Türk edebiyatında "Dede Korkut" ve "Beyaz Kartal" olarak anılan şair ve yazar Bahaettin Karakoç, vefatının ikinci yılında yad ediliyor.

Şair bir ailenin üç çocuğundan biri olan Bahaettin Karakoç, 1930'da Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde dünyaya geldi.

Şair Abdürrahim Karakoç'un ağabeyi olan Bahaettin Karakoç, ilkokulu sonradan Ekinözü adıyla ilçe olacak Cela Köyü'nde, ortaokulu da Düziçi ilçesi ile Ankara'daki Hasanoğlan Köy Enstitüsü'nde tamamladı. Henüz ilkokul 3. sınıftayken bir haftada Osmanlı Türkçesini öğrenip, bir ayda da Kur'an-ı Kerim'i okumayı bitirdi.

Şiiri bir ağaca benzeten şair, bu sanatı tanımlarken şu ifadeleri kullanmıştı:

"Yarar yönünden ister meyve versin, ister gölge, ister yaş olsun ister kuru, ister bir tenhada dikili dursun, ister bir eşya olarak evimizin bir yerinde otursun, ağaç hep aynı ağaçtır, muhakkak bir yerde ihtiyacımızı karşılar. Sağlam bir etik, ilkeli bir estetik ve helal ölçekli bir yarar sarmalında şiir de tıpkı bir ağaç gibidir. Sanatı besleyen bu üç ana arterdir. Kalbin bir zikir aracı olan şiir, trajik bir iç yangını, aşkın sıcak kanatları altında doğan bir kutsanmış sözler armonisi ve dört kelimeyle özetleyecek olursak evrensel bir dua biçimidir. Mutlak gerçeğe, mutlak güzele yönelmenin dillenişi ve kalbin dirilişidir."

Karakoç, kendi deyişiyle, ölünceye kadar yakasını bırakmayacak olan şiirin rüzgarına da öğrencilik yıllarında yakalandı.

Hatırda kalıcı, duygu ve düşünce yüklü, sanat değeri yüksek şiirleriyle üne kavuşan Karakoç'a "Beyaz Kartal", "Türk Şiirinin Dede Korkut'u" ve "Türk Şiirinin Türkmen Dervişi" gibi unvanlar verildi.

Usta şair, eserlerinde asıl adının yanı sıra "Baha Deliorman", "Said Yaylalı", "Ekinözülü Aşık Rahmani" mahlaslarını da kullandı.

Memuriyete 29 Ağustos 1944'te başlayan şair, Kahramanmaraş'taki sağlık kuruluşlarında 32 yıl 8 ay sağlık memuru olarak çalıştıktan sonra kendi isteğiyle 1982'de görevinden emekli oldu.