Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Kızılcahamam'da gerçekleştirilen 27. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın son gününde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kapanış konuşmasında, takdimlerle en verimli şekilde değerlendirilen toplantının sona erdiğini belirterek, iştirakleri için partililere teşekkür etti. 

Takdimleri, soruları, analizleriyle toplantıya katkı sağlayanları tebrik eden Erdoğan, toplantının icrasında görev alan herkese teşekkür etti. 

"Dünyamızın her meselesi unutmayalım ki AK Parti'nin meselesidir"

Başkan Erdoğan, "Bu toplantının, yeni yasama yılının başlangıcı olması sebebiyle, parti genel merkezimiz, meclis grubumuz, kabinemiz arasındaki koordinasyon bakımından da önemli olduğunu düşünüyorum. Üstlendiğimiz sorumluluklar itibariyle Türkiye'nin bölgemizin ve dünyamızın her meselesi unutmayalım ki AK Parti'nin meselesidir." değerlendirmesinde bulundu.

81 milyon vatandaşın her birinin eğitiminden sağlığına, güvenliğinden istihdamına, ulaşımına kadar hayatının her alanına ilişkin hizmetleri kendilerine en güzel şekilde sunmakla mükellef olduklarını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:

"Türkiye'nin siyasi ve ekonomik gücüyle, dünyanın saygın devletleri arasında yer alması, üzerinde bayrağımızın bulunduğu pasaportumuzun onurunun korunması da yine bizim görevimizdir. Bölgemizden başlayarak ümidini bize bağlamış tüm mazlumlara ve mağdurlara sahip çıkmayı, el uzatmayı, imkanlarımız nispetinde onlara destek olmayı da vazifemiz olarak görüyoruz. AK Parti, medeniyetimizin ve tarihimizin kendisine yüklediği işte bu büyük davayı hamdolsun 17 yıldır hep ileriye taşımayı başarmıştır."

"Bu mukaddes yükün hamalı olmaya talip bir partiyiz" 

Necip Fazıl'ın "Sakarya Türküsü" şiirinin dizelerini okuyan Erdoğan, "Biz ne rütbe ne mal derdine düşmeden işte bu mukaddes yükün hamalı olmaya talip bir partiyiz." diye konuştu.

Toplantının, "Tevazu, samimiyet ve gayretle önce millet önce memleket" sloganına atıfta bulunan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bizim 17 yıllık yolculuğumuzun özü, özeti işte bu kelimelerdir. Bu yola birlikte çıktığımız arkadaşlarımızdan pek azı dışında neredeyse tamamının bugün burada aramızda olması imtihanı alnımızın akıyla vermekte olduğumuzun işaretidir. Büyük AK Parti ailesinin her bir ferdine davamıza sadakatleri, milletimizin her bir ferdine de vefaları için teşekkür ediyorum." 

"Dört IMF anlaşmanın altında CHP Genel Başkanı İnönü'nün imzası var"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz, en kritik dönemlerde düşmanlarımızın safında yer alanlardan, onların bize yönelmiş siyasi ve ekonomik silahlarına adeta cephane taşıyanlardan muzdaribiz." ifadelerini kullandı.

"Bizi üzüntüye gark eden zihniyetin en büyük temsilcisi anamuhalefet partisi CHP'dir." diyen Başkan Erdoğan, "(CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu) Korkaksın, ürkeksin, ne millisin ne yerlisin." şeklinde konuştu.

Erdoğan, "İlk IMF anlaşmasının altında Gürsel'in, onu takip eden dört anlaşmanın altında da CHP Genel Başkanı İnönü'nün imzası vardır Bay Kemal." ifadelerini kullanarak, şöyle konuştu:

"Anamuhalefet partisi her zamanki gibi safını ülkesinin ve milletinin değil, karşı tarafın yanında belirleyerek, hezeyanlarla ortalığı karıştırmaya çalışıyor. Bunun adı muhalefet değildir, bunun adı fırsatçılık bile değildir. Milletin geleceğine umutla bakmaya ihtiyaç duyduğu dönemde bühtanlarla, umut cellatlığı yapmanın adı olsa olsa alçaklıktır." 

"Son yıllarda siyasi, ekonomik ve sosyal pek çok sınamayla karşılaştık"

Erdoğan, insanlar gibi ülkelerin de partilerin de sürekli sınamalara maruz kaldığını belirterek, Türkiye ve ülkenin yönetiminden sorumlu AK Parti olarak son yıllarda siyasi, ekonomik ve sosyal pek çok sınamayla karşılaştıklarını söyledi. 

