TÜBİTAK SAGE’nin geliştirdiği yerli ve milli küresel konumlama sistemi alıcısı Kaşif entegreli mühimmatın hedefi tam isabetle vurduğu ana dair görüntüler, aslında Ankara için kritik bir virajın daha dönüldüğü anlamına geliyor. Uzmanlar, milli imkanlarla geliştirilen sistemlerin ABD’den alınan kitlerden daha iyi sonuçlar verdiği görüşünde. 

İki hafta arayla yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin getirdiği atmosfer nedeniyle kamuoyunda yeterince tartışılamayan kimi konular oldu. TÜBİTAK SAGE’nin Kaşif entegreli HGK-84 mühimmatı ile hedefi yalnızca birkaç santimetre sapmayla vurduğu anlara dair görüntüler de bunlardan biri...

TÜBİTAK SAGE aslında uzun zamandır kitler başta olmak üzere son derece stratejik ürünler için oldukça değerli işlere imza atıyor. Sahip olduğu imkanlara nazaran ortaya koyduğu çıktılarla sektörün en önde gelen kurumlarından biri olan SAGE’nin Kaşif ismini verdiği yerli/milli küresel konumlama sistemi alıcısı da dikkate değer.

Biz de hem Kaşif’i hem de hassas güdüm kitine dair kimi detayları konuşmak üzere Savunma Sanayii Araştırmacısı Fatih Mehmet Küçük ile bir araya geldik. 

HGK kitleri ne işe yarıyor?

Hassas Güdüm Kiti’nin (HGK) ne işe yaradığını en azından temel seviyede bilmeden Kaşif’i anlamak pek de mümkün değil. Bu nedenle önce HGK meselesine kısa bir giriş yapıyor Küçük ve bahsettiğimiz bu kitlerin ‘aptal bomba’ denilen MK serisi bombaları daha ‘akıllı’ hale getirdiğini söylüyor.

Hassas güdüm kitleri sadece MK serisine değil, ‘sığınak delici’ olarak bilinen BLU serisi veya bunun yerli versiyonu olan Nüfuz Edici Bomba (NEB) gibi mühimmatlara da eklenebiliyor. Böylece mühimmatın hedef yöneliminde çok daha etkin sonuçlar alınıyor. Kısacası bu bombaların hedefi vurma oranı HGK’lar ile oldukça üst seviyeye çıkıyor. 

ABD’den aldıklarımızı milli imkanlarla geliştirdik

Fatih Mehmet Küçük’ten HGK’yı dinliyoruz ancak buraya nasıl gelindiğini de merak ediyoruz. Çünkü yerli/milli savunma sanayiinde özgün üretimler olduğu kadar, yurt dışından temin edilen ama sonradan ‘yerli muadilini geliştirelim’ denilen ürünler olduğunu da biliyoruz.

HGK’nin de benzer bir hikayesi olduğundan bahsediyor Küçük. Türkiye’nin güdüm kiti üretiminin başlangıcına baktığımızda ABD’den temin edilen JDAM kitlerinin yurt içi imkanlar ile karşılanması amacıyla yola çıkıldığını anlatıyor.

“2010’lu yıllarda biz JDAM ile yerli HGK’ları kullanmaya başladık” bilgisini paylaştıktan sonra süreci özetliyor:

“JDAM yerine yerli kit üretimine geçilmek istenmesinin sebepleri vardı. En önemli nedenlerin başında temin noktasında ABD’ye olan bağlılığın rahatsızlık yaratması ve maliyetlerin yüksekliği geliyordu.

Bu noktada Türkiye, ilk ürünleri hızlıca ortaya çıkarmak için küresel konumlama sistemi alıcısı, aletsel navigasyon sistemi gibi bileşen noktasındaki ürünleri yurt dışından aldı. Bunlar ABD’den gelen ürünlerdi.