Kahramanmaraş’ın düşman işgalinden kurtuluşunun 101.yıldönümü kapsamında Elbistan Belediyesi’nce organize edilen etkinlikler devam ediyor.

Kahramanmaraş’ın, Fransızlar tarafından işgal edilmesine karşı olarak Elbistanlılar tarafından kaleme alınan mukarrerat, 102 yıl sonra tekrar okundu.

Etkinlikler çerçevesinde, işgalin hemen ardından Elbistanlılar tarafından 1919 yılında yazılan ‘Elbistanlıların Mukarreratı’ adlı reddiye bildirgesi, ilçe protokolünün katıldığı programla 102 yıl sonra yeniden okundu.

Hükümet konağı bahçesindeki programa, Elbistan Kaymakamı Özkan Demir, Belediye Başkanı Mehmet Gürbüz, Cumhuriyet Başsavcısı Hayri Ormancı, İlçe Emniyet Müdürü İhsan Kıvrak, İlçe Jandarma Komutanı Binbaşı Sinan Sert, İlçe Milli Eğitim Müdür Vekili Alparslan Ceran, İlçe Müftüsü Hacı Mustafa Kılınç, AK Parti Elbistan İlçe Başkanı Ahmet Tıraş, MHP Elbistan İlçe Başkanı Üzeyir Bostan ve daire amirleri katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan programda, günün anlam ve önemini belirten konuşmayı Elbistan Belediye Başkanı Mehmet Gürbüz yaptı.

‘12 Şubat ruhu; 21 Ocak 1920 tarihinde başlayan ve 22 gün süren mücadelede; birliği, beraberliği ve destansı mücadelesi ile Anadolu’ya cesaret veren milli direniş adıdır’ diyerek konuşmasına başlayan Başkan Gürbüz, Elbistan’ın kurtuluş mücadelesindeki önemine işaret etti.

Başkan Gürbüz, şöyle konuştu:

“101 yıl önce kalesinde dalgalanan şanlı bayrağın zalim işgal kuvvetlerince indirilmesi üzerine hürriyet aşkıyla şahlanan halkımız, bayrağımızı yeniden burçlara dikerek tarihimize adını altın harflerle yazdırmıştır.

Elbistan, sanılanın aksine Kahramanmaraş Kurtuluş Mücadelesi’nde, savaşın başından itibaren mücadeleye çok büyük destek ve katkıda bulunmuştur. Aralık 1919’da Elbistan’da geniş çapta bir miting tertip edilmiş, işgaller ve Maraş olayları protesto edilmiştir. Muharebenin başlaması üzerine, Elbistan ve civardan oluşturulan milis kuvvetler harbin en başından sonuna kadar her sahada mücadele vermiş, bu güçlerin her bir ferdi kahramanca savaşmıştır. Maraş Müdafaasının en önemli aktörlerinden olan Arslan Bey’in, kararlı mücadelesi ve çelik gibi iradesi ile her türlü tuzak, sabotaj, yıldırma ve barış adı altında sunulan işgali kabullenme harekâtı kahramanca püskürtülmüştür. Öyle bir kahramanlık mücadelesi ki Maraş yakılmış, ancak düşmana teslim olmamıştır.

Her karış toprağı aziz olan Maraş’ın her ferdi büyük fedakarlıklarla düşmanı bağrından söküp atmıştır. Bu şanlı mücadelenin asil evlatlarını saygıyla selamlıyoruz.”

Başkan Gürbüz’ün konuşmasının ardından ‘Elbistanlıların Mukarreratı’ adlı 1919 tarihli reddiye bildirgesi Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni Akif Dut tarafından okundu.

İdare azasından Hacı, Hacı Halilzade Hayri, eski Malatya muhasebecisi Nuri, eski polis müdürü Hulusi, Nakibzade Mehmed, İdare Meclisi azasından Hacı Ahmed, Vehbizade Habib, İdare Azasından Toğuçzâde Durmuş, Kâtibzade Mehmed, Doktor Mustafa’nın adlarının yer aldığı 6 maddelik reddiye bildirgesinde şu ifadeler kullanıldı.

