15 Temmuz darbe girişimi, 15 Temmuz 2016 gecesinde Türk Silahlı Kuvvetleri'ndeki kendilerini "Yurtta Sulh Konseyi" olarak adlandıran Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensubu askerler tarafından yapılmaya çalışılan başarısız darbe girişimidir.

Darbe girişimi günü saat 16.16’da Kara Havacılık Komutanlığı’nda görevli subayın MİT Müsteşarlığı’na giderek FETÖ üyesi askerlerin Müsteşar Hakan Fidan’ı almak üzere kuruma saldırıda bulunacağını ihbar etmesinin ardından MİT yetkilileri, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler’i telefonla bilgilendirdi. Sonrasında bir MİT Müsteşar Yardımcısı ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan da ayrı ayrı Genelkurmay Başkanlığı’na geldi.

Darbeci askerlerin planlamasına göre 03:00-06:00 saatleri arasında yapılacak olan darbe, Milli İstihbarat Teşkilatı'nın darbe girişimi istihbarat olarak bilgi edinmesiyle mecburi olarak erken saatlere çekildi.

15 Temmuz 2016 tarihinde saat 22:00 sularında İstanbul Boğaziçi Köprüsü ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü bir grup Jandarma Genel Komutanlığı askeri tarafından trafiğe kapatıldı. Köprülerin trafiğe kapatılmasıyla eş zamanlı olarak Ankara'da F-16 tipi savaş uçakları alçak uçuş yapmaya başladı.

Türk Silahlı Kuvvetleri’ne sızmış FETÖ/PDY mensubu ve bu örgütsel faaliyeti destekleyen 8 binin üzerinde askeri personelin, savaş uçakları da dahil 35 uçağın, 3 geminin, 37 helikopterin, 74’ü tank 246 zırhlı aracın ve 4 bine yakın hafif silahın kullanıldığı kanlı darbe girişiminde örgüt, stratejik bölgeleri hedef aldı.

Savaş uçaklarının uzunca bir süre havada kalmasını sağlamak için de İncirlik Üssü'nden bir yakıt ikmal uçağı görevlendirildi. Saat 22:30 sularında Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından bütün emniyet mensupları acil olarak göreve çağrıldı.

Aynı dakikalar içinde Milli İstihbarat Teşkilatı binasına askeri bir helikopterle ateş açıldı, teşkilatta bulunan güvenlik görevlileri tarafından ateşe karşılık verildi. İstanbul'da ise Atatürk Havalimanı, sadece iniş yapacak olan uçaklara izin verilme şartıyla hava trafiğine kapatıldı.

Milli İstihbarat Teşkilatı’na (MİT) 15 Temmuz’da gelen ihbarla başlayan süreçte Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın da arasında bulunduğu birçok komutan darbecilerce Akıncı Üssü’nde alıkonuldu.

Yaşanan bu hareketlilikle eş zamanlı olarak Türk Silahlı Kuvvetleri e-posta adresinden basın mensuplarına "ülke yönetimine Yurtta Sulh Konseyi tarafından bütünüyle el konulmuştur" olarak bir mesaj gönderildi. Mesajın gönderildiği esnada TRT 1 canlı yayını kesildi, haber spikeri Tijen Karaş'a Yurtta Sulh Konseyi adına bir darbe metni okutuldu.

Askeri hareketlilik esnasında Marmaris'ta bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CNN canlı yayınına görüntülü telefon görüşmesi ile katılarak, girişimin Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından yapılmadığını belirterek tüm halkı meydanlara, köprülere ve hava limanlarına davet etti. Tüm ilçelerde camiilerden Diyanet İşleri Başkanlığı'nın emriyle sela okundu.

Saat 01:00 itibariyle darbe girişiminde bulunan tüm kişilere Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca Türk Ceza Kanununun 309, 311, 312 ve 313. maddelerine dayanılarak resmen soruşturma başlatıldı ve gözaltı kararı alındı.

