Galatasaray tarihine damga vurmuş isimlerden Fatih Terim, beIN Sports ekranlarından gündeme dair açıklamalarda bulunuyor. 

"ÇOK AZ KİŞİ SEVİYE ATLARDI"

"Biz bir oyun anlayışı belirleyip, o oyun anlayışına uygun olarak oyuncular değil, elimizdeki imkanları zorlayarak ilk 11’e çıkabilecek oyunculardan bir oyun anlayışı geliştirmek zorundaydık. Satranç, dünyanın en stratejik oyunlarından biri olarak kabul edilir. Geçen sene benim koltuğumda oturmayı bir satranç oyunu yapsalardı, çok az kişi seviye atlayabilirdi."
 

"SPORCU İÇİN DURMAK HEP SORUN"

"Özellikle bir sporcu için durmak her zaman sorun olur. Çünkü hem beden, hem zihin, hem de heyecan durur. Belirsizlik ve korku da eklenince iş tabii insani olarak başka noktaya gider. Bunu yaşayan sadece Galatasaray değil, tüm dünya yaşadı. Hiç kimsenin beklemediği ekstra bir durum yaşandı ve işin garibi, hala yaşamaya devam ediyoruz. İşin doğasından uzaklaştık, belki o heyecanı, keyfi yaşayamıyoruz ama hayat devam ettiği için alışmaya çalışıyoruz."
 

"BU OLAYDAN ÇOK ETKİLENDİLER"

"Alışılagelmedik, eski yapılanlara ya da olanlara benzemeyen, enteresan bir durum çıktı ortaya. Oyuncular da bu olaydan önce çok etkilendi, nasıl hareket edeceklerini bilemediler ki hepimiz öyleydik. Arkasından bütün birimler, olağanüstü hal ilan ederek, başta sağlık heyetimiz olmak üzere, en az zararlar nasıl atlatırız diye düşünerek önemli tedbirler alındı. En büyük sıkıntı şuydu, sabah antrenman yapıyorsunuz, öğlen yemek yiyorsunuz, akşam bir antrenman daha yapıyorsunuz ve sonra akşam eve gidiyorlar. Evde ne yaptıklarını bilmiyoruz. Bunun için 30'a yakın test olduk, böyle böyle korumaya çalıştık. Her geçen gün, oyuncular da işin ciddiyetini anladılar. Sonuçta genç adamlardan bahsediyoruz, bana bir şey olmaz psikolojisi bugün dünyada herkeste var."
 

"TARAFTARA TAKIM KADAR GÜVENİYORUM"

"Maçın içinde hepimizi etkileyen bir olaydır, oyuncunun iyi, kötü hareketine tepki gösteren etken yok. Bu hepimiz için bir sıkıntı. Galatasaray taraftarının kazanılan başarılarda her zaman çok büyük payı olduğunu düşünmüşümdür ve hep de dile getiriyorum. 96-2000 de yaşananlar, taraftarın etkisinin tam olarak karşılığıdır. Son dönemde teknolojinin de işin işine girmesi ve değişimle biraz da işin içine seyirci girdi. Galatasaray halen taraftarı, seyirciden fazla takımlardan. Taraftarımız bize itici güç olmaya, maç çevirmeye, itici güç olmaya devam ediyor. En az takımım kadar, taraftarlarıma da güveniyorum."
 

"BAŞKANLIK DÜŞÜNCEM YOK"

"Muhakkak ki altyapı, öz kaynak bunlar çok önemli ama altyapıdan önce üst yapılara bakmamız gerekiyor. Büyük resme şöyle baktığımızda, kulüplerin kapısına kilit vurulması gerektiği çok açık. Galatasaray'ın durumu kabul edilebilir değil. Bu kulübün Divan üyesi olarak, üzülerek bunu söylüyorum. Başkanlık olma düşüncem yok. Hangi yönetim daha iyi kredi alır, hangisinin yerel ve ulusal yönetimlerle arası iyidir, hangisi kasa kolaylığı yapar, bu aşamalar geride kaldı. Çevrilebilir bir borçtan bahsetmiyoruz, kredi faizleri bile ödenebilir değil. Kimse de çıkış planım var diyemiyor. Her sene şampiyon olsanız, Şampiyonlar Ligi'nde kupa kaldırsanız bile borçları çevirmek zor. Deniz bitti."

"BAZI KONULARI NET KONUŞALIM"

"Galatasaray'ın en önemli değerlerinden biri, kol kırılır yen içinde kalırdı. Peki kol kazayla mı kırıldı? Bilerek ve isteyerek kırıldıysa, yen içinde kalmamalı, konuşulmalı. Bazı konuları net şekilde konuşma taraftarıyım."
 

"11 MİLYONUN KAÇI ALTYAPIYA GİTTİ?"

"Çok duyuyorum, Ozan gibi 2-3 genç çıksa altyapıdan kulüp kurtulur. Ben istemez miyim? Ozan Kabak'ın satışı sonrasında 11 milyon euronun yüzde kaçı altyapıya ayrılmıştır? Sıfır. Çünkü o anda yeni oyuncu alınması gerekir, ya da maaş ödenmesi gerekir, yahut da borç ödenir."

"OZAN'I YETİŞTİREN 2500TL MAAŞ ALIYOR"

Ozan Kabak'ı yetiştiren antrenörüm 2500 ile 4500 lira arası maaş alıyor. Türkiye'nin en büyük spor kulübünde çalışıyor ve Ozan'lar yetiştiriyor. Bir de Anadolu'yu düşünürsek, varın halimizi siz düşünün.
 

