MHP Genel Başkanı Devlet BahçeliYüksek Seçim Kurulunun (YSK) gerekçeli kararına ilişkin, "YSK, şaibeleri teyit etmiş, sandık yolsuzluğunu ortaya çıkarmıştır." ifadelerini kullandı. 

Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, ülkenin günbegün ağırlaşan iç ve dış sorun alanlarının çok yönlü baskı ve dayatması altında olduğunu, Türkiye'ye şantaj oklarını yönelten küresel odakların bir yanda egemenlik haklarını diğer yanda da milli ve tarihi kazanımları tehdit ettiğini belirtti. 

Milli bekanın çok cepheli risk ve tehlikelere maruz olduğunu ifade eden Bahçeli, Türk milletinin varlığını, birliğini ve refahını hedef alan karanlık çevrelerin, bunların yerli iş birlikçileri ve siyasi uzantılarının son zamanlarda tahrik kampanyalarına hız verdiğini kaydetti.

Bahçeli, Türkiye'nin S-400 füze savunma sistemi bahanesiyle siyasi ve ekonomik kuşatmaya alındığını, boyun eğmesinin amaçlandığını, bu kapsamda 22 Mayıs 2019'da ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu'nda kabul edilen, "ABD-Türkiye ittifakına yönelik endişelerin ifade edilmesi" başlıklı kararı, çifte standart olmasının ötesinde "art niyetin ve müttefiklik hukukunu hiçe sayan bir zihniyetin ürünü" olarak değerlendirdi. 

Türkiye Cumhuriyeti'nin tam bağımsız bir devlet olduğunun altını çizen Bahçeli, NATO üyeliği, dostluk hukuku ve stratejik ortaklık gibi iki taraflı işlemesi gereken sorumluluk mekanizmasının, devamlı bir tarafın geri adım atması, taviz vermesi, adeta tutsak alınması şeklinde okunamayacağını, asla bu şekilde yorumlanamayacağını vurguladı.

Türkiye'nin iradesine kilit vurmaya teşebbüs eden, bağımsızlık azmini kırmak için tevessüle yeltenen kim olursa olsun tarihi bir hatanın, vahim bir yanlışın, bedeli çok yüksek olacak bir skandalın faili olacağına işaret eden Bahçeli, Türk milletinin zalimce sahnelenen, sinsice sürdürülen, sinir bozucu şekilde ilerletilen kalleş oyunları, kirli tertipleri açıkça bildiğini ve alenen gördüğünü kaydetti.

Bahçeli, "Bilhassa Türkiye ekonomisinin içine çekilmek istendiği anafor ve anarşik yapının hangi mahfillerce projelendirildiği, hangi mihraklarca servis edilip günden güne dozunun arttırıldığı gizlenemez ölçüde meydandadır. Nitekim Türkiye düşmanlığı tahammül sınırlarını çoktan aşmıştır." değerlendirmesinde bulundu.

"Türkiye'de resmi olarak 'Dersim' ismiyle anılan bir vilayet yoktur"

Devlet Bahçeli, bu esnada Tunceli Belediye Meclisinin Dersim kararının tam anlamıyla yangına körükle gitme, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne meydan okuma olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Söz konusu belediyenin hizmet binasında bulunan tabelalarda yazılı 'Tunceli' ifadesinin yerine Dersim yazılmasıyla ilgili karar yok hükmündedir, ayaklarımızın altındadır, gereği de mutlaka yapılmalıdır. Türkiye'de resmi olarak 'Dersim' ismiyle anılan bir vilayet yoktur, olamayacaktır. Komünist ve bölücü komploya göz yummak, alttan almak, sessiz kalmak feci akıbetlere davetiye çıkaracak, beka düzeyinde tehlikelere kapı aralayacaktır. Hiç kimse aldığı oy ve desteğe güvenmemelidir. Hiç kimse Türk milletinin hassasiyetleriyle oynamaya kalkışmamalıdır. Yanlış hesap mutlaka dönecek, namlu ters tepecek, muhatapları elbette mahcup ve millet nezdinde mahkum olacaklardır."

Türkiye Cumhuriyeti'nin bir hukuk devleti olduğunu anımsatan Bahçeli, ihmal ve inkarı imkansız olan bu ilke ve kurala aykırı hareket eden çürümüşlerin elbette hukuki ve idari sonuçlarına katlanmak durumunda kalacağını ifade etti.

Bahçeli, adaletin insan haysiyetine bağlılık ve sadakat, hakka ve haklıya maşeri vicdan nezaretinde hürmet ve riayet olduğunu belirterek, Türkiye'nin kapanın elinde kalan sahipsiz bir ülke, önüne gelenin keyfi olarak milli ve manevi değerlerine hakaret ettiği yeni yetme bir devlet olmadığının altını çizdi. 

