1. Aromalı yoğurt

meyveli yoğurt

Sağlıklı bir seçenek olarak yoğurdu buzdolabında sık sık tutuyoruz, ama ne yazık ki aromalı çeşitler her porsiyonda bir zehir desek yeridir. Aromalı yoğurtların şeker oranı son derece yüksektir. Tek bir porsiyonda ortalama 47 gram şeker bulunur. Amerikan Kalp Derneği, günlük almamız gereken şeker miktarını ortalama 35 gram olarak belirliyor. Şekerin zararlarına hepimiz aşinayız artık. İşte bu zararlı etkilerine daha çabuk yakalanmamak için 30'lu yaşlardan sonra aromalı yoğurtları hayatınızdan çıkarmalısınız. Bunun yerine sade yoğurda kuru meyveler ekleyerek tüketebilirsiniz.

2. Soya

soya

Soya herkesin üzerinde yorum yaptığı, arada kalmış bir besin. Soyanın genetiği değiştirilmiş bir gıda olduğunu biliyoruz. GDO'lu besinlerin vücuda olan etkileri ise son derece kötü. Kısa vadede vücuttaki iltihaplanmayı artırabilir ve potansiyel olarak tiroid fonksiyonuna müdahale edebilir. Soya ile ilgili başka bir problem, vücuttaki östrojeni taklit eden fitoöstrojeni ile ilgilidir. Bu nedenle soya, özellikle hala büyüyen çocuklara verilmemelidir.

3. Çiftlik balıkları

çiftlik

Çiftlik balıklarını da hayatınızdan çıkarmalısınız sevgili okur. Bu balıklar yetiştikleri ortamda birbirlerinin dışkısını yedikleri kadar kalabalıklardır. Üstelik balıkların hızlı gelişmesi için antibiyotik takviyesi yapılır. Çiftlik balıkları aynı zamanda etlerinin sağlıklı gözükmesi için besleyici olmayan farklı gıdalar ise beslenirler.

4. Beyaz ekmek

beyaz ekmek

Beyaz ekmeğin besin değeri son derece düşüktür. Beyaz un kelimenin tam anlamıyla kan şekerini altüst eder. Tam buğday ununda bulunan vitamin ve minerallerin neredeyse hiçbirine sahip değildir. Tam buğday ekmeğine göre daha az lif içerir. Sağlıklı bir sindirim sistemi için vücudunuz yaşlandıkça daha fazla life ihtiyaç duyar. Tercihiniz tam buğday ekmeğinden yana olsun...

5. Meyve suyu

meyve suyu

Meyve suyunun bir meyve kadar sağlıklı olduğu tuzağına sakın düşmeyin. Meyvelerin suyu sıkıldığına tüm yararlı lifleri geride kalır. Lif, şekerin kan dolaşımına dökülme hızını azaltmaya yardımcı olur, böylece saf meyve suyu bir anda size çarpacaktır. Üstelik bu bahsettiğimiz durum taze sıkılmış meyve suları için geçerlidir. Bir de fabrikasyon üretimler var. Onların durumu içler acısı... 'Meyve suyu' adı altında satılan içeceklerin şeker oranı epey yüksektir, yüksek miktarda katkı maddeleri içerir. İçinde bulunan gerçek meyve oranı son derece düşüktür. Meyve yerine meyve konsantresi eklemeyi tercih ederler.