Binali Yıldırım, "Mazbata kime verilirse başkan odur. Şimdi soruyorum Sayın İmamoğlu elinde mazbatan var mı? Yok. O halde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı yazarak sağa sola gitmenin, orada burada hava atmanın ne anlamı var." dedi.

AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, partisinin İstanbul İl Başkanlığında açıklamalarda bulunuyor.

Malatya'da gerçekleşen üzücü olay dışında, yurdun her tarafında büyük bir olgunlukla seçimleri gerçekleştirdiklerini kaydeden Yıldırım, "Seçimler gerçekleşti ama konuşulmaya devam ediyor. Bu da doğal bir şey. Çünkü anayasamızın 67. ve 79. maddeleri çok açık, diyor ki 'seçimler yargı yönetimi ve denetiminde yapılır.' Seçimin başlamasından bitimine kadar, yani seçim günü, seçimin düzen içinde yapılması ve yönetilmesiyle ilgili bütün işleri yapma, yaptırma görevi Yüksek Seçim Kurulu'na aittir. Seçim tamamlandıktan sonra seçimle ilgili bütün yolsuzlukları, şikayet ve itirazları incelemek, karara bağlamak görevi, Yüksek Seçim Kurulu'nundur. Çok açık. Yani seçim bitmiştir, şikayet, itiraz dönemi devam etmektedir." diye konuştu. 

Yıldırım, bunun ilk defa gerçekleşen bir şey olmadığını, bugüne kadar bütün seçimlerde gerçekleştiğini anlatarak, birçok ilde, birçok ilçede, İstanbul'da olduğu gibi şikayet ve değerlendirme süreçlerinin devam ettiğini söyledi. 

İlçe seçim kurullarında fedakarca, gece gündüz, gözünü kırpmadan çalışan memurlar, hakimler ve parti görevlileri olduğunu belirten Yıldırım, şöyle devam etti:

"Dolayısıyla seçimin patronu Yüksek Seçim Kurulu'dur. Artık seçimin sahibi, ne sayın Ekrem İmamoğlu'dur, ne de Binali Yıldırım'dır. Seçimin sahibi ve karar vericisi Yüksek Seçim Kurulu'dur. Bir kere Sayın İmamoğlu'nun bu gerçeği görmesi, kabul etmesi gerekir. Ben ilk gün çok açık bir şekilde söyledim. Mazbata kime verilirse başkan odur. Ben şimdi soruyorum, Sayın İmamoğlu elinde mazbatan var mı? Yok. O halde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı yazarak, sağa sola gitmen, orada burada hava atmanın ne anlamı var. İstanbul halkı kararını vermiştir ve bu karar Yüksek Seçim Kurulu tarafından açıklanacaktır. Bu karar açıklanmadan, itiraz süreçleri karara bağlanmadan sorumsuzca davranmak, toplumu germek ülkeye zarar verir, millete zarar verir. Her şeyden önce adayın kendisine de zarar verir." 

"(Sokağı hareketlendireceğiz) iması yapmaktan vazgeçin" 

Binali Yıldırım, İstanbul gibi bir şehri idare edecek insanların daha olgun, daha sorumlu davranmasının beklendiğini vurgulayarak, "Gördüğüm kadarıyla bir sabırsızlık hali vardır. 'Bir an önce mazbatamı verin', 'Hukuki süreçler ne canım', 'İşte seçildik, kazandık...' Sanki benim iki katım oy almış, seçimi kazanmış da biz oyalamak, 3 gün 5 gün daha zaman kazanmak için burada bir pozisyon alıyoruz. Bunu şiddetle kınıyorum ve İstanbul halkının bize oy versin, vermesin her bir hemşehrimin oyunun doğru yere gittiğini gittiğini tespit etmek, ortaya çıkarmak benim vicdan borcumdur, namus borcumdur. Bunu sonuna kadar yapacağım. Sonuç ne olursa olsun, ben kimin kazandığına bakmıyorum, verilen oyun zayi olmasının önlenmesi gibi bir sorumluluk taşıyorum. 15 milyon İstanbulluya böyle bir görevim var. İster rakibime, ister bana oy vermiş olsun, bu oyun yerini bulduğundan emin olmamız lazım. Şu anda yapılan işlem de bundan ibarettir." ifadelerini kullandı. 