Erdoğan, "Gün oldu vesayetin kıskacında bizi boğmaya çalıştılar, gün oldu sokaklarımızı karıştırmak istediler, gün oldu terör örgütlerini üzerimize saldırdılar, gün oldu FETÖ ihanet çetesini kullanarak topyekun ülkemizi işgal etmeye kalktılar. Gün oldu sınırlarımız ötesinden üzerimize ateş yağdırdılar, gün oldu ülkemizi uluslararası alanda tecrit etmeye kalktılar. Hamdolsun, milletimizle beraber ülkedeki milli ve yerli duruş sahibi kesimlerle birlikte bu tuzakların, bu senaryoların, bu oyunların hepsine de boşa çıkardık. Tüm bu süreçte ne karşımızdakilerin cesametleri, ne üzerimize salınan piyonların alçaklıkları üzmüştür. Bizi en çok üzen, bu ülkede siyasi alternatif konumunda bulunması gereken bir partinin her defasında Türkiye'nin ve Türk milletinin düşmanlarıyla aynı safta yer almış olmasıdır." ifadesini kullandı.

Bir noktanın yanlış anlaşılmaması gerektiğini aktaran Erdoğan, "Bizim sorunumuz asla siyasi muhalefet değil, muhalefetin muhasebe ve murakabe yönüyle demokrasinin vazgeçilmez unsuru olduğunu biliyoruz." diye konuştu.

Erdoğan, herhangi bir konudaki eksiklerinin, varsa yanlışlarının da ifade edilmesinin sıkıntı olmadığını belirterek, şöyle devam etti:

"Biz, en kritik dönemlerde düşmanlarımızın safında yer alanlardan, onların bize yönelmiş siyasi ve ekonomik silahlarına adeta cephane taşıyanlardan muzdaribiz. Bölücü terör örgütünün güdümündeki HDP'yi, bu ilişkisini kesemediği sürece meşru siyasetin bir aktörü olarak görmemiz zaten mümkün değildir. Maalesef, bizi üzüntüye gark eden zihniyetin en büyük temsilcisi anamuhalefet partisi CHP'dir.

Gezi olaylarında vandallarla mücadele ediyoruz, CHP'yi onların yanında buluyoruz. Ülkemizi FETÖ'cülerin tuzaklarından kurtarmak için can pahasına bir mücadeleye girişiyoruz, CHP'yi onların saflarında görüyoruz. Biz, gece Atatürk Havalimanı'na iniyoruz, meğerse bizden yaklaşık 2-2,5 saat önce Bay Kemal oraya geliyor ve oradan tanklar öncülüğünde bindiriliyor bir otomobile, Bakırköy Belediye Başkanı'nın evine gidiyor ve oradan devlete, ülkemize yapılan darbeyi kahvesini yudumlayarak izliyor. Ondan sonda utanmadan sıkılmadan, 'Benim bu işlerle alakam yok' diyor."

"Korkaksın, ürkeksin ne millisin ne yerlisin"

Hepsinin kayıtlarda olduğuna işaret eden Erdoğan, "Sen böyle bir adamsın, korkaksın, ürkeksin ne millisin ne yerlisin." değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölücü terör örgütünün çukur eylemlerine karşı destansı bir mücadele yürütüldüğünü vurgulayarak, "CHP'yi yine karşı cephede buluyoruz. Sınır ötesinde pusuya yatarak, ülkemizin huzuruna ve güvenliğine tehdit oluşturan terör örgütlerinin üzerine yürüyoruz, CHP'yi yine karşı safta görüyoruz. Uluslararası alanda ülkemizin şerefinin, haysiyetinin, itibarının müdafaası için var gücümüzle çalışıyoruz, CHP'yi yine yeminli düşmanlarımızın diliyle bize saldırırken suç üstü yakalıyoruz." diye konuştu.

Yaşanılan son hadiselerde yine benzer bir durumla karşı karşıya kalındığına değinen Erdoğan, "Ama artık milletim yutmuyor, şehitlerimizin aileleri artık yutmuyor ve 'Hangi yüzle sen buraya geldin?' demeye başladılar." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin ekonomik bağımsızlığına yönelik bir saldırıya karşı kamu ve özel sektörle tarihi bir mücadele verdiğini bildirdi.

Anamuhalefet partisinin ne yaptığını soran Erdoğan, "Anamuhalefet partisi her zamanki gibi safını ülkesinin ve milletinin değil, karşı tarafın yanında belirleyerek, hezeyanlarla ortalığı karıştırmaya çalışıyor. Bunun adı muhalefet değildir, bunun adı fırsatçılık bile değildir. Milletin geleceğine umutla bakmaya ihtiyaç duyduğu dönemde bühtanlarla, umut cellatlığı yapmanın adı olsa olsa alçaklıktır." ifadesini kullandı.

"IMF borcunu sıfırlayıp, yarım asrı aşkın bir defteri de kapadık" 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisine AK Parti hükümetlerinin en çok gurur duyduğu icraatları sorulsa, en başta Türkiye'nin IMF boyunduruğundan kurtarılması olacağını, bunu hep söylediğini söylemeye devam edeceğini vurguladı.