Birkaç dakika içerisinde de Ankara Emniyet Müdürlüğü darbeci askerlerin kullandığı savaş uçakları tarafından bombalandı ve aynı saldırı belirli aralıklarla yapıldı. Saat 02:00 civarında Ankara'da darbe teşebbüsünde bulunan askerlerin kontrolünde bulunan iki helikopter, Türk Hava Kuvvetleri'ne ait iki F-16 savaş uçağı tarafından vurularak düşürüldü.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan saat 00.24’te CNN Türk kanalına bağlanarak, “Bu gelişme gerçekten Türk Silahlı Kuvvetlerimizin içindeki bir azınlığın, ne yazık ki kalkışma hareketidir ve bu malum yapıya ait paralel yapılanmanın teşvik ettiği üst akıl olarak onların kullandığı bir harekettir.”dedi. Erdoğan, milleti, darbecilere karşı durmak üzere meydanlara çağırdı.

Çağrının ardından Ankara’nın her semtinden vatandaşlar Genelkurmay Başkanlığının çevresindeki İnönü Bulvarı ve Milli Müdafaa Caddesi ile Kızılay Meydanı, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, AK Parti Genel Merkezi ve Jandarma Genel Komutanlığı civarı başta olmak üzere meydan ve caddelerde toplanmaya başladı. Vatandaşlar, darbe girişimi için kışladan çıkan askerlere tepki gösterdi, hatta mücadeleye girişti.

Çıkan çatışmalarda Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AK Parti) reklam kampanyalarını hazırlayan Erol Olçak dahil olmak üzere birçok vatandaş hayatını kaybetti.

Aynı dakikalarda Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde darbe girişimi konusu tüm siyasi parti milletvekilleri tarafından görüşülürken, Türkiye Büyük Millet Meclisi bombalandı ve meclise yapılan bombalama saldırısı 4 defa tekrar edildi.

Saat 03:20'de İstanbul'da da darbecilerin kontrolündeki savaş uçakları alçak uçmaya başladı. 03:30 sularında darbeci askerler tarafından Doğan Medya Merkezi basılarak CNN Türk'ün yayını kesildi, Hürriyet'in basımı durduruldu, Digiturk'un yayını durduruldu, TÜRKSAT Gölbaşı tesisleri bombalandı.

Yine o dakikalarda eş zamanlı olarak Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nı ele geçirmeye çalışan darbeci askerler, polisler tarafından etkisiz hale getirilerek tutuklandı.

Saat 04:00 civarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, savaş uçaklarından gizlenmek için yolcu uçağıyla İsanbula'a indi ve Atatürk Havalimanı'nda bir basın açıklaması düzenledi.

Saat 05:00'ten sonra İstanbul Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı darbeyi planlayanlara ve içinde bulunanlara darbeye teşebbüs suçundan soruşturma başlattı ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı da darbecilerin darbe başarılı olduğunda kullanacakları sıkı yönetim planından harekete geçerek birçok kişi hakkında yakalama kararı çıkarttı.

İstanbul Vezneciler'de bulunan Belediye binasını kontrol altına alan askerler ile polis arasında sabaha kadar çatışmalar sürdü. Çatışmalar sonucunda emniyet mensupları darbeci askerlerden binanın kontrolünü ele geçirdi.

Saat 06:40 sularında Boğaziçi Köprüsü'nde bulunan yaklaşık 50 kişilik darbeci askerler ellerindeki silahları bırakarak polislere teslim oldu. Boğaz Köprüsü emniyet güçleri tarafından ele geçirildiğinde, Türk Telekom binasında bulunan darbeci askerler teslim oldu, aynı zamanda Kuleli Askeri Lisesi'nden 80 öğrenci gözaltına alındı. Jandarma Genelkurmay Başkanlığı yerleşkesini elinde tutan 250 asker gözaltına alındı, 17 darbeci asker öldürüldü.

En son olarak da Genelkurmay Başkanlığı'nı kontrolü altında bulunduran darbeci askerlere yapılan operasyonla beraber 700 silahsız er ve erbaş teslim oldu.

Darbe girişiminin başarısız olmasının ardından siyasiler, yaptıkları açıklamalarda tehlikenin tam olarak geçmediğini ve ikinci bir darbe girişimine karşı halkın sokak ve meydanlardan evlerine girmemesi söylendi. Yaklaşık 1 aylık bir süre boyunca halk geceleri meydanlarda nöbet tuttu.