Mustafa Kemall Paşa’nın 1919’un Mayıs’ında yaptığı Samsun yolculuğu hakkında bugüne kadar çok şey yazılıp söylendi ve yolculuğun sebebi ile ilgili olarak ortaya türlü türlü iddialar atıldı...

Bugün bu sayfada Türk basınında ilk defa yayınlanan bir belgeyi görüyorsunuz: Sultan Vahideddin’in 30 Nisan 1919’da Mustafa Kemal Paşa’yı Samsun’daki Dokuzuncu Ordu Müfettişliği’ne tayini ile ilgili emrini, yani “irade”sini...

Padişahın imzasının sol üst tarafta bulunduğu belgede “Mülga (ilga edilmiş) Yıldırım Grubu Kumandanı Mustafa Kemal Paşa, Dokuzuncu Ordu Kıtaâtı (kıt’aları) Müfettişliği’ne tâyin edilmiştir. İşbu iâde-i seniyyenin (padişah emrinin) icrasına Harbiye Nâzırı (Savaş Bakanı) memurdur” deniyor.

Hicrî 22 Recep 1337 ve Rumî 30 Nisan 1335 yani 1919 tarihli padişah emrinde Sadrazam Damad Ferid ile Harbiye Nâzırı Şakir Paşa’nın da imzaları bulunuyor.

Bu karar, imzalanmasından beş gün sonra, 5 Mayıs 1919’da, o devrin resmî gazetesi olan “Takvim-i Vekayî”nin ilk sayfasında da yayınlanıp yürürlüğe girecekti...

Peki, Sultan Vahideddin böyle bir kararı niçin verdi? Hattâ daha açık şekilde sormak gerekirse Mustafa Kemal Paşa Anadolu’ya niçin gönderildi?

İKİ TEMEL SEBEP VARDI

Türkiye’de bir kesim, Paşa’nın Samsun seyahatini Sultan Vahideddin’in emri ile ve “memleketi kurtarmak” maksadı ile yaptığına inanır ve buradan hareketle de padişahın “Kurtuluş Savaşı’nın gizli mimarı” olduğu iddiasında bulunur.

Ama, o dönem ile alâkalı belgeler ve hatıralar ciddî şekilde incelendiğinde bunun böyle olmadığı, Mustafa Kemal’in Samsun’a gönderilmesinin ardında bambaşka düşüncelerin bulunduğu görülür.

Öncelikle arzu edilen, bölgenin Türk ve Rum sâkinleri arasında başlamak üzere olan çatışmaların önlenmesi, Samsun’un ve Dokuzuncu Ordu’nun yetki sâhasında olan diğer şehirlerin çatışmalar bahane edilerek ve Mondoros Mütarekesi’nin güvenlik gerekçeleri ile müttefiklere memleketin herhangi bir yerini işgal hakkı tanıyan meşhur 7. Madde’sine dayanılarak düşman askerlerinin işgaline uğramasının engellenmesidir. Sultan Vahideddin aynı zamanda görev bölgesinde kendi başına hareket ederek silâhlı bir mukavemet teşkil edeceğinden emin olduğu Mustafa Kemal Paşa’nın emrindeki güçlerden yeri geldiğinde istifadeyi ve yakın bir gelecekte başlayacak olan barış görüşmelerine de arkasında bu gücün varlığını hissettirerek oturmayı arzu etmektedir.

Anadolu’ya gönderilen tek yetkili zaten Mustafa Kemal Paşa değildir, daha başka paşalar da değişik yerlerde görevlendirilmişlerdir, bütün bu girişimlerin sebebi işte bu düşüncelerdir ama sonuca ulaşan Mustafa Kemal Paşa olmuştur.

BİR DEVLET OPERASYONU

Paşa’nın Samsun yolculuğu zaten gizli falan değildir, bir “devlet operasyonu”dur! Zamanın padişahı Sultan Vahideddin ile sadrazamı Damad Ferid Paşa hazırlıkların her aşamasında vaziyetten haberdar edilmişler, resmî yazışmalar gizli değil, açıkça yapılmış ve devletin elindeki en rahat gemilerden olan Bandırma da bu yolculuğa tahsis edilmiştir.

