Sıradan bir hayat sürüyordu
Süleyman Aktaş hepimiz gibi sıradan bir hayat sürüyordu Denizli’de. Elektrik kurumunda hat işçisi olarak çalışıyordu. İçimizden birisiydi kendisi. Evli ve 2 çocuk babasıydı.
Her şeyi değiştiren kaza
Normal bir gün gibi başlayan mesaisi başına gelenlerden sonra bambaşka bir yere evrilecekti. 31 bin 500 voltluk elektrik akımına maruz kaldı işini yaparken. İş kazası hayatını derinden etkileyecekti.
Uzun süre yoğun bakımda kaldı
Kaza sonrası hastaneye kaldırılmış, mucize eseri hayatta kalmıştı. Ancak uzun süre yoğun bakımda kalmıştı Süleyman Aktaş. Yoğun bakım sonrası fiziken iyileşmişti lakin fiziken iyileşmesi ruhen iyi olduğu manasına gelmiyordu.
Beyinde hasar oluştu
Kaza sonrası beyninde oluşan hasar sonrası sık sık halüsinasyonlar görüyor, kafasının içinde sesler duyuyordu. Haliyle bu durum psikolojisini bozmuştu. Kazanın üzerine bu durum ruh sağlığını olumsuz etkiliyordu.
İlk cinayetini işledi
Sandırlar o kadar ileri seviyeye gelmişti ki ne yaptığını bilemiyordu. İlk cinayetini de bu dönemde işledi. 1986 yılında Antalya'da yol sorduğu bir başkomiseri sırf kendisine ters cevap verdi diye öldürmüştü. Mahkemeye çıkarıldığında ruh sağlığının bozuk olduğu anlaşılmış ve 3 buçuk yıl Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde yatırılmıştı.
Köye yerleşti ama…
3 buçuk yıl sonrası Denizli’deki köyüne geri dönen Süleyman Aktaş tam iyileşmemişti. Köyde geçen 5 yıl sonrası içinde ‘sesler’ gelmeye devam etti ve yine elini kana buladı. Köyde yaşayan bir çifti çekiçle bayıltmış, henüz hayattayken gözlerinden ve alınlarından çivi çakarak öldürmüştü. Çiftin cesetleri uzun bir süre sonra bulunmuştu. Çürüyen cesetler bu yüzden “gıda zehirlenmesine bağlı ölüm” olarak belgelere geçmişti.
1 ayda ikinci cinayet
İşlediği cinayetin üzerinden 1 ay geçmişti ki köyde yeni bir cinayet işlemişti. Yine yaşlı bir çift hedefindeydi. Onları da öldürüp sol gözlerine 2 alınlarına 1 çivi çakmış, cinayeti öyle işlemişti. Panikle cinayetleri akrabasına haber vermeye giden bir köylü, akrabasını da aynı şekilde çivilenmiş, can çekişirken bulmuştu. Yaralı adamın ağzından çıkan son kelime arkadaşı da olan Süleyman Aktaş’ın adı olmuştu.
Hemen itiraf etti
Kısa sürede Süleyman Aktaş yakalanmış ve gözaltına alınmıştı. İfadesinde ise cinayetleri itiraf etti. Aramalar sırasında evinin alt kısmında özenle sivriltilmiş beton çiviler ele geçirilmişti. Ayrıca bir ölüm listesi vardı, kimleri öldüreceğini yazmıştı.
“Görev yukarından geliyor”
Cinayetleri “Görev yukarıdan geliyor” diyerek açıklayan Çivici Katil Süleyman Aktaş görev zamanını da televizyonda yayınlanan Bakanlar Kurulu’nu izlerken aldığını söyledi. İleri derecede paranoid şizofren tanısı konan Çivici Katil Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne yatırıldı. Bir defa hastaneden kaçmayı başaran Aktaş’tan korkan köylüler köyü boşaltmış, 1500 kişiden 680 kişi kalmıştı. Halen hastanede yatmakta olan Süleyman Aktaş’ın tedavisinde ilerleme kaydedilemedi.