"A TAKIM İÇİN YETENEK YETMEZ"

"Artık günümüzde altyapı oyuncusu tanımı da değişiyor, her şeyin değiştiği gibi. Genç oyuncu kavramına doğru evriliyoruz artık öyle tabir ediliyor ancak tabii bazı önemli farklılıklar da var. Menajeri, maddi kazancı, sosyal medya, ailesi, etkileşimi gibi konular sadece oyuncunun performansını değil, gelişimini de etkiliyor. Zaman zaman deniyor ki ‘A Takım’da o niye yok, bu genç niye oynamıyor? Olsaydı şöyle olurdu, böyle olurdu.’ Demek ki bir bildiğimiz, gördüğümüz var ki bazıları süre alamıyorlar. Günümüzde genç oyuncuların A Takım’da oynayabilmesi için sadece yetenek kafi değil. Baskıyı nasıl kaldırdıkları, stresi nasıl yönettikleri, sosyal ilişkileri, gelişmeye olan duyarlılıkları, seviyelerini belirli bir yere çekmeleri için lazım olan kavramlar."
 

"HEM GENÇ HEM ŞAMPİYON OLMAZ"

"Dünyanın hiçbir tarafında ‘hem genç oyuncu oynat, hem de her sene şampiyon ol’ beklentisi, belki anlaşılabilir, ama uygulanabilir değil. Kulüplerin geleceği olarak görünen altyapılarda durum bu. Şimdi siz yanıt verin. Yeni Ozan’lar çıkar mı?"

"FUTBOLUMUZUN 10 YILI TEHDİT ALTINDA"

"B Ligi için kulüplere katılım isteğe bağlı diye yazı gönderildi. Statüyü hiç anlatmayayım, evlere şenlik zaten. Herhalde yapılmayacak ki ses seda yok. U17 takımlarının oynanmayacağı açıklandı. Türk futbolunun gelecek 10 yılı büyük bir tehdit altında. Bu oyuncular 7 aydır antrenman yapmıyor. Yerli teşvik sistemi niye işlemedi, yabancı sayısı ne olacak diye soranlara, ne doğru ve istikrarlı ki bu olsun diyorum. Yabancı kuralını ben, futbol direktörü olduğum dönemde yaptım."

"14 TÜRK MECBURDU"

"Esasında kural Türk oyuncu kuralıydı, 14 Türk mecburdu. Kim ne kadar Türk oynatırsa, o kadar karşılığını alacaktı, altyapıdan alınan genç de 2 misli karşılık bulacaktı, önemli bir katkısı olacaktı kulübe. Kulüpler tarafından pek rağbet görmeyince bu şeklinde kaldı. Çok büyük eurolarla yedek oturan çok yabancı oyuncumuz vardı, 4+2, 5+2, 6+2 olduğunda, yabancı oyuncular kendini sıkmadan oturarak bu parayı alabiliyordu. Avrupa'da Türk oyuncuların daha fazla süre bulabileceğini anladım ve bugün baktığımızda herkes oynamak istiyor ve sadece Türkiye'yi değil, dışarıyı tercih ediyor ve Türk oyuncularımızın takır takır oynadığını görmekten büyük gurur duyuyorum. Bu artacaktır."
 

"VAR'DAKİ ÇELİŞKİLER ZAMANLA AŞILIR"

"İnsan unsurunun olduğu her yerde, ne kadar teknolojiyi devreye sokarsanız sokun, yorum veya bakış açısı farkı olacaktır. VAR sistemi niye geldi? Özü itibariyle bir sağlama yapma, hatayı ve hasarı aza indirme mekanizmasıydı. Hakemlerin üzerinden yükü alacak, yani bir yardımcı gibi. Elbette her yeniliğin beraberinde getirdiği çelişkiler de var, zamanla aşılacağını düşünüyorum."
 

"HAKEMİN PİŞMESİ İÇİN ZAMAN GEREKİR"

"Bir hakem kolay yetişmiyor, bir hakemin pişmesi ciddi bir zaman alıyor. Bu kadar zor yetişen meslek sahibini bizler parçalıyoruz. Neden? Çünkü ne kişiye, ne de içinde bulunduğu sisteme güveniyoruz. Performans değerlendirmesinin subjektif olduğunu, yanlı kararlar alabileceğini veya ispatlanamasa da talimatla iş yaptığını düşünüyoruz. Bunu düşündüren ise, hakemlerin şahsı özelinde değil hiçbir zaman. Sadece içinde bulundukları sistemden dolayı."
 

"KURULLAR TFF'DEN BAĞIMSIZ OLSUN"

"TFF’nin hakem kurulu, disiplin ve tahkim kurullarının bağımsızlaşması ve TFF Yönetimi’nden ayrı, kulüpler tarafından oylanacak bir seçimle belirlenmesi gerektiğine inanıyorum. Bu düşüncelerim yeni değil, Türkiye Futbol Direktörü’yken de bahsettiğim ve projelendirdiğim ancak uygulamada tahmin edilebilir engeller yaşanan bir durum bu. Kabul ediyorum, bu değişimi anlamak ve uygulamak da kolay değil ancak Türk futbolunun yakın gelecekte bu sistem değişikliğine gitmesi, bence TFF’nin itibarı ve ülke futbol markası adına önemlidir."