Değiliz herkes gibi sıradan, hamdolsun “ELBİSTANLI” yaratmış yaradan.
Elbistan, Anadolu coğrafyasının en eski şehirlerinden biridir. Tarihi M.Ö. 25.000’li yıllara kadar uzanır. Çok eski dönemlere ait birçok yerleşim alanlarının, kalıntıların ve höyüklerin bulunması bunu doğrulamaktadır. Bu tarihi süreçte Luviler, Hattiler, Hititler, Asurlar, Frikyalılar, Lidyalılar, Medler, Persler, Kapadokyalılar, Makedonyalılar, Komegenler, Romalılar, Bizanslılar, Araplar, Memlûkler, Moğollar, Selçuklular, Dulkadirliler, Osmanlılar hüküm sürmüşlerdir.
Bu satırları niye yazıyorum. Yazmadan duramadığım için yazıyorum. Neden yazmadan duramıyorum peki? Bunun nedeni belli. Bir konu üzerinde fikir sahibi olmak için, önce o konu hakkında bilgi sahibi olmak gerekiyor. “Paylaşılmayan bilgi bilgi değildir” sözünden hareketle siz değerli okuyucularım ile paylaşmak için yazıyorum.
Elbistan, Osmanlı hanedanına gelin vermesi ile eğitim seviyesi ile siyasetçileri ile yazarları ile ozanları ile şairleri ile Ceyhan nehri ile ovası ile kükürtlü şifalı içmeleri ile meşhurdur. Türkiye’deki 18 ilden daha büyük, il olmayı çoktan hak etmiş, il statüsündeki Elbistan, Dulkadiroğulları'na başkentlik yapmış, Anadolu'da nadide, müstesna bir şehirdir.
Osmanlıcada “kudretli” manasına gelen 1337 yılında Zeyneddin Karaca Bey tarafından kurulan Dulkadiroğulları Beyliğine 130 yıl başkentlik yapmış, her şeyi ile kendine özgü, ismiyle müsemma olan, güzide bir şehir olan Elbistan, Osmanlı sarayına çeşitli dönemlerde beş gelin göndermiş. Yıldırım Bayezid'in eşi Devlet Hatun, Çelebi Mehmed'in eşi Emine Hatun, II. Murad'ın eşi Âlime Hatun, Fatih Sultan Mehmet’in eşi Sitti Mükereme (Mükrime) Hatun 2. Beyazıt’ın eşi Ayşe Hatun (I.Gülbahar Sultan) Elbistanlıdır.
Her yazarın her şairin bir şehri vardır, örneğin Yahya kemal'in İstanbul’u Yaşar Kemal'in Adana’sı, Elbistan’da Mükrimin Halil Yinanç’ın, Tahsin Yücel’in, Âşık Mahsuni Şerif’in, Abdurrahim Karakoç’un şehridir. Elbistan’ın yarısı Abdurrahim Karakoç’un şiirleri ile diğer yarısı ise Âşık Mahsuni Şerif’in şarkıları ile çınlar. Ezgilerinde, Elbistan’ı o kadar güzel anlatırlar ki dinleyen herkes duygulanır.
Abdurrahim Karakoç'un dediği gibi;
“Gölgesinde otur amma
Yaprak senden incinmesin
Temizlen de gir mezara
Toprak senden incinmesin”
Âşık mahzuni Şerif’in dediği gibi; “
"Bahar çatlayınca bizim ellerde
ağlar Ceyhan nehri bulanır gelir
turnalar sevişir güzel göllerde
Elbistan ovası sulanır gelir."
Ama yeniden turnalar sevişir mi bizim ellerde, Elbistan ovası sulanır gelir mi, bilemiyoruz.
Her Elbistanlının Abdurrahim Karakoç’u ve Âşık Mahsuni Şerif’i dinlediğinde, biraz tebessüm, biraz hüzün ve derin bir iç çekişi vardır.
Elbistanlılar genel olarak Maraşlıyım demezler. Üstüne basa basa Elbistanlıyım derler. Coğrafi özelliklerden olsa gerek. Elbistanlılar, Malatya’ya ve Malatyalılara daha yakındırlar. Elbistanlılar lafını uzatmaz. Söyleyeceği ne varsa göğsünü gere gere ortaya söyler gider. Anlayan anlar.
Yıllar önce şehrin girişinde, Elbistan iline hoş geldiniz diye kocaman bir tabela vardı.
Uzun yıllarıdır il olma mücadelesi veren ancak Maraş’ın büyükşehir olmasıyla Elbistan artık il olma hayali kuramayacak.
6 Şubat’tan önce birisi Elbistanlıyım dediğinde gözlerimiz parlardı sevinçten, 6 Şubat’tan sonra birbirimizi gördüğümüzde gözlerimiz doluyor, başımızı yere eğiyoruz.
Çünkü düne kadar Elbistanlı olan bizler artık Elbistansız kaldık. Söylenecek sözler boğazımızda düğümleniyor. Gözlerimiz yaşarsa da, kelimeler boğazımızda düğümlese de Elbistan’ı asla bırakmayacağız, terk etmeyeceğiz.
Bazılarının Elbistan’ın ismini ilk duyduğunda ülke zannettiği, yaşanmış gerçek bir hikâye anlatarak yazımı sonlandırıyorum.
Genç adam üniversiteden mezun oluyor ve bir mühendislik firmasında işe başlıyor. O arada evleniyor ve çocuğu oluyor. İlk iki sene boyunca çok çalışıyor ve çeşitli şantiyelerde firmaya para kazandıran çözümlerle kendini gösterince genel müdürün dikkatini çekiyor. Genel müdür bunu odasına çağırıyor ve kariyeri için hayırlı olacağını düşündüğü bir teklifte bulunuyor.
- Seni Elbistan'daki şantiyemize göndermek istiyorum ne dersin?
- Yeni çocuğum oldu. Şu an için yurtdışı görev düşünmüyorum efendim.
Elbistan’ı iki kelimeyle anlatmam istenseydi galiba şöyle derdim: İlçe ama İl’den daha etkili.
Gözlerinden kurnazlık akan Elbistanlılar ve Elbistan hakkında daha çok şey yazılabilir.
Bu açıdan Elbistan bizim gönül coğrafyamızın en müstesna yerlerinden biridir.