Erdoğan, şu görüşlere yer verdi:

"Biz görevi unutmayın 23,5 milyar dolar IMF'ye borçla devraldık. 2013'te ne yaptık, tamamen sıfırladık. Bunu yapan Bay Kemal biz değil miyiz? IMF boyunduruğundan bu ülkeyi kurtaran biz değil miyiz? Peki bu IMF meselesi niye bu kadar önemli? IMF'nin misyonu, ödemeler bilançosu bozulmuş olan ülkelere kredi vermek ve onları sadece mali değil aynı zamanda siyasi yapılarını da dönüştürmektir. Bu misyonu gereği IMF, kurumlara veya özel firmalara değil sadece devletlere borç verir. Davos'ta o zamanki (IMF) Başkanı Strauss-Kahn ile görüşme yapıyoruz. O zamanın Maliye Bakanı ve Başbakan Yardımcım da yanımda. Kendisine dedim ki 'Eğer siz siyaseten bizi yönetmek istiyorsanız, Türkiye'nin Başbakanı benim. Bu yönetimi size vermem. Verdiğiniz parayı, borcu bizden almak istiyorsanız, biz de bu taksitleri tıkır tıkır ödüyor muyuz, ödüyoruz. Bitti, bizim sizinle ilişkimiz bu, daha ileri bir ilişki olamaz. Bundan sonra da sizden borç istemiyoruz, biz o defteri kapattık, 2013'te sıfırladık, IMF ile işimiz bitti.

Bırakın onu, ondan sonra onlar bizden borç istediler, 5 milyar dolar borç istediler. Hatta, ben o zamanki arkadaşlara 'verelim' dedim. Baktılar ki çılgın Türkler yine azıttı, vazgeçtiler. Türkiye, 1960 darbesinin ardından IMF'nin pençesine düşmüş ve AK Parti'ye kadar da kurtulamamıştır. İlk IMF anlaşmasının altında darbe yönetiminin başı Cemal Gürsel'in, onu takip eden 4 anlaşmanın altında da devrin CHP Genel Başkanı İnönü'nün imzası vardır Bay Kemal, bunu da öğren."

IMF ile yapılan 19 anlaşmadan Türkiye'nin ne kazandığının bilinmediğine dikkati çeken Erdoğan, ama çok ciddi siyasi bedel ödendiğinin bir gerçek olduğunu belirtti. 

Erdoğan, iktidara geldiklerinde 23,5 milyar dolar tutarındaki IMF borcunu kucaklarında bulduklarını anımsatarak, usanmadan bunu ödediklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Nihayet 2013 Mayıs'ında IMF borcunu sıfırlayıp, yarım asrı aşkın bir defteri de kapadık. Zaten ne olduysa ondan sonra oldu, çılgına döndüler. Gezi Olayları ile başlayan ve hala devam eden bu dönemde yaşadıklarımızı IMF boyunduruğundan kurtulmamızdan bağımsız kabul etmiyorum." 

"Türkiye, IMF defterini tekrar açmamak üzere kapatmıştır"

Başkan Erdoğan, "Bugün Türkiye, IMF'nin kredi desteğine ve buna bağlı teknik yardımına ihtiyaç duyabileceği seviyenin hamdolsun çok ama çok uzağında duruyor."  ifadelerini kullanarak, "Türkiye, IMF defterini tekrar açmamak üzere kapatmıştır." dedi.

"Cezaevlerini boşaltmak için af çıkarılmaz"

"Cezaevlerini boşaltmak için af çıkarılmaz." diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Geçmişte çok aflar çıkarıldı. 'Bu affı çıkarır da bundan ne kadar siyasi rant elde ederiz'... Biz böyle düşünemeyiz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, af teklifi ile ilgili, "Bizim bu tartışma konularında öncelikli ölçümüz maşeri vicdandır. Şu veya bu kesimin, şu veya bu şahsın çıkarına, faydasına ama milletimizin ortak hissiyatına aykırı hiçbir iş bizim için makbul değildir." şeklinde konuştu.

Suudi gazeteci Kaşıkçı'nın kaybolması

Çıkışta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, Suudi gazeteci Kaşıkçı'nın kaybolması ile ilgili, "Beklentim hala iyi niyetli, inşallah arzu etmediğimiz bir durumla karşı karşıya kalmayız." dedi.

Büyükelçiliğe giriş çıkışların hepsinin incelendiğini belirten Erdoğan, "Süratle bir netice alalım istiyoruz." ifadelerini kullandı.

"MHP'nin teklifi kendisine aittir"

Erdoğan, af teklifi ile ilgili bir soruya da "MHP'nin teklifi kendisine aittir. Biz AK Parti olarak nasıl bir teklifle karşısına çıkarız, nereye kadar yaklaşırız, bunların hepsi arkadaşlarımızın çalışmasından sonra ortaya çıkacak." yanıtını verdi.