 350 seçmene de dokunmanızı içeren saha çalışmasıdır. Bir de dijital platform var. Sosyal ağlarla birlikte.''

ETKİN SOSYAL MEDYA KULLANCIMIZ 1.5 MİLYON

Burada kendinizi dengeleyebiliyorsanız, kendi gerçekliğinizle avatarınızı dengeleyebiliyorsanız iyi bir iletişim yürütüyorsunuz demektir. Biz 2013'ten itibaren AK Parti olarak son derece önemli çalışmalar yapıyoruz diyen Ünal, ''AK Partinin 1.5 milyon teşkilat mensubu var ve bu tek kişilikler olarak sosyal ağlarda kendi tezlerini savunuyorlar ve kendi siyasetlerini savunuyor. Bunu bir sürü feyk ve bot hesaplara karşı yapıyor. 1.5 milyon teşkilat mensubumuz etkin sosyal medya kullanıcısıdır ve kendi sosyal medya hesaplarını etkin bir şekilde kullanırlar'' ifadelerini kullandı.

ÜNAL, İSTANBUL SEÇİMLERİNİ KONUŞTU

İstanbul'da seçim kampanyasını yürütecek olan Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Kahramanmaraş'ta yürüttüğü başarılı çalışmalarla adından sıkça söz ettiren ve ekibiyle birlikte yapılan çalışmalarda, bugüne kadar Kahramanmaraş'ı en çok oy alan iller arasında yer almasında büyük rolü olan Ünal, İstanbul ile ilgili konuştu. Muhabirin, Pek çok seçim çalışmalarının içerisinde yer alarak tecrübe kazandınız. İstanbul ile ilgili ne tür bir çalışma içerisindesiniz? sorusu üzeine, tebessüm ederek sözlerine başlayan Mahir Ünal, ben oraya girmeyeyim şimdi kampanyayı ifşa etmiş olurum diyerek şunları söyledi;