Bu gerçeği Sayın Ekrem İmamoğlu'nun görmesi ve bu sorumluluk içerisinde hareket etmesini İstanbul halkının beklediğini aktaran Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Dışarıdaki, başka ülkelerdeki belediye başkanlarına tebrik ettirmek, aratmak, uluslararası baskı yapmaya çalışmak, dış ülkelerden destek mesajları talep etmek, almak Türk milletinin sinirini bozmaktadır. Açık konuşuyorum. Bu milletin sinirini bozmaya hakkınız yoktur. Bu millet farklı düşünebilir, iç siyasette birbirine rakip olabilir ama ülkemiz üzerinde burayı bir Venezuela gibi bir havaya sokmak isteyenlere karşı da bütün ayrılıklarımız bir tarafa gider ve bir tek yumruk olarak dururuz. Türk halkının sinirlerini bozmayın. Sokağı hareketlendireceğiz iması yapmaktan vazgeçin. Hukuka saygılı olun ve sürecin sonlanmasını sükunetle bekleyin. Benim söyleyeceğim budur. 

İmamoğlu, ilk gün söylemiştir 'En güvendiğim yer Yüksek Seçim Kurulu.' Madem, Yüksek Seçim Kurulu'na güveniyorsan onun kararını bekleyip, Yüksek Seçim Kurulu'nun mazbatayı vermesini bekleyeceksiniz. Bundan başka yapacak bir şey yok. O aşamada yapacağın her şey kendine de zarar vermektedir, İstanbul'a da zarar vermektedir, ülkeye de zarar vermektedir. Kendisinden daha tecrübeli bir siyasetçi olarak, bir devlet adamı olarak benim kendisine önerim budur. Şu aşamada başka yollara başvurmak, fevkalade rahatsız edicidir ve bunun ülkemize hiçbir yararı yoktur. Cumhuriyet Halk Partisi'ne de yararı yoktur."

"Bu çelişkinin ortadan mutlaka kalkması lazım" 

Yıldırım, Kemal Kılıçdaroğlu'nun da bu mealde bir açıklama yaptığını ifade ederek, "Bu da fevkalade talihsiz bir açıklamadır. Hukuk devleti herkese lazım. Hukukun içinde kalmayı sürekli vurgulayan Sayın Kılıçdaroğlu da 'Niye bu süreç tamamlanmıyor?', 'Niye bu kadar uzadı?' gibi anlamsız laflar etmektedir. Bu da fevkalade yadırganacak bir durumdur." dedi. 

Süreç tamamlanıp mazbata verilmesi durumunda ilk önce tebrik edecek olanın kendisi olduğunu belirten Yıldırım, "Bunu da bilmesini isterim ama tersi gerçekleşirse aynı davranışı, aynı tutumu da kendisinden beklemek hakkımdır." değerlendirmesini yaptı. 

Binali Yıldırım, "Partimiz, il teşkilatımız, il başkanımız başta olmak üzere, partimizin bütün yetkili kurulları bu hukuk sürecini, partimizin haklarını, seçmenin haklarını, adayın haklarını korumak için gayet tabii sonuna kadar kullanacaklardır. Kaldı ki CHP de aynı şeyi yapmaktadır. Yani Sayın İmamoğlu bir şey konuşuyor, parti teşkilatı başka şey yapıyor. Onlar da itiraz ediyorlar. Demek ki bu süreç sadece AK Parti'yi bağlamıyor. Aynı zamanda Cumhuriyet Halk Partisi'ni de bağlıyor. Bu çelişkinin de ortadan mutlaka kalkması lazım. Bir kafa karışıklığıdır gidiyor, karşı tarafta. Allah sonunu hayır etsin." şeklinde konuştu.