Selçuklu dönemiyle başlayıp Osmanlı döneminde zirve yapan ahşap oymacılığı çırak yetişmediği için yok olmakla karşı karşıya kaldı.

Ağaca şekil veren eller, teknolojiye yeniliyor. Gelişen teknolojinin yanı sıra, yetiştirilecek çırak ta bulunamayınca oyma sanatı can çekişmeye başladı. Elbistanlı İzzet usta yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen ahşap oymacılığını ayakta tutmaya çalışıyor. Askerlik dönüşü başladığı ahşap oymacılığını kesintisiz 32 yıldır sürdüren İzzet Sağlamer fabrikasyon üretimin yanı sıra, çırak bulamamanın da sanatın yok olmasına vesile olduğunu söyledi. İzzet Sağlamer Aksu Habere yaptığı açıklamada; “Ahşap oymacılığına kendi hevesimden dolayı başladım. 1986 yılında Elbistan’ın üçüncü mobilyacısı olarak dükkanımı açtım ve mesleğimi icra ediyorum . Yıllar içinde yok olmaya yüz tutan ahşap oymacılığı sanatını hiç bırakmadım. Elbistan sanayisinin bir kısım ustalarını kendim yetiştirdim ama hiçbirisi ahşap oymacılığına heveslenmedi. Ben de inada inat ahşap oymacılığını bırakmıyorum. İnşallah ölene kadar da devam edeceğim. İşe ilk başladığım yıllarda çeyiz sandıkları, mücevher kutusu, tepsi ve tavla gibi şeyler ürettim. Daha sonra camilere minber, mihrap, kürsü, köşe takımları, şark köşeleri yaptım, şimdi ise her türlü sipariş işleri yapıyorum. Şu an geçerli olan bir şey doğal masa, sehpa çeşitlerine de girdim. Çırağım yok, ondan mustaribim. Çocuklarımız illaki okuyacaklar ama sanatın da yaşatılması gerekiyor. Aileler çocuklarını sanata da yönlendirmelilerdir. Maraş'ta benim çocukluğumda 80 100 kişi vardı bu işi yapan. Şimdi ise 8-10 kişi Usta kaldı” diye konuştu.