SAHA VE SOSYAL AĞLAR ÇOK ÖNEMLİ

''Şu kadarını söyleyeyim, iletişim biçiminde niteliksel bir değişiklik ortaya çıktı. Artık konvaksiyonel kampanyalar akışkanlık açısından sosyal medya ile yarışabilir bir durumda değil. Bu yüzden konvaksiyonel kampanyalar değil, daha çok dijital kampanyalar ortaya çıkıyor. Yani dijital platformlarda insanlar tercihlerini, duygu ve düşüncelerini şekillendiren iletişim süreçlerini görüyoruz. Bundan sonraki kampanyalar açısından baktığımda, artık kampanyalarla ilgili iki yeni ana alan var. Bir tanesi gerçeklikte kurduğunuz sahada kurulan ilişkidir. Sandıkta 350 seçmen varsa, o 350 seçmene de dokunmanızı içeren saha çalışmasıdır. Bir de dijital platform var. Sosyal ağlarla birlikte. Burada kendinizi dengeleyebiliyorsanız, kendi gerçekliğinizle avatarınızı dengeleyebiliyorsanız iyi bir iletişim yürütüyorsunuz demektir. Ancak sosyal ağlarda olup, sahada olmazsanız bu sizi sanal bir varlık yapar. Sahada olup sosyal ağlarda olmazsanız erişim sorunu yaşıyorsunuz demektir. Yaygınlık sorununuz var ve ciddi lokal bir alana sıkışmış olursunuz. Günümüzde varolan süreçte her ikisini yürütmek gerekiyor. Biz 2013'ten itibaren AK Parti olarak son derece önemli çalışmalar yapıyoruz diyen Ünal, ''AK Partinin 1.5 milyon teşkilat mensubu var ve bu tek kişilikler olarak sosyal ağlarda kendi tezlerini savunuyorlar ve kendi siyasetlerini savunuyor. Bunu bir sürü feyk ve bot hesaplara karşı yapıyor. 1.5 milyon teşkilat mensubumuz etkin sosyal medya kullanıcısıdır ve kendi sosyal medya hesaplarını etkin bir şekilde kullanırlar. Bizim iki tip hesabımız var. Bir kurumsal birde şahsi hesaplarımız var. Bunların da ayrı ayrı ilkeleri var. Şahsi hesaplarımızda dikkat edeceğimiz hususlar var. Dolayısıyla 1.5 milyon teşkilat mensubumuz her seçimde aktif bir şekilde bu platformu kullanır'' dedi. Bir hususunda gözden kaçmaması gerektiğini ifade eden Ünal, ''Bizim sözünü ettiğimiz hem gerçekte hem de sanal dünyada var olan bu iletişim aygıtları bir duyguyu barındırabilirler. Bunlar ancak bir düşünceyi, bir yeniliği taşıyabilirler. Yani siz gelişimi ve değişimi doğru okumayıp yenilikçi ve yaratıcı tarzda olmazsanız, değişimi yönetemediğiniz anlamına gelir. Günümüzde ihtiyaçlar ve talepler tamamen farklılaşmış durumda. Talepler sınırsız ancak kaynaklar sınırlı. En temel iktisat kuramı olarak. Sizin iktidar olarak ihtiyacı karşılamanız yeterli olmuyor. Talepleri de yönetmeniz gerekiyor. Çünkü bütün talepler kaçınılmaz olarak size dönüktür. Ben bugün Twitter'da menşınlara baktığımda alt alta heralde 100 tane farklı konularda, ''Aa böyle talepte mi varmış?'' diyeceğin veya şöyle bir sektörde şoförlerin, misal 50 tane şoförün bir talepleri var. Bir araya gelmiş organize olmuşlar ve sosyal medyada taleplerini dile getirip lobi faaliyeti yürütüyorlar. Günümüzde artık iktidarların en önemli açmazı, bitip tükenmek bilmeyen yenilikçi ve yaratıcı çözümler bulması gerekiyor. Bu karşıtlığın ortaya koyduğu tepkisellikle oy alıp siyasi aktör gibi ortada gezen simülasyonlar var ya. Bunların her hangi bir şekilde yönetime geldiklerinde ne yapacaklarına dair bir fikirleri yok. Biz 17 yıldan beri bu ülkede yaptıklarımız ortada. Türkiye'yi nerden alıp nereye getirdiğimiz, hangi krizden alıp nereye getirdiğimiz, ulaşımda, savunma sanayiinde, Türkiye'nin güvenliği her tehlikeye düştüğünde nasıl koruduğumuz, 4 terör örgütüyle verdiğimiz mücadele, tam 17 yıl. Bunlar 18 günü anlata anlata bitiremiyorlar. Bu 18 günde ne yapmışlar diye baktığınızda, İstanbullunun verilerini kopyalamaya kalkışmışlar. Şimdi siz Büyükşehir Belediye Başkanı oluyorsunuz. Başkan olunca, kamunun belediye çatısı altında korunması gereken verilerini kopyalayıp, evinize götürüyorsunuz heralde. Ya partisine yada evine. Sen bunu kopyalayıp nereye götüreceksin?. İkincisi anti kod mu yoksa musakka mı tartışması. 23 Nisan'da, AK Partinin ve AK Parti belediyeciliğinin getirdiği muhteşem metroları balonla süsleyip, bu bizim farkımız diye yazı yazıyorsunuz. Şimdi bu komiklikle siz günümüz dünyasının bütün bu talepleri, bitmek tükenmek bilmeyen istekleri yönetecek siyaset ve çözüm üretemezsiniz. Çünkü siz çözümden gelmiyorsunuz. Siz çabadan, emekten gelmiyorsunuz, siz geldiğiniz belediyede vaatlerinizden 5 yılda sadece bir tanesini gerçekleştirmişsiniz. Bu iktidarların tüm dünyada en büyük sorunudur. Fransa'da ve dünyanın değişik yerlerinde taleplere dayalı protesto gösterileri var. Bu talepler nihayetinde demokrasilerin ana yasal zemininde protesto hakkı olduğu sürece buna tepki göstermiyorlar. Ama Fransa'da iş yönetilemez bir noktaya geldi. Ben orada bir dehşet yaşadım. Fransız filozof lukferi var. Bir dönem Milli Eğitim Bakanlığı'da yaptı. Yani demokrasi, ifade özgürlüğü, insan hakları bir sürü konuda laf etmiş bir insandır. Bu adam dedi ki; ''Bu sarı yeleklileri niye vurmuyorsunuz?'' Ben dehşete kapıldım. Yani bu talepleri yönetmek, çözüm, sistem, sabır, sevgi o insanlara karşı bir merhamet hissetmek. Onların haklarını karşılamak için Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı gibi 20 saat çalışmak, bunu göze almak ve bütün konforunuzdan vazgeçmek, bütün zevk ve eğlencelerden vazgeçmek gerekiyor'' dedi.

