Yerel halk tarafından zaman zaman “Oli Göl” olarak da anılan bu göl, binlerce metre yükseklikteki bir krater gölü olma özelliği taşıyor.

Ali Gölü, Kahramanmaraş il merkezine yaklaşık 150 kilometre, Nurhak ilçe merkezine ise 30 kilometre uzaklıktadır. Göl, Nurhak Dağları’nın zirveye yakın eteklerinde, doğa yürüyüşçüleri ve dağcılar tarafından ziyaret edilen, ulaşımı zor ancak bir o kadar da etkileyici bir noktada yer almaktadır. Yüksekliği nedeniyle yılın büyük bölümünde serin kalan bu bölge, özellikle ilkbahar ve yaz aylarında doğa tutkunlarının ve fotoğrafçılarının ilgisini çeker. Ancak gölün asıl büyüsü, etrafında anlatılan efsanelerde saklıdır.

Daw-5

İlk Efsane: Aşk Uğruna Dağlarda Geçen Bir Kış

Kahramanmaraş’ta 50 Milyon TL’lik Vurgun!
Kahramanmaraş’ta 50 Milyon TL’lik Vurgun!
İçeriği Görüntüle

Efsaneye göre, eski zamanlarda bölgede yaşayan çoban Ali, bir beyin kızına âşık olur. Bey, kızını Ali'ye vermek için zorlu bir şart koşar: Ali'nin Nurhak Dağları'nda bir kış geçirmesi gerekmektedir.

Ds-6

Ali, bu şartı kabul eder ve dağlara çıkar. Zorlu kış koşullarında bir mağaraya sığınır.

Sa-10Ancak, açlık ve susuzluktan değil, dağların uğultusuna dayanamayarak hayatını kaybeder. Mağaranın önündeki oyuk taşın, Ali'nin atının yemliği olduğu söylenir. Bu olaydan sonra göle "Ali Gölü" adı verilir .

S-11

İkinci Efsane: Yiğitliğin Sınandığı Kırk Gün
Bir başka halk anlatısına göre ise, Elbistan’a hükmeden zengin ve güçlü bir bey vardır. Beyin kızı, savaş sanatlarında eğitimlidir ve zeki, gururlu bir kadındır. Bir gün bir çatışma sırasında genç bir yiğit olan Ali, beyin kızını düşmanlardan kurtarır. Bu cesareti gören kız, Ali’ye gönlünü kaptırır.

Ancak bey, kızını Ali’ye vermek istemez ve onun cesaretini sınamak için yeni bir şart koşar: “Göl yakınındaki mağarada kırk gün geçireceksin. Sadece sen ve atın.”

Dwaf-1

Ali, bu şartı da kabul eder. Mağaraya girer, günleri saymaya başlar. Ancak otuz ikinci günün sonunda, dışarı çıkmaz. Onu merak edenler mağaraya gittiğinde, Ali’yi ve atını ölü halde bulurlar. Mağaradaki taşlardan birinin üzerinde şu yazı olduğu rivayet edilir:
“Ben ve atım ne açlıktan ne korkudan öldük, biz iniltiden öldük.”

Bu mağara, halk arasında bugün hâlâ “İnleyen Mağara” olarak anılmaktadır.

Efsanelerin Günümüzdeki Yansımaları ve Turizm Potansiyeli
Bu dokunaklı hikâyeler, Nurhak ve çevresindeki köylerde kuşaktan kuşağa aktarılmakta; düğünlerde, meclislerde ve halk anlatılarında sıkça yer bulmaktadır. Bu efsaneler, sadece Ali Gölü’nün adını yaşatmakla kalmamış, aynı zamanda gölü çevreleyen dağlık coğrafyanın mistik havasını da pekiştirmiştir.

Son yıllarda yerel yönetimler, Ali Gölü ve efsanelerini tanıtmak, ekoturizm olanaklarını artırmak ve bölgenin kültürel değerlerini koruyarak turizme kazandırmak amacıyla çeşitli projeler yürütmektedir. Yürüyüş rotaları, rehberli turlar ve belgesel projeleri bu kapsamda hayata geçirilmek üzeredir.

Ali Gölü, sadece bir doğa manzarası değil; aşkın, cesaretin ve yalnızlığın efsanevi bir simgesidir. Nurhak Dağları’nın kalbinde, karların ve rüzgârların örttüğü bu göl, hâlâ o eski sesleri taşır: inleyen mağaranın yankısı, aşkın sessiz çığlığı, ve bir yiğidin dağlara yazılmış adı…