Kültür - Sanat

Bu hafta sinemalarda gösterime giren filmler

Sonbaharın gelişiyle birlikte sinema salonları yepyeni filmlerle hareketleniyor. Eylül ayında vizyona giren filmler, sinema tutkunları için dopdolu bir ay vaat ediyor. İşte bu haftanın vizyona giren filmleri..

Abone Ol

Chuck’ın Hayatı (The Life Of Chuck)

Yönetmen koltuğunda Mike Flanagan'ın oturduğu ve başrollerini Tom Hiddleston, Mark Hamill, Chiwetel Ejiofor'un paylaştığı Chuck’ın Hayatı (The Life Of Chuck) filmi yaşamı tersine bir zaman çizelgesiyle anlatırken ölümü, sevgiyi ve hayatın küçük mucizelerini şiirsel bir dille işliyor. Charles “Chuck” Krantz’ın hikâyesi, ölümünden başlayıp çocukluğuna doğru ters kronolojik bir akışla anlatılıyor. Toronto Film Festivali’nde 'Halkın Seçimi Ödülü' nü alan film 19 Eylül 2025' te beyazperdede izleyicilerle buluşuyor.

The Jester 2

Cadılar Bayramı gecesi, genç sihirbaz Max ölümcül bir oyuna çekilir. Karşısına çıkan maskeli ve uğursuz Soytarı, yaptığı her illüzyonu kana bulayan doğaüstü bir varlıktır. Max, sahne sihrini bu kez hayatta kalmak için kullanmak zorundadır. Ancak illüzyon ile gerçek arasındaki çizgi silindikçe, Soytarı’nın oyunları giderek daha kanlı ve kaçınılmaz bir kabusa dönüşür.

The Jester ile başlayan karanlık kabus, Colin Krawchuk'un devam filminde Michael Sheffield, Kaitlyn Trentham, Dingani Beza'nın da oyunculuğuyla daha kanlı ve doğaüstü bir hâle geliyor.

Büyük, Güzel ve Cesur Bir Yolculuk (A Big Bold Beautiful Journey)

Başrolleri arasında Margot Robbie, Colin Farrell, Kevin Kline' ın yer aldığı romantik-fantastik bir film olan Büyük, Güzel ve Cesur Bir Yolculuk'ta David, eski arabası ve garip bir GPS ile gittiği bir düğünde Sarah ile tanışır. Tesadüf gibi başlayan bu karşılaşma, onları GPS’in önerdiği bambaşka bir yolculuğa sürükler. Yolda, geçmişleriyle yüzleşir, unutulmuş anıları keşfeder ve boyalı manzaralar eşliğinde birbirlerine yaklaşırlar. Bu yolculuk içsel bir keşfin de kapısını aralar. İlişkileri derinleşirken, geleceğe dair önemli bir kararın eşiğine gelirler.

Şair Puşkin (The Poet)

Film, Aleksandr Puşkin’i genç, özgüvenli ve dönemin entelektüel çevresi tarafından hayranlıkla izlenen bir figür olarak sunuyor. Her baloda yıldız gibidir, şiiri toplumun gözbebeğidir; ancak aristokrat halkın desteği, hatta sadık dostları bile onu düellolardan, sürgüne ve yıkıma karşı koruyamaz. Nihayet gerçek aşkı bulduğunda ise hayat ve yaratıcılığının anlamını keşfeder. Biyografik bir film olan Şair Puşkin'in hayatını Yura Borisov canlandırıyor.

< type="adsense" data-ad-client="ca-pub-2652272791524659">