Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde görevli ortopedi ve travmatoloji asistan doktoru, 27 Mayıs'ta hastası Bayram Nargüler'in saldırısına uğramıştı. Saldırgan Nargüler, kasten öldürmeye teşebbüs suçundan tutuklanmıştı. 

İskender, yaşadığı travma sebebiyle mesleği bırakmayı dahi düşündüğünü söylemişti. Sağ elinin parmakları neredeyse kopma derecesine gelen İskender'in meslektaşları, genç cerrahı yeniden mesleğe döndürebilmek için parmakları yerine dikti. 

"Üç ayda saçlarım döküldü, sakallarım beyazladı"

Hürriyet'e röportaj veren İskender, elinin mesleğe dönecek kadar iyi olsa da bozulan psikolojisi nedeniyle hastaneye gidemediğini söyledi.

"Saldırıdan önce çok mutluydum. Her şey yolundayken niye böyle oldu? En çok bunu sorguluyorum. Nasıl çalışacağım? Başka bir iş mi yapsam? Hiçbirine cevabım yok şu an için. Elimde kısıtlılık yok. Sinir kesi olduğu noktada nöroma (sinir sıkışması) gelişmiş. O noktaya dokununca parmağımın ucuna doğru elektriklenme, acı oluyor. Küçük bir ameliyat gerekiyor. Bacaktaki uyuşukluk devam ediyor. Üç ayda saçlarım döküldü, sakallarım beyazladı. Gözümde vitiligo vardı, elime de sıçradı."

"Hastaneye gittim ama içeri giremedim"

Duruşmaya katılmak zorunda olmanın kendisini strese soktuğunu söyleyen İskender, "Sinirliyim, kırgınım, bıkkınım. O hastaneye nasıl gideceğim? Her şey gözümde büyüyor. Çok ciddi bir iş yapıyorum. Bu psikolojiyle hasta bakmam da doğru olmaz. Doktorumun ‘hastaneye gitmeyi dene’ tavsiyesine uyup gittim ama içeri giremedim. Hastanenin çevresinde dolaşıp döndüm" dedi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Dr. Ertan İskender’i yaralayan Bayram Nargüler’e geçtiğimiz hafta ‘kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmeye teşebbüs’ ve ‘hakaret’ suçlarından dava açtı. Nargüler’in 30 yıl hapsi isteniyor.

Ergüler, saldırı görüntülerini önceden izlemediğini anlatarak, "Haberlerde görüntüleri izleyince tekrar kötü oldum. 1 aydır hiç aklıma gelmiyordu. O kadar unutmak istiyordum ki, ifademde, olay günü yanımda kimler olduğunu hatırlayamadım. ‘Yanıma Pınar ve Sena vardı’ diyorum. ‘Pınar kim?’ diyorlar. Öyle bir isim yoktu. Bu da beni açıkçası daha çok üzdü. İfade verdikten ve görüntüleri izledikten sonra uyku düzenim bozuldu tekrar. Geceleri kabuslar görüyorum. O videoyu izleyince durumun ne kadar vahim olduğunu gördüm. Hasta yakınlarını tanımıyorum. Aynı yere gidip gelemem. Belki yerli belki yersiz bir korku ama korkuyorum. O hastaneye dönmek istemiyorum. Allah korusun, bir psikopat tanıdığı vardır. Sabıkalı bir insan. Tekrar saldırı olmayacağı ne malum?" dedi.