Mustafa Kemal Paşa, Samsun yolculuğundan seneler sonra, Bandırma Vapuru ile yola çıkmadan önce Yıldız Sarayı’nda Sultan Vahideddin’i ziyarete gittiğini anlatır ve görüşmelerini hatıralarında şöyle nakleder:

“...Yıldız Sarayı’nın ufak bir salonunda Vahideddin’le âdeta diz dize denecek kadar yakın oturduk. Sağında dirseğini dayamış olduğu bir masa ve üstünde bir kitap var. Salonun Boğaziçi’ne doğru açılan penceresinden gördüğümüz manzara şu: Birbirine muvazi (paralel) hatlar üzerinde düşman zırhlıları! Bordalarındaki toplar, sanki Yıldız Sarayı’na doğrulmuş! Manzarayı görmek için, oturduğumuz yerlerden başlarımızı sağa-sola çevirmek kâfi idi.

Vahideddin, hiç unutmayacağım şu sözlerle konuşmaya başladı:

- Paşa, paşa, şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin. Bunların hepsi artık bu kitaba girmiştir.

Elini demin bahsettiğim kitabın üstüne bastı ve ilâve etti:

- Tarihe geçmiştir.

O zaman bunun bir tarih kitabı olduğunu anladım. Dikkatle ve sükûnla dinliyordum:

- Bunları unutun, dedi. Asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden mühim olabilir. Paşa, devleti kurtarabilirsin!

...Kendisine basit cevaplar verdim:

- Hakkımdaki teveccüh ve itimada arz-ı teşekkür ederim. Elimden gelen hizmette kusur etmeyeceğime emniyet buyurunuz.

- Merak buyurmayın efendimiz, dedim. Nokta-i nazar-ı şâhânenizi (görüşünüzü, düşüncenizi) anladım. İrâde-i seniyeniz (emriniz) olursa hemen hareket edeceğim ve bana emir buyurduklarınızı bir an unutmayacağım.

‘Muvaffak ol!’ hitâb-ı şahânesine mazhar olduktan sonra, huzurundan çıktım”...

Samsun operasyonu işte böyle başladı ama Mustafa Kemal Paşa ile sarayın ve Bâbıâlî’nin ilişkileri sonraki aylarda giderek bozuldu...

İlişkilerin içinden çıkılmaz hal aldığı günlerde İstanbul’un verdiği ve tarihimiz bakımından büyük “ayıp” teşkil eden bazı kararların belgelerini de yine bu sayfada görebilirsiniz.

Murat Bardakçı - Habertürk

Mustafa Kemal Paşa, Samsun’a hareketinden birkaç hafta önce. Üniformasındaki kordonlar, Sultan Vahideddin’in “fahrî yaveri” olduğunu gösteriyor.

Vahideddin, 1917’de veliahd olduğu sırada yaptığı Almanya ziyaretinde. Hemen arkasında, ziyarete ordu temsilcisi olarak katılan Mustafa Kemal Paşa var. Vahideddin ile Mustafa Kemal’in beraber göründükleri tek fotoğraf, budur.

Mustafa Kemal Paşa’nın 30 Nisan 1919’da Samsun’daki Dokuzuncu Ordu Müfettişliği’ne tayin emrinin orijinali. Sol üstte Sultan Vahideddin’in, altta Sadrazam Damad Ferid ile Harbiye Nâzırı Şakir Paşa’nın imzaları

Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıkmasından kısa bir müddet sonra İstanbul ile ilişkilerinin gittikçe bozulmasının ardından, Kuvâ-yı Milliye’nin güçlenmesini önlemek maksadı ile Saray ve Bâbıâlî’nin aldığı kararların yine Sultan Vahideddin’in imzasını taşıyan tasdik belgeleri (üstten): 9 Ağustos 1919’da Mustafa Kemal Paşa’yı askerlikten ihraç edip rütbelerini ve madalyalarını alan irade (Başbakanlık Osmanlı Arşivleri, İ. DUİT. 178/30-1), 4 Şubat 1920’de madalyalarının iadesi iradesi (İ. DUİT. 163/31) ve Mustafa Kemal Paşa ile arkadaşları hakkında verilen gıyabî idam kararını 24 Mayıs 1920’de tasdik eden diğer irade (İ. DUİT. 175/46-1).