"İstanbullu kardeşlerimizin eğilimleri bunu göstermektir"

Birlikte yaşamanın altın kuralının hukuka saygı duyma, ortak akıl ve iradede buluşma, buna da muvafık hareket etme olduğunu hatırlatan Bahçeli, şunları kaydetti:

"YSK, 31 Mart İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini iptal eden ve arkasından da 23 Haziran'da yenilenmesine hükmeden kararının gerekçelerini açıklamıştır. MHP, YSK'nin gerekçeli kararını tartışmasız şekilde doğru ve isabetli bulmaktır. Bilinmelidir ki seçim hukuku özü itibarıyla bir şekil hukukudur. Bu nedenle kanun hükümlerine uygun davranmak esastır, herkes için bağlayıcıdır. Seçimle ilgili kurulların teşkilinde kanunun amir hükümlerine bağlılık seçim hukukunun temeli ve vazgeçilmez ilkelerindendir. YSK'nin gerekçeli kararında, 31 Mart İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde 108 sandığın sayım döküm cetvellerinin düzenlenmediği, bu durumun seçim sonucunun güvenirliğini önemli oranda zedelediği, ayrıca sandık kurulu başkanlarının ilgili kanuna aykırı biçimde tesis edildiği tespit edilmiştir. 754 sandığın sandık kurul başkanları kanuna aykırı olarak belirlenmiş, bu çerçevede oy kullanan İstanbullu kardeşlerimizin sayısı da 212 bin 276 olmuştur. Oy kullanma hakkı olmayan 706 kişi yerine haksız ve hukuksuz olarak oy kullanıldığı belgelenmiştir. YSK, şaibeleri teyit etmiş, sandık yolsuzluğunu ortaya çıkarmıştır. 31 Mart seçimlerinin sonuçlarına müessir ölçüde etki edecek hukuksuzluk ve sandık usulsüzlüklerinden dolayı YSK'nin 6 Mayıs 2019 tarihli seçim iptal kararının ne kadar gerçekçi ve vicdanları rahatlatan bir karar olduğu bir kez daha gözler önüne serilmiştir."

Genel Başkan Bahçeli, CHP sözcülerinin gerekçeli karara yönelik kaba ve saygısız ifadelerinin millet iradesine ve hukukun temel ilkelerine tahammülsüzlük olduğunu değerlendirerek, "250 sayfalık gerekçeli kararda işlerine gelen kısımları kullanan ve siyaseten istismar eden müflis CHP zihniyeti, hak ettiği cevabı 23 Haziran'da İstanbullu kardeşlerimizden alacaktır. MHP, 23 Haziran günü İstanbul'da bekanın, umudun, huzurun, kardeşliğin, sağduyunun kazanacağına inanmaktadır. İstanbul ehline emanet edilecektir. Kaldı ki gayemiz, gayretimiz kesinlikle budur. Alınan işaretler, İstanbullu kardeşlerimizin eğilimleri bunu göstermektir." ifadelerini kullandı.

MHP'nin 23 Haziran seçimi için sahada olduğuna işaret eden Bahçeli, Cumhur İttifakı'nın başarısı için ihtiyaç duyulan ve lazım gelen yoğun çalışmaların beş ayaklı stratejiye uygun şekilde durmaksızın icra edildiğini bildirdi. 

MHP'nin İstanbul’un her yerinde ve her köşesinde olduğunu belirten Bahçeli, kalplere girmek, gönülleri kazanmak, Cumhur İttifakı'nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım'a destek vermek amacıyla üzerlerine düşen ahlaki ve siyasi görevin harfiyen yerine getirildiğini kaydetti.

Bahçeli, İstanbul'da başlattıkları "Hemşeri Harekatı" kapsamında en çok hemşehrisi bulunan illerin il başkanlarıyla ikinci etap toplantısını bugün yapacaklarını, Siirt, Bitlis, Van, Diyarbakır, Adıyaman, Ağrı, Amasya, Çorum, Muş, Kayseri, Konya, Çankırı, Elazığ, Yozgat, Bingöl, Batman il başkanlarıyla 23 Haziran İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin değerlendirileceğini, İstanbul'daki hemşehrileriyle temas kurmaları konusunda son çalışma ve hazırlıkların gözden geçirileceğini aktardı.

"Cumhur İttifakı bunu başarmaya muktedirdir"

İstanbul'un Türkiye’nin buluşma ve kaynaşma potası, tarih, kültür, kardeşlik ve medeniyet beşiği olduğunu anımsatan Bahçeli, şu değerlendirmede bulundu:

"Milli Mücadele, İstanbul'dan Anadolu'ya ilk adımla ve cesur intikal sonucunda başarılmıştır. Bugün de Anadolu'dan İstanbul'a geçilerek yeni bir milli mücadele ruhuyla bu aziz kentimizin üzerindeki kabus bulutları dağıtılacak, milli irade eksiksiz tezahür edecek, istikbal ve istiklal haklarımız tescillenecektir. CHP'nin asabi, acemi, hazırlıksız, hırçın, denetimsiz, frensiz, maskeli, gizli gündemli adayının eriyişi ve irtifa kaybı sürerken Cumhur İttifakı yükseldikçe yükselecek, Allah’ın izniyle, İstanbullu kardeşlerimizin takdiriyle Sayın Binali Yıldırım Büyükşehir Belediye Başkanı olacaktır. Mücadelemiz ve kararlı duruşumuz sonuna kadar vakarını ve varlığını muhafaza edecektir. İstanbul’un geleceği yabancı başkentlerde, terör örgütlerinin yuvalandıkları ihanet merkezlerinde belirlenemeyecek, buna bizatihi İstanbullular izin vermeyeceklerdir. İstanbul Türkiye'dir, Türk milletinin cevheri, mukaddes emanetidir. Bu emanete gölge düşürülmeyecek, tertemiz ve milli bir irade İstanbul'u inşallah ayağa kaldıracaktır. Türk milleti müsterih olsun ki Cumhur İttifakı bunu başarmaya muktedirdir."