Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 37. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla geldiği KKTC'de, Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’ndaki Resmi Geçit Töreni’nde konuştu.

Burada yaptığı konuşmaya vatandaşları selamlayarak başlayan Erdoğan, Kıbrıs'ın şehit şairi Süleyman Uluçamgil'in, "Sevdiğim bir mektup yollar, belki Ankara'dan, belki Bursa, belki İzmir'den, Ağrı-Meriç arası buğu buğu, gönül memleketinden" dizelerini aktararak, "Biz de bugün sizlere gönül memleketiniz Türkiye'den selam getirdik. Sizlerin bu gurur gününde Anavatan'daki 83 milyon kardeşinizin sevgisini, coşkusunu buraya taşıdık." diye konuştu. 

"KKTC hepimiz için iftihar kaynağıdır"

Kıbrıs Adası'nın eşit sahibi Kıbrıs Türklerinin sevinç ve heyecanını yürekten paylaştıklarını dile getiren Erdoğan, "Türk milletinin Türkiye Cumhuriyeti'nden sonraki ikinci bağımsız devleti Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti hepimiz için iftihar kaynağıdır. Anadolu'dan Akdeniz'deki ufka, buradan Anadolu'ya bakarak nazlı nazlı dalgalanan ay yıldızlı bayraklarımız milli davamızın ulaştığı noktayı gösteriyor." ifadesini kullandı. 

Erdoğan, "Varlıklarına yönelik sayısız saldırıya rağmen Kıbrıs Türkleri hamdolsun kendi topraklarında başı dik, onurlu ve özgür bir şekilde yaşıyor. Kıbrıs Türkü kardeşlerimiz geleceklerine daha büyük bir umutla, güvenle bakıyor. Elbette bugünlere kolay gelmedik, bu topraklardaki her bir başarımızı çetin mücadeleler sonucunda ağır bedeller ödeyerek elde ettik. Şair Süleyman Uluçamgil gibi nice gencecik evlatlarımızı, Yüzbaşı Cengiz Topel gibi nice kahramanlarımızı şehit vererek istiklalimizi kazandık. Onca zulme, işkenceye, ihanete rağmen mücadele sancağımızı asla yere düşürmedik. Mücahitlerimizin ve Mehmetçiğin destansı mücadeleleri sayesinde hamdolsun zafere ulaştık." değerlendirmesinde bulundu. 

"Barış dolu bir geleceği hep beraber inşa edeceğiz"

Kıbrıs Türkü'nün özgürlük mücadelesinin lideri Dr. Fazıl Küçük ve kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş başta olmak üzere Kıbrıs Türk halkının kıyamında emeği geçen herkese Allah'tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kıbrıs semalarını ezansız, hilali mahzun, vatanı esir bırakmamak için toprağa düşen aziz şehitlerimizi minnetle, rahmetle yad ediyorum. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da onların kutlu mirasına sahip çıkarak ruhlarını şad edeceğiz. Geçmişi unutmadan bağımsızlık uğruna çektiğimiz acıları asla aklımızdan çıkarmadan inşallah barış dolu bir geleceği hep beraber inşa edeceğiz." şeklinde konuştu.

Erdoğan, Kıbrıs'ın tarihin her döneminde cazibesini korumuş, her toplumun rüyalarını süslemiş kadim bir coğrafya olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Medeniyetimizin 1400 yıla, Osmanlı'nın 450 yıla yakındır mührünü taşıyan Kıbrıs maalesef son 1,5 asırdır belirsizliğin hakim olduğu, çalkantılı bir süreç yaşamıştır. Rumların artan katliam ve saldırılarının ardından gerçekleştirdiğimiz 1974 Barış Harekatı ile fiilen istikrara kavuşan Kıbrıs'la ilgili siyasi sorunlar hala devam ediyor. Kıbrıs meselesinin, Kıbrıs Türk halkının meşru haklarını ve güvenliğini temin edecek şekilde adil, kalıcı, sürdürülebilir bir çözüme kavuşturulması önceliğimizdir. Türk tarafı olarak en başından beri bu doğrultuda çok güçlü irade ortaya koyduk, yapıcı fikirler sunduk, iyi niyetle çaba gösterdik ancak sadece bir tarafın çabası çözümün kilidini açmaya yetmiyor.