TÜRKİYE'DE SİYASET YAPMAK

Ünal, Türkiye'de siyaset yapmak, sizin kendinize ait bir hayatınız kalmaz diyerek şunları kaydetti; ''Gecenin saat 2'sinde vatandaş seni arar ve telefonu açarsın. Ben bunu yaşadım. Cumhurbaşkanımız telefonunuz 24 saat açık kalsın dedi ya. Gecenin 2'sinde vatandaş beni aradı. Dedi ki, ''Telefonun 24 saat açık olup olmadığını görmek ve açıp açmayacağınızı denetlemek için aradım'' dedi. Hiç bir şey diyemezin. Artık siyaset yapmaya başladığınızda bunu peşinen kabullenerek siyasete başlıyorsunuz. Bütün bunları göğüsleyeceksiniz ve 17 yıl 25 yıl bu şehre hizmet edeceksiniz. Şimdi tarafsız bölgede ben Binali Yıldırım'ı da, CHP adayını da izledim. Ahmet Hakan belli konular üzerinde Binali Yıldırım'ın üzerine gitti ki, Binali bey nezaketinden hiç taviz vermedi. Ahmet Hakan Coşkun en sonunda sizi kızdırdım mı diye sordu. Oda sabır ve nezaket ile hayır kızmadım diyerek sabırla açıklamalarına devam etti. Başbakanlık yapmış, Meclis Başkanlığı ve Ulaştırma Başkanlığı yapmış. İstanbul'da üst düzey bürokratlık yaptı. Hayatı bu millete hizmetle geçmiş bir insan. Asla nezaketini bozmadı.'' Ekrem İmamoğlu'na değinen Ünal, ''Dün akşam ise karşısındakini yargılayan, hesap soran ve had bildiren bir profil var. Eğer bu başbakanlık meclis başkanlığı yapmış bu kadar emeği olan bir kişi olsaydı daha nezaketli ve incelikli davranırdı. Bunlara sahip bir kişi olsaydı nasıl tepki verirdi onlarda ayrı bir konu. Önümüzdeki süreç insanların taleplerinin daha çok artacağı ve iletişim aygıtlarında kendilerine daha çok yer arayacakları bir döneme eviriliyoruz. Geçmişte gazete ve televizyonların gündem belirlediği günler geride kaldı'' dedi. Muhabir daha sonra, Kampanyanın sır olan taraflarını bir kenara bırakalım ve takvimde 4 hafta kaldı. Arada uzunca bir bayram tatili var. Önümüzdeki süreçte seçmenleri nasıl bir süreç bekliyor?'' sorusunu sordu. Biz seçmenlerimizle her fırsatta bir arada olacağız diyen Ünal, ''Onların taleplerini ve ihtiyaçlarını dinleyeceğiz. Mahalle mahalle cadde sokaklarda vatandaşlarla bir arada olacağız. AK Parti çok büyük bir parti. AK Partinin hiç bir partiye bu ülkede nasip olmamış bir avantajı var. AK Partili olsun veya olmasın dışarıda ki bir vatandaşa deyin ki, 'AK Parti 3 km uzunluğunda bir viyadük yapacakmış.' Yapar der. AK parti denizin altından yol geçirecekmiş. Geçirdi. AK Partinin yapabilirliğiyle ilgili bir sorun yok. AK Partinin sorun çözme kapasitesiyle ilgili bir sorun yok. Bir sorun bize çarptığında mutlaka çözülür. Kaldı ki biz bu ülkede insanların adeta çılgınlık diye gördüğü taşeron sorununu çözdük. İnsan kaynakları, çalışma ve sosyal güvenlik açısından dünyada örneklerine baktığınızda gerçekleştirilebilirliği her hangi bir ülkenin uzmanını çağırıp bu meseleyi önüne koyun. Asla bu yapılamaz der. Çünkü personel çalıştıran ve devlete taşeronluk yapan özel sektördeki personelleri siz devlet bünyesine alıyorsunuz. AK parti bu konuda bir talep ve ihtiyaç var diye yaptı. Bunu bile çözmüş bir siyasi partiden bahsediyorsunuz. Bizim inanılırlık ve güvenilirlik konusunda hiç bir sorunumuz yok. Daha çok insanımızı dinlememiz lazım. Vatandaşın derdiyle dertlenmemiz lazım. Biz televizyon filmi yaparak, ki bunu da 31 Mart öncesinde yaptık ama bugün ki kampanyayı kast ediyorum. Gazete ilanları vererek değil, biz 23 Haziran'da sahada daha çok insanla birlikte olarak dijital ağlarda oluşturulan kara propagandayı temizleyip yolumuza devam edeceğiz'' diye konuştu