“Üç gün önce Maraş’a gelen Fransız Generali Duko’nun, şehrin ileri gelenleriyle büyük memurlarını toplayarak yaptığı konuşmada, Fransa’nın askerî güç ve kudretinden bahisle tehditlerde bulunduğunu ve milli onurumuzun bu vesileyle de tahkir edildiğini öğrenen tüm ilçe halkının bugün büyük ve coşkulu bir miting düzenleyerek, almış oldukları aşağıdaki kesin kararların tarafımızdan tebliğine bizleri yetkili kıldığını arz etmekle övünç duyarız.

1.Mütarekeden sonra, devletimizin namusunun kesin delili olan şartları ve resmî kararları ayaklarınızın altında çiğneyerek sebepsiz yere işgal ettiğiniz İzmir, Adana vilayetleriyle, Maraş, Antep ve Urfa müstakil sancakları; yedi yüzyıldan beri Osmanlı topluluğuna bağlılıkla övünen Türk ve Müslüman halkların yaşadığı, anavatanımızın bu mübarek parçaları cebren ve zorla başka bir devletin boyunduruğu altına girmeyecektir.

2.Milli onurunun en büyük ve güçlü milletler kadar bilincinde bulunan ve siyasi rüşt ve olgunluğuna yedi yüzyıllık hâkimiyeti şahit olan Müslüman Türk milleti top, tüfek, uçak gibi imha araçlarınızın hiçbiriyle susmak ve teslim olmak zorunda bırakılamayacaktır.

3.Barış konferansınca, bağlı bulunduğumuz Osmanlı devletinin sınırları ve geleceği belirlenmeksizin işgal altına alınan memleketlerimizde sancağımızı tahkir, jandarma teşkilatına kalkışma, memur maaşlarını artırma, hükümet işlerine müdahale gibi her türlü onur kırıcı ve bağımsızlığı zedeleyici tecavüzkâr girişimler elimizdeki tüm imkânlarla reddedilecektir.

4.İşgal altında bulunan yerlerde birkaç müfrit ve serseri Hıristiyan dışında, Müslüman ve gayrimüslim hiçbir vatandaşın kalbinde Osmanlı topluluğundan başka bir duygu ve emelin yer etmediği gerçeğini, General Duko, girişmek istediği kanlı tecrübeden sonra tamamen kabul ve itirafa mecbur kalacaktır.

5.Fransız işgaline karşı halk tarafından muhalefetin devam etmesi durumunda çok sayıda askerle büyük toplar getirterek memleketi kan ve ateş içinde boğacağını medeni Fransız devleti adına dile getiren General Duko emin olmalıdır ki, bağımsızlığın sadece hayat; siyasi esaretinse ölümle bir olduğunun farkında bulunan Osmanlının Müslüman unsurları, milli namuslarını maddi vasıtalardan ziyade azim ve iman ile savunacak ve garanti altına alacaklardır.

6.Şayet General Duko tehdidini mutlaka yerine getirmeye karar vermiş ise, her zaman birlikte yaşama mecburiyetini takdir ettiğimiz Ermeni vatandaşlarımızı siyasi ihtiraslar uğrunda kendilerine alet etmemesi gerekir. Aksi takdirde, milli görevimizi bütün gerekleriyle zorunlu olarak yerine getirmeye azmederek, vahim sonuçları karşısında hiçbir sorumluluk kabul edemeyeceğimizden, medeni milletlerinizin şimdiden haberdar edilmesini rica ile saygılarımızı sunarız.”

Buradaki program, tüm şehitlerimiz için dua okunması ile son buldu. Etkinliklerin devamında, kurtuluş mücadelesinde şehit düşen ecdadımızın kabirleri ziyaret edildi.