Kıbrıs Türkü 2004 yılında çözüm için barış ve demokrasi uğruna dünya ile bütünleşmek adına Annan Planı'na 'evet' dedi. Rum tarafı ise masada planı kabul eden liderlerinin bizzat yürüttüğü 'hayır' kampanyası sonucunda Kıbrıs Türkü ile ortak bir gelecek kurmayı reddetti. 2017'de İsviçre'de Rum tarafı 'Kıbrıs Türkü ile bırakın siyasi gücü, refahı, hastaneleri bile paylaşmam' diyerek yine masadan kaçtı. Bürgenstock'ta bizzat gerek Kofi Annan gerekse buradan katılanlar, Yunanistan'dan katılanlar hep beraber masada oturduk, konuştuk ama bütün bu görüşmelerin sonucunda ne yazık ki referanduma gelince iş değişti."

"Bugün de yalan söylüyorlar"

Referandumda KKTC'nin "evet", Güney'in ise "hayır" dediğini hatırlatan Erdoğan, "Bütün bunlar yaşanan gerçekler fakat Avrupa Birliği atılan bu adımlara rağmen verilen sözleri yerine getirdi mi? Hayır. Onlar da verilen sözleri yerine getirmedi. İdari ve mali noktada vermeleri gereken destekleri Kuzey Kıbrıs'a vermediler. O gün nasıl yalan söylediyseler maalesef bugün de yalan söylüyorlar. Özellikle son 50 yıldır süren görüşmelerin neticesinde şu gerçeği artık çok iyi biliyoruz; Kıbrıs'ta 1963'te silah zoruyla bozulan, 1974'te ise Yunan cuntasının düzenlediği darbeyle tamamen ortadan kalkan ortaklığı Rumlarla birlikte yeniden tesis etmek mümkün değildir." değerlendirmesinde bulundu. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dünün güneşiyle bugünün çamaşırı kurutulmaz" sözünü anımsatarak, şunları kaydetti:

"Bugün Kıbrıs'ta iki ayrı halk, iki ayrı demokratik düzen ve iki ayrı devlet vardır. Cumhurbaşkanı Sayın Tatar'ın da belirttiği üzere egemen eşitlik temelinde iki devletli bir çözümün konuşulması ve müzakere edilmesi gerekiyor. Esasen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halkının iradesi de son seçimlerde bu yönde tecelli etmiştir. Rumlar iktidarı ve refahı adanın ortak sahibi Kıbrıs Türkleri ile eşit olarak paylaşmak istemiyor, bunu da açıkça söylüyor. Hidrokarbon kaynakları konusunda Kıbrıs Türkleri ile masaya oturmaktan sürekli kaçmalarının sebebi de budur.

Garantör ülke olarak bizim de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin de bu diploması oyunlarına artık tahammülümüz kalmamıştır. Şunu da çok açık, net söylemem gerekiyor; Kuzey Kıbrıs'ta yaşayıp da kendi Cumhurbaşkanını Güney Kıbrıs'ın başındaki sözde yöneticilere şikayet edenlerle Güney Kıbrıs güç devşireceğini zannediyorsa aldandığını ve aldanacağını bilmelidir. Evet, bu sözde paçavralar maalesef kendi Cumhurbaşkanını kalkıp da Güney Kıbrıs'ın sözde cumhurbaşkanına şikayet ederse bunun akıbeti nereye varır benim sevgili kardeşlerim bunu gayet iyi biliyorlar."

"Doğu Akdeniz'de adil olmayan bir denklem barış ve istikrar üretemez"

"Maraş'ta atılan adımın amacı yeni mağduriyetler oluşturmak değil, bilakis mevcut mağduriyetlerin giderilmesini sağlamaktır." diyen Erdoğan, "Doğu Akdeniz'de ülkemizin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin adil bir şekilde yer almadığı hiçbir denklem barış ve istikrar üretemez." şeklinde konuştu.