'Gelinlik giyen' tarlalarda sıcakta zorlu mesai başladı.
Çukurova'da ağustos ayından itibaren "gelinlik giyen" tarlalara gün doğmadan giderek pamuk hasadı yapan işçiler, sıcak hava ve nemle mücadele ederek günde ortalama 10-11 saat çalışıyor.
Yaşar Kemal'in "Bakın şu sarı sıcak, bir çökmüş ki insanın kemiklerini kavuruyor, eritiyor." diye tasvir ettiği Çukurova'nın bunaltıcı havasında tarlada çalışmak zorunda olan işçiler, ağustos ayının ortalarından itibaren elle pamuk hasadına başlıyor…
Makinelerin giremediği arazilerde insan gücüyle toplanan pamuk, "duvarında bile ot biten" bereketli Çukurova topraklarında önemini koruyor.
Tarlaların yakınındaki köylere kurdukları çadırlarda zorluklar içinde yaşayan tarım işçileri, çuvallarını bellerine bağlayıp günün ilk ışıklarıyla pamuk hasat ediyor.
İşçilerin asıl zorlu mesaisi, yakıcı güneşin kendini göstermesi ve nemin çoğalmasıyla başlıyor.
Zaman zaman 40 dereceyi aşan sıcakta "beyaz altın" toplamayı sürdüren rençperler, pamuk doldurdukları çuvalları traktörün römorkuna yüklüyor.
Günlük ortalama 100 ile 200 kilogram arasında pamuk toplayarak 50-100 lira kazanan işçiler, günün büyük bölümünü tarlada geçirmelerinin ardından gün batımıyla çadırlarına dönüyor.
Pamuk hasadında Suriyeliler de çalışıyor.Suriyeli Hele Ahmed Hüseyin de ülkesinde ev hanımı olduğunu ancak savaş nedeniyle 2 yıl önce geldikleri Türkiye'de tarım işçiliği yaptığını söyledi.
Hüseyin, sabahın erken saatlerinde iş başı yaptıklarını, güneşin altında geçen yorucu bir günün ardından çadırlarına döndüklerini anlattı.